Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

KELİMELER(Sabahattin Ali, Sırça Köşk)
*Vardiya: Gemilerde tutulan nöbet. *İnfilak: Çok güçlü bir biçimde patlama. *Tefrika: Süreli yayınlarda bölüm bölüm yayımlanan, birbirini tamamlayan bölümlerden oluşan yazı dizisi. / Birbirine kötülük etmeye değin varan sürekli anlaşmazlık, ikiye ayrılma. *Müphem: Açık seçik olmayan, belirsiz. *Nefer: Rütbesiz esker, er. *Mütalaa: Ders çalışma, okuma. / İrdeleme. *Mavna: Yakın kıyılara ya da limanın uzaklarında demirlemiş gemilere yük götürüp getiren, güvertesiz, büyük tekne. *Acente: Bir kuruluşun yaptığı işi o kuruluş dışında ve onun adına kazanç karşılığı yürüten daha küçük kuruluş. *Vira: Yükü kaldırma için verilen komut. *Mayna: Yükü indirme için verilen komut. *Rıhtım: Deniz taşıtlarının indirme bindirme yapmaları, yük alıp vermeleri için yapılmış yer. *İstim: (Buharla işleyen araçlar için) Kalkmaya hazır duruma gelmek. *Konşimento: Bir taşıyıcı tarafından bir göndericiye verilen ve taşınan malların türünü, miktarını ve varış yerini detaylandıran yasal bir taşıma belgesidir. *Ordino: Tüccarın malını gümrükten çekebilmesi için vapur işletmesinden yük konşimentosuna karşılık verilen havale. *Kamarot: Yolcu gemilerinde yolcuların hizmetine bakan görevli. *Sintine: Bir teknenin su hattı altında kalan iç kısmına verilen isimdir. *Navlun: Taşımak için gemiye yüklenen eşyanın tümü, yük. Geminin yük taşıma ücreti. *Mülazım: Teğmen *Kampana: Gemilerde, işaret vermek için çalınan çan. *Avarya: Deniz zararı. / Gemiden denize mal atmak. *Borda: Geminin dış yanlarının su yüzünde kalan bölümü. *Lostromo: Ticaret gemilerinde tayfaların başı. *İnkisar: Gönlü kırılma, gücenme. *Niza: Çekişme, kavga. *Tababet: Hekimlik bilimi, tıp. *Mülahaza: Düşünce. *Vizite: Hastane hekiminin, koğuşları dolaşarak yatar hastalarını yoklaması. / Bir muayene için hekime ödenen ücret. *Nisaiye: Kadın hastalıkları. *Ademi kifayesi: Kâfi gelmeme, yetmezlik. *İnzar: Kişide korku uyandırarak onun dinin hedeflerine uygun davranışlara yönelmesini amaçlayan davet yöntemidir. *Meşher: Teşhir yeri, sergi. *İspiritizma: Medyum aracılığıyla ruh çağırma. *Varyete: Oyun, şarkı, dans, hokkabazlık gibi, aralarında doğrudan bir bağlantı bulunmayan şeylerden oluşan eğlenceli gösteri. *Mütehassis: Duygulanmış. *Mütehassıs: Uzman *Dekolman: Ayrılma. Bir göz hastalığı *Müteaddid: Bir çok, çeşitli. *Teşrih: Bir sorunu ya da konuyu ele alıp onu en ince ayrıntılarına değin gözden geçirerek anlatma, açımlama./ Anatomi, gövdebilim *Laparatomi: Karın açma *Tashih: Yanlışın yerine doğrusunu koyma, düzeltme, düzelti. *Nahiye: Bucak, bölge *Avanta: Hiç emek ya da karşılık vermeksizin elde edilen kazanç. *Bobstil: 1940'lı yıllara damga vuran züppece giyim tarzını ve bu giyim tarzını benimseyen tipleri karşılayan kelimedir. *Anafor: Para