Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Hilafet, Türkiye ve Atatürk'ün İngilizler hakkındaki sözleri,
Atatürk düşmanları Atatürk'ün İzmir İktisat Kongresi'ne kadar halifeliği övdüğünü, Kurtuluş Savaşı'nı halifeliği kurtarmak için yaptığını söylediğini, ancak Lozan görüşmelerinde İngilizlerin halifeliğin kaldırılmasını istemeleri üzerine(!) Atatürk'ün halifeliği kaldırdığını iddia etmektedirler. Bu zehrin panzehri şudur: Atatürk sadece hilafeti değil, daha sonradan tarihe gömeceği birçok kavram ve kurumu Kurtuluş Savaşı yıllarında övmüştür, yüceltmiştir. Din istismarının ayyuka çıktığı, ihanet fetvalarının havada uçuştuğu, Meclis'in dualarla açıldığı, Atatürk'ün, cumhuriyeti "vicdanında milli bir sır olarak sakladığı" bir ortamda halifeliği övmesinden, halifeliği kurtarmaktan söz etmesinden daha doğal ne olabilir? Bir taktik ve strateji dehası olan Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı kazanılıncaya kadar halifeliğe cephe almaması çok gerekli ve akılcı bir tutumdur. Atatürk'ün de birçok kere ifade ettiği gibi halifelik tarih içinde İngilizlerin zararına değil yararına olmuştur. Örneğin İngilizler, Türkün ölüm kalım savaşında halife/padişah Vahdettin'e her istediklerini yaptırmışlardır. Bu nedenle halifeye kabul ettirdikleri Sevr Antlaşması'nda bile halifeliğin devam etmesini istemişlerdir. Lozan'da İngilizlerin halifeliğin kaldırılmasını istedikleri ve Atatürk'ün bu nedenle halifeliği kaldırdığı iddiası ise tamamen belgesiz bir yobaz yalanıdır. Bu palavra Atatürk düşmanı Kadir Mısıroğlu'nun uydurmasıdır. Atatürk, Ingiliz isteklerine boyun eğecek olsaydı, "ya istiklal ya ölüm" sloganıyla bir istiklal savaşı vermez; İngiliz isteklerine boyun eğen halife/padişah Vahdettin'in dümen suyundan hiç çıkmazdı. Atatürk, İngilizlerin İslam dünyasındaki tüm oyunlarının farkındadır: 1918 Kasım ayı başlarında Adana'da Yıldırım Orduları Komutanı olduğu günlerde Sadrazam Ahmet İzzet Paşa'ya gönderdiği telgraflarda İngilizlerin aldatıcı sözlerine kanılacak olursa, büyük bir felaketle karşılaşılacağını ifade etmiş ve İngilizleri silahla durdurmaktan söz etmiştir. Atatürk sonraki zamanlarda İngilizlerden, "Dinimizin ve bağımsızlığımızın haini olan İngilizler", "Müslümanların en alçak düşmanları", "İngilizler, amansız düşmanlarımızdır. İngilizler, bütün Doğu milletlerini çiftlik hayvanları mertebesinde görmektedir" diye söz etmiştir. Şu sözler de Atatürk'ündür: "Mahvımızı emel edinmiş olan İngiltere'nin bütün İslam âlemini kapsayan genel bir esaret tesisi hususundaki haince teşebbüsüne mukavemet ve muhalefet edebilecek yegâne İslam hükümeti Türkiye devleti olduğu içindir ki, bütün Batı emperyalizm ve kapitalizminin en müthiş taarruzları Anadolu üzerine yöneltilmiş bulunuyor." Atatürk, bir keresinde İngilizler için "alçak" ve "insanlık mikropları" tabirini kullanmıştır: "Alçak İngilizlerin, Mezopotamya'da yapmakta oldukları canavarlıkları ve haksızlıkları öğrenmiş bulunuyoruz. Kendi kuvvetlerimiz ve teşebbüsümüzle sizinle birleşmeyi ve en nihayet bölgenizi bu insanlık