Sabiha, Sezin ve Füsun. Yaşadığı acılardan uykuya gizlenmiş olan Sabiha, geçmişin travmaları ile başa çıkamayıp hayaletlere sığınan Sezin, anne ve annenesinin kaderini yaşamamak için sığınacak liman arayan Füsun. Yani üç kuşaktan, üç kadın hikayesi. Aile kavramının, anne sevgisinin öneminin vurgulandığı bir kurgu. Aile hem kendimiz olabildiğimiz, hem de kendimizi kaybedebildiğimiz bir kuruluş. Varoluşu temellendiren de, sarsabilen de aile. Aynı zamanda terk edilişlerin, mutsuzlukların, travmaların kadınların dünyasında nasıl oyuklar açtığını ve bir yandan da o iç dünya depremlerini kadınların nasıl sarsabildiğini okuyoruz. Her depreminde hayal dünyasına tutunan, yemek yemeğe tutunan, çocuğuna tutunan ya da kendince bulduğu başka bir tutunuşa hapsolan kadınların ortak öyküsü. Bu kitapla kabukların altını açıp, izliyoruz. “Oysa her kadın başka türlü bir derinlik, başka türlü bir kuyudur. Ve açını iyi ayarlamasını bilirsen her kadın kendi dünyasında çok katmanlıdır. Sırf bir dünya kurabildiği için. Bir dünya kurmayı bildiği için. Belki dünyayı küçük bir avuca sığdırdığı ve o avucu erkeğin ellerine sakince bırakabildiği için.” Sayfalar ilerledikçe düğümü çözülen kurgu, içime işledi. Zeynep Kaçar ile tanışma kitabım olduğu için de mutlu oldum. İlk defa tanışılan bir kalemin, tüm kitaplarını okuma isteğinin oluşması bana ayrı bir haz veriyor. Okuma listemde nokta atışı bir seçim yapmanın haklı gururunu yaşıyorum. Yalnız çok katmanlı bir kitap olduğu için sakin kafayla, aceleye getirmeden okumanızı, tavsiye etmeden geçemeyeceğim. Aksi alınacak keyfe ve kitabın hakkını vermeye ket vurabilir. Sevgilerle.

KabukZeynep Kaçar · Doğan Kitap · 20213,174 okunma

·

345 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Tuğba Yıldırım