Sherlock Holmes'un ikinci romanı olarak hayata geçen "Dörtlerin İmzası" kesinlikle muhteşemdi. Bir sürü olay örgüsü olmasına rağmen hiçbiri birbirine karışmadan akıp gidiyor. Anlatımı yalın ve sade. Kendini vererek okuyan her insanın iliklerine kadar kitaba doyacağına eminim.
Hindistan'ın "Agra Hazinesi" olarak nitelendirdiği hazinenin Londra serüvenine tanıklık edeceksiniz. Kim bu dörtler ? Ayakları bu denli küçük bir iz kime ait olabilir ? Cinayeti işleyen bir kadın mı ? gibi gibi sorular beyninizi kemirirken sonunda yine Sherlock'un eşsiz zekasıyla karşılaşacaksınız.
Dr. Watson'ın Mary ile tanışma hikayeleri bu vaka ile başlıyor. Bakalım Watson evlenince Sherlock'a ne olacak? İşine duygularını karıştırmayan bu adam bu sefer de aynı metaneti sergileyecek mi ? Üçüncü romanında belki bununla ilgili bir kaç detay yakalayabilirim. Şimdiden iyi okumalar :)