*Vardiya: Gemilerde tutulan nöbet.
*İnfilak: Çok güçlü bir biçimde patlama.
*Tefrika: Süreli yayınlarda bölüm bölüm yayımlanan, birbirini tamamlayan bölümlerden oluşan yazı dizisi. / Birbirine kötülük etmeye değin varan sürekli anlaşmazlık, ikiye ayrılma.
*Müphem: Açık seçik olmayan, belirsiz.
*Nefer: Rütbesiz esker, er.
*Mütalaa: Ders çalışma, okuma. / İrdeleme.
*Mavna: Yakın kıyılara ya da limanın uzaklarında demirlemiş gemilere yük götürüp getiren, güvertesiz, büyük tekne.
*Acente: Bir kuruluşun yaptığı işi o kuruluş dışında ve onun adına kazanç karşılığı yürüten daha küçük kuruluş.
*Vira: Yükü kaldırma için verilen komut.
*Mayna: Yükü indirme için verilen komut.
*Rıhtım: Deniz taşıtlarının indirme bindirme yapmaları, yük alıp vermeleri için yapılmış yer.
*İstim: (Buharla işleyen araçlar için) Kalkmaya hazır duruma gelmek.
*Konşimento: Bir taşıyıcı tarafından bir göndericiye verilen ve taşınan malların türünü, miktarını ve varış yerini detaylandıran yasal bir taşıma belgesidir.
*Ordino: Tüccarın malını gümrükten çekebilmesi için vapur işletmesinden yük konşimentosuna karşılık verilen havale.
*Kamarot: Yolcu gemilerinde yolcuların hizmetine bakan görevli.
*Sintine: Bir teknenin su hattı altında kalan iç kısmına verilen isimdir.
*Navlun: Taşımak için gemiye yüklenen eşyanın tümü, yük. Geminin yük taşıma ücreti.
*Mülazım: Teğmen
*Kampana: Gemilerde, işaret vermek için çalınan çan.
*Avarya: Deniz zararı. / Gemiden denize mal atmak.
*Borda: Geminin dış yanlarının su yüzünde kalan bölümü.
*Lostromo: Ticaret gemilerinde tayfaların başı.
*İnkisar: Gönlü kırılma, gücenme.
*Niza: Çekişme, kavga.
*Tababet: Hekimlik bilimi, tıp.
*Mülahaza: Düşünce.
*Vizite: Hastane hekiminin, koğuşları dolaşarak yatar hastalarını yoklaması. / Bir muayene için hekime ödenen ücret.
*Nisaiye: Kadın hastalıkları.
*Ademi kifayesi: Kâfi gelmeme, yetmezlik.
*İnzar: Kişide korku uyandırarak onun dinin hedeflerine uygun davranışlara yönelmesini amaçlayan davet yöntemidir.
*Meşher: Teşhir yeri, sergi.
*İspiritizma: Medyum aracılığıyla ruh çağırma.
*Varyete: Oyun, şarkı, dans, hokkabazlık gibi, aralarında doğrudan bir bağlantı bulunmayan şeylerden oluşan eğlenceli gösteri.
*Mütehassis: Duygulanmış.
*Mütehassıs: Uzman
*Dekolman: Ayrılma. Bir göz hastalığı
*Müteaddid: Bir çok, çeşitli.
*Teşrih: Bir sorunu ya da konuyu ele alıp onu en ince ayrıntılarına değin gözden geçirerek anlatma, açımlama./ Anatomi, gövdebilim
*Laparatomi: Karın açma
*Tashih: Yanlışın yerine doğrusunu koyma, düzeltme, düzelti.
*Nahiye: Bucak, bölge
*Avanta: Hiç emek ya da karşılık vermeksizin elde edilen kazanç.
*Bobstil: 1940'lı yıllara damga vuran züppece giyim tarzını ve bu giyim tarzını benimseyen tipleri karşılayan kelimedir.
*Anafor: Para vermeden, hiç emek harcamadan, yolsuz olarak elde edilen şey.
