Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

MUTASAVVIFLARIN NÜBÜVVETİ İSPAT TEORİSİ
Mutasavvıflara göre, beden ve ruhtan meydana gelen insanın ruhu, yüce âlemden bu süfli âleme kemâl aramak için gönderilmiştir. İnsan, beden vasıtasıyla dünya tedbirine ve ruh vasıtasıyla âhiret elde etmeye muhtaçtır. Bu iki sebepten dolayı bir uyarıcı (münzir) ve yol göstericiye (hâdi) ihtiyaç vardır. Uyarıcı ve yol gösterici, hem insanın kendisinden istifade etmesinin müyesser olması hem de kemâle erilmesi için gereklidir. Ölüm sonrası hayatta kurtuluşa ermek, Allah'tan feyiz almaya, vahiy ve ilhamına mazhar olmaya bağlıdır. Tüm insanların buna istidatları olmadığından, içlerinden birinin vasıta olması zorunludur. Yaratıcının bizzat kendisinin bu göreve seçtiği peygamberler, bir yüzü Allah, diğer yüzü kullarına dönük iki yönleriyle bu görevi yerine getirirler. Peygamberler, insanları Allah'tan haberdar etmek, O'nun emir ve yasaklarını iletmek, sırât-ı müstakimi göstermek, böylelikle onların emirlere uyup yasaklardan kaçınmakla meşgul olmaları, kemâl elde etmeye çalışmaları için gönderilmiştir. Müntesiplerini kemâle ulaştırma misyonunu yüklenmiş bir peygamber, tabiatıyla, en kâmil insan olacaktır. Ruhu kötülüklerden arındırıp safiyetin doruk noktasına varmayı hedefleyen sûfiler, hem velâyet hem de nübüvvet sıfatlarını kendisinde birleştirmiş insan olarak Hz. Peygamber'i, bilasâle en kâmil insan kabul etmişlerdir. Dolayısıyla insanlığın kemâle ulaşma sürecinde, onun rehberliğinden vazgeçiİemez.
Sayfa 74
·
33 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.