mikroplarından temizlemeyi düşünüyoruz; ancak içinde bulunduğumuz çok ağır şartlar bunu yapmamıza elvermiyor. Neticede bu mühim Islami vazifenin tamamlanmasını bizzat üstlenmemiz lazımdır." Atatürk'ün şu sözleri, onun Kurtuluş Savaşı'nı kazanmış Müslüman Türk ulusunun muzaffer lideri olarak İngilizlerin küstahça tekliflerini elinin tersiyle bir kenara itmeye hazır olduğunun açık delili gibidir: "Müslüman ve bilhassa Türk olunca, insan hayatına zerre kadar kıymet vermeyen ve bu itibarla dahi Türkiye hakkındaki suikastın bin türlü eserlerini göstermekten zevk duyan İngilizlerin, bilinen özelliklerinden olduğu üzere, yalnız birkaç İngilizin hayatının muhafazası endişesiyle vaki olan mübadele teklifinin ortaya konuluş tarzında bile mevcudiyetin ve bağımsızlığın muhafazasına kesin olarak karar vermiş ve tarihi ve tabii muhitinde zannolunduğundan çok kuvvetli ve sağlam bir milli hükümet tesis eylemiş olan bir milleti hâlâ hafife almak ve hakir göstermek kibri, tesir icra etmekten geri kalmamıştır." Allah aşkına! Elinizi vicdanınıza koyun da söyleyin! İngilizlerin Müslümanlara, Türklere yönelik tüm entrikalarından haberdar olan bu Atatürk, İngilizler istediği için halifeliği kaldırmış olabilir mi? Şu kadarını söyleyeyim: Atatürk, eğer halifeliğin kaldırılmasının gerçekten İngilizlerin işine geleceğini, Müslümanları zor duruma düşüreceğini düşünseydi halifeliği asla kaldırmazdı. O, kendi ifadesiyle, "Her halde hilafetin kaldırılması memleket ve millet için çok hayırlıdır ve pek az bir zamanda bütün bu iyilikler görünecektir," diye düşünerek kaldırmıştır halifeliği. Nitekim halifeliğin kaldırılması bugüne kadar İngilizlerin hiçbir işine yaramamıştır. İngilizler, Müslüman sömürgelerini halifelik kaldırıldıktan sonra kaybetmiştir. Bizde halifeliğin kaldırılmasına üzülen bazı Müslümanlar olduğu gibi İngiltere'de de halifeliğin kaldırılmasına sevinen; Türkiye'de büyük olayların çıkacağını, İslam dünyasının Türkiye'yi dışlayacağını düşünen bazı İngilizler olmuştur. Ancak hem bizimkilerin üzüntüsünün hem de onlarının sevincinin anlamsız olduğu çok geçmeden anlaşılmıştır. Çünkü halifelik kaldırıldı diye ne Türkiye altüst olmuş ne de İslam dünyası Türkiye'den uzaklaşmıştır. Bazı küçük hoşnutsuzluklar, isyanlar dışında dişe dokunur bir hilafet tepkisi olmamıştır. Tam tersine, Atatürk'ün "yurtta barış dünyada barış" ilkesi çerçevesinde tüm ülkelerle olduğu gibi çevredeki Islam ülkeleriyle de çok iyi ilişkiler kurulmuştur. Atatürk, neredeyse dünyadaki tüm Müslüman ülkelerin liderleriyle görüşmüş, Afgan Kralı Amanullah Han ve İran Şahı Rıza Pehlevi başta olmak üzere bazı Müslüman liderlerle çok sıkı dost olmuş, bütün İslam ülkeleriyle dostluk anlaşmaları imzalamış ve İran, Irak, Afganistan, Türkiye arasında bir Müslüman barış paktı olan "Sadabat Paktı"nı kurmuştur (1937). Kısacası, yaygın kanaatin aksine halifeliği kaldırması, Türkiye'nin İslam dünyasıyla ilişkilerini zayıflatmamış, güçlendirmiştir.
Sayfa 290 - İnkılap YayınlarıKitabı okudu
·
78 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.