Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Fizikçi Richard Feynman ünlü bir ifadesinde "kuantum mekaniğini hiçkimse anlamıyor" demişti. Kendisi her zamanki gibi provokatif idi ancak sözleri, bu konunun adı çıkmış zorluğunun ve sağ duyuya tamamen ters düşen doğasının altını bir kez daha çiziyordu. Peki bu konu neden bu kadar zordu? Kuantum dünyasının yerlisi olmayı başaramamış olmamız muhtemel bir cevap olabilir. Evrim bizleri, kuantum etkilerinin kendini doğrudan göstermediği ve zaman ve mekan ölçülerinin Newtonsal olduğu bir dünyaya adapte olacak şekilde geliştirmiştir. Bu dünyaya bir canlı türü olarak adapte olduk, içinde bireyler olarak yetiştik ve zihinlerimizin deneyimlerimizi nasıl işlediğine bağlı olarak ona demir attık. Bu bakış açısında kuanturn dünyası ile klasik dünyamızı aşılamaz bir uçurum ayırmaktadır. Bu nedenle kuantum dünyasını her zaman egzotik ve kavranamaz olarak göreceğiz. Kuantum dünyası hakkında bilgi edinmenin keyfi, görmeyi beklediğimiz şey ile gördüğümüz şey arasında uyumsuzluğu şaşkınlık ile izlediğimiz bir illüzyon gösterisi izlemek gibidir. Bu heyecan hiçbir zaman azalmayacak. ... Evren, tam olarak çalışan saat benzeri bir mekanizma degildi. Çünkü bilim insanları,dünyada rastgele gibi görünen olayların da var olduğunu gördüler. Jeoloji, termodinamik ve gazların davranışı gibi alanlarda çalışan bilim insanları, tersinir olmayan etkileşimleri ve belirsizlikleri ele alabilen metotlar ve araçlar geliştirdiler.21 Fakat bunlar, ontolojik belirsizlikleri (doğanın kendisinde var olan belirsizlikler) değil fakat felsefecilerin epistemolojik diye tabir ettiği belirsizlikleri (incelediğimiz nesnenin kendisi ile ilgili bilgimizdeki belirsizlikler) ihtiva ediyordu. Newton mekaniğine güvenerek Laplace'ın söylediği üzere"Şans denen kelime, meydana geldiğini gözlediğimiz ve görünür bir neden olmaksızın birbirini takip eden olayların sebepleri hakkındaki bilgisizliğimizi" ifade eder. ... İngilizbiyolog Richard Dawkins "beyinlerimiz, bedenlerimizin işlev halinde olduğu ebatlar ve hızlar ölçeğinde hayatta kalmamızı sağlayacak şekilde evrimleşmiştir" diye yazmıştır. Bu ölçek, sezgilerimiz için konfor bölgesidir. Dawkins bu bölgeyi "orta dünya" olarak adlandırır. Çok büyük, çok küçük veya çok hızlı olanların acayipliklerle dolu dünyasının tersine, normal olarak algıladığımız kısıtli bir gerçeklik sahasının dünyasıdır orası. ... Açıklık ve zariflik arzu edilendir ve karanlık mesafeler ve kavranamaz derinlikler terk edilmelidir. Bilimde "derinlikler" yoktur fakat her yerde yüzeyler vardır. Bütün deneyimler, her zaman bütünüyle görünemeyen ve çoğunlukla parçalar halinde anlaşılabilen kompleks bir ağ meydana getirir. Her şey insanın erişimine açıktır ve insan her şeyin ölçüsüdür ... Bilimsel dünya anlayışı çözülemez sırlar diye bir şey tanımaz ... Kuantum dünyasındaki kimlik kavramının klasik bir örneği yoktur.Günlük yaşamın bakış açısıyla bozonlar ve fermiyonlar kafa karıştırıcı şekilde tuhaftır. Mikroskobik ölçekte fermiyonların kimliği, tek yumurta olmayan ancak aynı zamanda doğmuş ikizlerin aynı mekanı işgal edebilmesi durumu gibidir. Bozonların kimliği ise, reklam filminde olduğu gibi çok sayıda insanın bir arabanın veya bir telefon kulübesinin içinden çıkması gibidir. Fermiyonlar ve bozonlar için kuantum kimliği "birini gördüyseniz hepsini gördünüz" sözünün mutlak uygulamasıdır. Atomlar ve orta boy moleküllere kadar mikroskobik ölçekteki parçacıklar bu tanıma mükemmel şekilde uyar. Yukarı spin özelliğine sahip bir tane elektron gördüyseniz, artık bilirsiniz ki yukarı spin özelliğine sahip bütün diğer elektronlar ilkinin tıpatıp aynısı olacaktır.Ancak ilki ve ikincisi ayrı konumlarda olmak zorundadır. Burada konum, bir dizi etikete sahip farklı kuantum durumlarını tarif eder. Pesic, "Radikal şekilde benlik özelliğinin kaybolması şeylerin ardında var olan yeni derinlikleri ortaya çıkarmıştır" diye yazdı. Bu o kadar farklı bir durumdur ki Pesic, benlik özelliğinin veya bireyi birey yapan şeyin ayırt edilebilir olması konusunda ısrarcı olmuştur. Bir şeyin kendi aynılığını devam ettirmesi demek olan kimlik özelliği ise farklı bir şeydir. Bir varlık türü olarak düşündüğümüzde elektronlar, bu türün örneği olarak bir kimliğe sahiptir. Ancak bir elektronu diğerinden ayıran özelliklerin varlığı söz konusu değildir. Bu bağlamda birbirinin tıpatıp aynısı olan şeylerin kendilerine ait benlikleri yoktur. "Ben benim!" demelerini sağlayacak bir şey yoktur. Pesic'in dediği gibi, "insan benliği anonim kuantaya dayalıdır". Bu insanların kolayca hazmedemeyeceği garip bir gerçektir. Eşitliği seviyoruz ancak kimlikten nefret ediyoruz.
·
32 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.