Hugo, dul ablası ve onun çocuklarını doyurmak için ekmekçiden ekmek çalan bir adamın yakalanması sonucu tersanede kürek mahkumluğu yapan bir mahkumun başından geçenleri anlatıyor. Firar girişimlerinden, yakalanıp her eziyete karşı göğüs gerdiğinden ölmediği için tehlikeli kişi kağıdı ile hapishaneden ayrılan bir mahkûm. Hayatın sefillere karşı acımasız olduğunu, suçsuzların suçlulardan daha da suçlu olduğunu bana gösteren bir kitap oldu. Tabi bu konuların arasında saf bir aşk konusu da yer alıyor. Keyifle okuyup bitirdiğim bir klasik eserdi.
.
.
.
“Şimdi ucuz ne vardır? Her şey ateş pahası! Yalnız dünyanın kederleri ucuzdur…”
“-Çünkü, sevgili kızım, rahat zamanında kuru ekmekle yetinemeyen çile zamanında açlığa dayanamaz…”
“Tanrı, birbirini lekesiz bir aşkla seven iki genci ayırmayacaktır…”