500 küsür sayfalık bir dünya görüşü. Hikaye tarihe mal olmuş üç arkadaşın birbirlerine verdiği bir sözle başlar. Söz, herkesin bundan sonraki yaşamını en iyi yere gelecek şekilde şekillendirmesidir. Bu üç arkadaşlardan biri gökbilimci ve şair Ömer Hayyam, diğeri Selçuklu devletinde padişahtan sonra en önemli kişi konumunda olan veziriazam Nizamülmülk, sonuncusu ise Selçukluyu yerinden edip, kurduğu örgütle arkadaşı Nizamülmülk’e ve padişaha suikastler düzenleyebilecek güçte olan Hasan Sabbah. Sabbah’a göre Nizamülmülk kendisini kıskandığı için yerinden eder şerefini zedelemiştir. Bunun için intikam yemini içen Sabbah, Selçuk’lu devletinin de suçta payı olduğunu düşünür. Ömer Hayyam ile yaptığı sohbette dahiyane fikrini ortaya koyacağı zemin oluşur. Hızlı bir şekilde Alamut Kalesini sahiplenerek 20 yıl sürecek bir plan başlatır. Kalenin bir tarafı cennetten bir bahçeyle dönüştürülürsen diğer tarafı da çeşitli derslerin de verildiği fedai okuluna dönüştürülür. Sabbah gerçektirdiği bu planı yaparken haklı gerekçeler de sayar. Nitekim O’na göre insanlar cahil kaldığı ölçüde itaatkar oluyorlar. Bu da onların manipüle edilmesini kolaylaştırıyordu. Herkes kendi savunduğu dinin doğruluğunun peşine o kadar düşmüştü ki, Sabbah’ın çıkardığı mezhep de bu koşuşturmadan yer bulabilirdi. Ne de olsa birkaç inanmış bulması davasını haklı göstermedi için yeterliydi. Sabbah 20 kadar fedaiyi ince ince eğiterek, onlara cennetin anahtarını elinde bulundurduğu belirtir. Bunu ispat etmek içinse de, gizlice hazırlattığı sözde cennet bahçesini sırasıyla kurbanlarına sunar. Cariyeler, akan sular, sütler ve daha bir sürü şeyi gören fedailer, gerçekten de cennetin anahtarının Seyduna yani Sabbah’da olduğunu düşünürler. Bundan sonra Sabbah’ın yapması gereken tek şey ise istediği emri vermek oluyor. Fedailerin gözü o kadar dönüyor ki, Dai olarak adlandırılan ve rütbeli olan dostları dahi Seyduna’nın planı karşısında dehşete kapılıyorlar. Keskin bir zekanın attığı adımları hayretle izleyenler önce Nizamülmülk’ün ölümüne sonra da Padişahın uğradığı suikaste tanıklık ediyorlar. İki cinayetin arkadasında da Sabbah’ın fedaileri vardır. Böylece hedefine ulaşan Sabbah, bu hedefe varmak üzereyken kurallara karşı gelen oğluna dahi acımadan ölüm fermanını imzalar. Eserin muhakkak okunması gerektiğini düşünüyorum. Önermesi en az hikayenin şekillenmesi kadar etkileyici. Manipüle olmaya müsait bu kadar insanın var olduğunu görmek ise büyük bir acı. Zihinde kalın.

Fedailerin Kalesi AlamutVladimir Bartol · Koridor Yayıncılık · 201241,6bin okunma

·

130 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Mustafa Dağ