Ağıtın Sonu / Menekşe Toprak
2015 Duygu Asena Roman Ödülü
Mehabalar,
Bugün bir ağıta kulak verelim istedim, Fatma’nın ağıtına.
Çocuk yaşta anasız & babasız kalınca yetişkinlikte de büyüyemiyor insan. Anasız kalma deyince hemen aklınıza ölüm gelmesin; bir terk ediliş bu, kaçış belki; geride bıraktığına aldırmadan öylece yaşanan, ardında kalan kızı da olsa umursamadan. Babasızlığı mı? O mevzu derin, öteki olanların amansız sonu diyelim.
Kimsesizliği Fatma’yı amca evini iliştirir. Sessizce yaşar yaşamasını ama içindeki fırtına durmak nedir bilir mi. Gayret eder, okumanın umuduna sarılır, kurtuluşun yolunu bilecek kadar da akıllıdır çocuk Fatma. Üniversiteyi bitirince hayat İngiltere kapılarını açar ona. Eğitimine orada devam eder, çalışır da bir şirkette. Sonrasında amansız bir dürtü onu İstanbul’a geri çağırır, belki bir hesaplaşmanın açlığıdır doyurulmak istenen. Ve Fatma artık buradadır, geçmişinin peşinde.
Peki şehir; yarım kalan çocukluğunu, aşklarını ve terk edilişlerin en sancılısını yaşatan annesizliğinin bıraktığı derin boşlukları doldurabilecek midir? Babasının yitirilişiyle başlayan sessiz ağıtı artık dinebilecek midir burda?
Fatma’yla birlikte hem dönem atmosferine hem insan, en çok da kadın ruhuna bir yolculuk yaptık eserle: geçmişle hesaplaşmalar, çevre katliamları, rant uğruna feda edilen araziler, işçi sorunları ve etnik kimlik gibi birçok temayla birlikte. Hem yazarın anlatımını hem konuyu çok sevdim. Hazır temmuz ayındayken sıraki @meneksetoprak_ kitabım “Temmuz Çocukları”
Mutlulukla okuyalım
#alıntılarım
“Ne zaman başlar ki insan bir eve, bir sokağa ait olduğunu hissetmeye? Yüreği o şehirde yaşayan bir başkası için coşkuyla çarpmaya başladığında.”
“ İster sevgiliyle yaşansın ister onsuz, her aşkın bir miadı var.”
“ İnsanın günlük yaşamın tekdüzeliğiyle baş edebilmesi için kendine karşı insaflı olması, etrafındaki nesneleri sevmesi gerekiyordu.”
@meneksetoprak_ @dogan_kitap