Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

176 syf.
8/10 puan verdi
Joseph Kessel’ın 1928’de parça parça bir gazetede yayımlandığı Gündüz Güzeli, çok beğendiğim sürreal yönetmen Luis Buñuel tarafından 1967’de sinemaya uyarlanmıştı. Filmi beğenmiştim, zaten sinefiller için de kült bir yapım kategorisinde. Severine, kocasına deli gibi aşık bit kadındır, ama buna rağmen gündüzleri bir randevu evinde çalışmaya başlar ve hikâye akışı bu gerilim içerisinde akıp gider. Kessel, Madam Bovary ve Bir varmış Bir Yokmuş (Tutku Oyunları filminin çevrildiği Tom Perrotta kitabı) ve henüz okumadıysam da Lady Chatterley'in Sevgilisi bu türe yakınlığıyla örnek verilebilir, sanırım az çok kafanızda canlandırabildiğime göre neyle karşı karşıya olduğunuzu, devam edebilirim. Gündüz Güzeli gibi metinler, okuru bıçak gibi “etik” tartışmasına götürür ister istemez. Bazı anlatıların, mesela Gündüz Güzeli’nin ahlak/etik çatışmasının çok ötesinde olduğunu söyleyebilirim. Her şeyden ötesi, cinsellik güdüsünün kontrol edilememezliğinin kabul edilmesi gerekiyor, elbette bu sadakatsiz olmayı gerektiriyor mu? Bence hayır, amma ve lakin, milyonlarca karakterden bu eşiğe uyum beklemek tamamen hayal. Neyseki Kessel, kitabın sansüre uğraması ve okurlardan sapık ve pornografi yazarı damgasını yemeyi hak etmediğini söylemesi ve ahlakın soykütüğünü yapısökümüne uğrattığı şu cümlelerle bitiriyorum analizi: “Gündüz Güzeli'nin konusu, Severine'in tensel sapkınlığı değildir, Pierre'e bu sapkınlıktan bağımsız olarak duyduğu aşk ve bu aşkın ortaya koyduğu trajedidir.”
Gündüz Güzeli
Gündüz GüzeliJoseph Kessel · Can Yayınları · 201449 okunma
·
122 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.