vermeden, hiç emek harcamadan, yolsuz olarak elde edilen şey. *İstiskal: Hoşlanmadığını soğukça anlatma, yüz vermeme. *Kenef: Ayakyolu. / Aşağılık, çok çirkin, çok pis, berbat. *İrsaliye: Bir yere gönderilen eşyanın listesi, gönderme listesi. *Patiska: Pamuk ipliğiyle sık ve düzgün dokunmuş, iyi nitelikli bez. *Trahom: Gözkapaklarının altında birtakım kabarcıkların oluşmasıyla başlayan, tedavi edilmezse kirpiklerin içeriye kıvrılması, saydam tabakada yaralar çıkması yüzünden körlüğe yol açabilen bulaşıcı bir hastalık. *Tezvir: Yalan söyleme, yalan dolan, kara çalma./ Ara bozmak, özellikle kötülük yapmak ereğiyle yapılan dedikodu. *İtidal: Aşırı olmama durumu, ölçülülük. Soğukkanlılık. *İlenmek: Bir kimsenin kötü bir duruma düşmesini gönlünden geçirmek ya da bunu açıkça söylemek, bir kimse için kötü dilekte bulunmak. *Gambot: Genellikle kıyı korumasında ve gezici karakol görevinde kullanılan, birkaç topu olan küçük savaş gemisi. *Mukavele: Sözleşme *Karafa: Su, şarap maşrapası. *Mukavemet: Karşı koyma, dayanma, direnme *Mamafih: Durum böyleyken, bununla birlikte *Mamur: Bayındır, çevrenin geliştirilme ve güzelleştirilmesi *Tebşir etmek: Müjdelemek *Sağrı: Memeli hayvanlarda bel ile kuyruk arasındaki dolgun ve yuvarlakça bölüm. *Mübadil: Başkasının yerine getirilmiş. *Çirkef: İyice kokuşmuş pis su *Tevfiz: Bir malı birine verme *Emvali metruke: Sahipleri kaybolmuş mallar *Tenvir: Aydınlatma *Tesmiye: Adlandırma *Tevkif: Durdurma, alıkoyma, tutma. *İstihfaf: Hafifseme, küçük görme *Muvacehe: Yüz yüze gelme, yüzleşme *Bilhassa: Her şeyden önce, en çok, bile isteye, bilerek, hele, özellikle *Maroken: İlk kez Fas’ta, keçi derisinin bitkisel maddelerle sepilenip boyanmasıyla elde edilen, bugün her ülkede yapılan çok yumuşak deri. *Müspet: Olumlu, pozitif *Mazur: Mazereti olan *Makule: Takım, çeşit *Müsavi: Eşit, denk *Mevkuf: Tutuklu *Telakki: Görüş, anlayış, kabul etme, öyle sayma *Saika: Neden *Maiyet: Bir üst görevlinin yanında bulunan görevliler, bir kimsenin yönetimi, buyruğu altında çalışma. *İsticvap: Sorgulama *Mabeyinci: Osmanlı döneminde, padişahın dışarıyla olan ilişkilerine bakan, onun buyruklarını ilgililere bildiren, kimi kişilerin dileklerini de padişaha ileten görevli *Memalik: Ülke *Celeb: Kasaplık hayvan ticaretiyle uğraşan kimse, Osmanlı İmparatorluğu döneminde, saraya alınıp devlet hizmetleri için yetiştirilen genç. *Şikâr: Av *Zebun: Güçsüz, zayıf *Niza: Bozuşma, çekişme *Kırtıpil: Saçı sakalı birbirine karışmış, üstü başı dökülen, kılıksız, zavallı (kimse), bayağı, beş para etmez, değersiz, önemsiz (kimse). *Sırça: Cam *Kirişi kırmak: Kaçıp gitmek, bulunduğu yerden gizlice ve çabucak ayrılmak. *Ayasuluğ: İzmir Selçuk'un eski adı *Gymnasium: Antik Yunan *Çirkince: Şirince'nin eski adı
Sırça Köşk
Sırça Köşk
·
71 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.