*İstiskal: Hoşlanmadığını soğukça anlatma, yüz vermeme.
*Kenef: Ayakyolu. / Aşağılık, çok çirkin, çok pis, berbat.
*İrsaliye: Bir yere gönderilen eşyanın listesi, gönderme listesi.
*Patiska: Pamuk ipliğiyle sık ve düzgün dokunmuş, iyi nitelikli bez.
*Trahom: Gözkapaklarının altında birtakım kabarcıkların oluşmasıyla başlayan, tedavi edilmezse kirpiklerin içeriye kıvrılması, saydam tabakada yaralar çıkması yüzünden körlüğe yol açabilen bulaşıcı bir hastalık.
*Tezvir: Yalan söyleme, yalan dolan, kara çalma./ Ara bozmak, özellikle kötülük yapmak ereğiyle yapılan dedikodu.
*İtidal: Aşırı olmama durumu, ölçülülük. Soğukkanlılık.
*İlenmek: Bir kimsenin kötü bir duruma düşmesini gönlünden geçirmek ya da bunu açıkça söylemek, bir kimse için kötü dilekte bulunmak.
*Gambot: Genellikle kıyı korumasında ve gezici karakol görevinde kullanılan, birkaç topu olan küçük savaş gemisi.
*Mukavele: Sözleşme
*Karafa: Su, şarap maşrapası.
*Mukavemet: Karşı koyma, dayanma, direnme
*Mamafih: Durum böyleyken, bununla birlikte
*Mamur: Bayındır, çevrenin geliştirilme ve güzelleştirilmesi
*Tebşir etmek: Müjdelemek
*Sağrı: Memeli hayvanlarda bel ile kuyruk arasındaki dolgun ve yuvarlakça bölüm.
*Mübadil: Başkasının yerine getirilmiş.
*Çirkef: İyice kokuşmuş pis su
*Tevfiz: Bir malı birine verme
*Emvali metruke: Sahipleri kaybolmuş mallar
*Tenvir: Aydınlatma
*Tesmiye: Adlandırma
*Tevkif: Durdurma, alıkoyma, tutma.
*İstihfaf: Hafifseme, küçük görme
*Muvacehe: Yüz yüze gelme, yüzleşme
*Bilhassa: Her şeyden önce, en çok, bile isteye, bilerek, hele, özellikle
*Maroken: İlk kez Fas’ta, keçi derisinin bitkisel maddelerle sepilenip boyanmasıyla elde edilen, bugün her ülkede yapılan çok yumuşak deri.
*Müspet: Olumlu, pozitif
*Mazur: Mazereti olan
*Makule: Takım, çeşit
*Müsavi: Eşit, denk
*Mevkuf: Tutuklu
*Telakki: Görüş, anlayış, kabul etme, öyle sayma
*Saika: Neden
*Maiyet: Bir üst görevlinin yanında bulunan görevliler, bir kimsenin yönetimi, buyruğu altında çalışma.
*İsticvap: Sorgulama
*Mabeyinci: Osmanlı döneminde, padişahın dışarıyla olan ilişkilerine bakan, onun buyruklarını ilgililere bildiren, kimi kişilerin dileklerini de padişaha ileten görevli
*Memalik: Ülke
*Celeb: Kasaplık hayvan ticaretiyle uğraşan kimse, Osmanlı İmparatorluğu döneminde, saraya alınıp devlet hizmetleri için yetiştirilen genç.
*Şikâr: Av
*Zebun: Güçsüz, zayıf
*Niza: Bozuşma, çekişme
*Kırtıpil: Saçı sakalı birbirine karışmış, üstü başı dökülen, kılıksız, zavallı (kimse), bayağı, beş para etmez, değersiz, önemsiz (kimse).
*Sırça: Cam
*Kirişi kırmak: Kaçıp gitmek, bulunduğu yerden gizlice ve çabucak ayrılmak.
*Ayasuluğ: İzmir Selçuk'un eski adı
*Gymnasium: Antik Yunan
*Çirkince: Şirince'nin eski adı