Bazı kitapları bitirince ruhumda öyle bir tat kalıyor ki, o duygu bitmesin, devam etsin diye, kitabın başına dönüp tekrar parça parça okuyorum.
Kitabın ilk cümlesi nasıldı, ilk karakter cümleleri neydi gibi… Ya da alıntı yaptığım yerleri tekrar tekrar okurum. Bu kitapta da aynısını yaşadım, başa döndüm elimden bırakamadım, iki defa okudum.
Öyle güzel hikaye, öyle lezzetli bir anlatımı vardı.
Yazarın başka kitabını okumadan (
Belgelerim ) önce edebiyatını tanımak için ince bulduğum bu romanı elime aldım. Yazarın bütün kitaplarını okumak istiyorum şu an.
Sanırım geleneksel ilişkilerden ziyade modern toplum ilişkilerini kitaplarda okumayı sevdiğim için, burada anlatılan ilişkiyi büyük bir keyifle okudum.
Kitaba gelecek olursak, bu kadar mı güzel üvey baba olunur? Kitap için baba kız hikayesi mi desem, bir yüzleşme, iç hesaplaşma mı desem yoksa bekleyişin öyküsü mü desem bilemedim, hepsinin iç içe harmanlandığı güzel bir kurgu olmuş.
Veronika, bir gece resim kursundan eve dönmez. Daniela’yı uyutmak annesi gelmeyince, üvey babası Julian’a kalır.
Julian edebiyatla ilgili olduğu için, ağaçları metafor olarak kullanarak kendi geçmişinden, çocukluğundan, ailesinden, eski ilişkilerinden, geleceğinden türlü hikayeler uydurarak, Daniela’yı avutmaya çalışır. Anlattığı hikayelerde hayalleri, hayal kırıklıkları, umudu, umutsuzluğu vardır.
Güzel bir kurgu roman.