Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

327 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Sizi Rahatsız Etmeye Geldim
Ali Şeriati'nin toplumsal olaylara bakışı, dinin dinsizlikle değil, dine karşı savaştığı görüşü, mezheblerin eleştirisi, yanlış din anlayışına karşı olmanın gerekliliğini haykırması ve Ali Şeriati'nin korkmadan, çekinmeden, özgürce ve kendine özgü eleştiri biçimi, sorgulamaya ve düşünmeye iten konuları derlemesi takdire şayandır. Gerçekten de düşünceleri ve zihinleri kalıplaşmış insanları rahatsız etmeye gelmiştir. Eleştirileri, eleştiriden öte insanları harekete geçirmeye yöneliktir. İnsanları köleleştiren, düşünmelerine fırsat vermeyen, güçlünün, zalimin yanında olan ve bunlarla işbirliği içinde olan din anlayışına karşı savaş verir ve bizlerin de savaş vermesini ister. Çünkü bu din anlayışının gerçek dine düşman olduğunu söyler. İtaat, şükür, kader, teslim olma gibi kavramların üst sınıfın kendi çıkarları ve düzenlerinin devamının anahtarı olduğunu ifade eder. Bundan dolayı da bu kavramları Kur'an'a uygun olmayan biçimlerde insanlara empoze edildiğini düşünür. Bu kapitalist ve burjuva sınıfının dini afyon olarak kullandığı konusunda Karl Marx'a da hak verir. Marx hakkında eleştirlerine de incelemenin devamında tekrar yer vereceğim. Düşünmekten yoksun halkın, ibadetlerini bile anlamadan, sorgulamadan yerine getirdikleri bir gerçektir. Namazı kılar evet, ama ne okuduğunu bile bilmez. Anlamı "okunan" olan Kur'an'ı hatasız okur fakat ne anlattığını bilmez, bilmek istemez. Onlar için bilmediği harfleri hatasız okumak daha önemlidir. Kur'an'ın bahsettiği toplumsal, siyasi, ve ekonomik fikirleri merak etmezler. Bunun sonucunda da fırsatı kaçırmayan kapitalist düzenin temsilcileri onları kıskacına alır. Düşünmekten korkan bu halk için artık düşünmeye en küçük bir yer kalmamıştır. Bu durum öyle bir hâle gelmiştir ki artık insanlar üst sınıf nasıl yorumlarsa Kur'an'a öyle inanmaktadır. Üst sınıf ise asla Kur'an'ın okunmasını ve anlaşılmasını istemez. Çünkü Kur'an'ın oluşturduğu toplumsal düzen ile onların anlattıklarının alakası bile yoktur. Hatta tam tersidir. İronik olan ve acı veren ise bunun çözümünü Kur'an'ın karşı olduğu kölelik sisteminde buldu üst sınıf. İnsanların aklının Kur'an'a yetmeyeceği yalanı... Bu şekilde düşünmekten yoksun olan insan veya halk artık tamamen kendi aklının Kur'an'a yetmediğine inanır. Yoksulluğun sebebinin Allah olduğu düşüncesine karşı çıkmaktadır. Üst sınıfın bu düşünce sayesinde insanları bastırdığı ve oluşabilecek en küçük eylemlerin bile önünün kesildiği apaçık ortadadır. Bunun sonucunda sorgulamayan sözde İslam toplumu yoksulluğunun ve akıl seviyesinin Allah'tan geldiğini düşünerek, kapitalistler ve zengin para babaları için tüm hayatını çalışmaya vermek durumunda kalmıştır. Burada yaşadığı yoksulluğu ahirette zenginlikle kapatacağını düşünmektedir. Ne yazık ki Tevhid dininde böyle bir şey yoktur. Anne baba biz suçluyuz kısmında önceki bölümle bağlantılı olarak Şeriati'nin oluşturduğu çocukların gözünden anne babanın yanlış din anlayışının eleştirisi ve çocukların muamma içerisinde ailelerine yönelik kırgınlıkları, sitemleri ve sebebi oldukları yanlışları haykırmaları, Kafka'nın deyimiyle kafaya balyoz indiren türdendir. Burada anlatılmak istenen ise Batı'nın kendini aştığı, yeni ve modern çağa geçtiklerini fakat İslam toplumunun bu sorunlarından dolayı çocukların İslam ve gerçek tevhid anlayışına ilgisiz olduğu, sebebinin ise anne baba olarak çocuklara gereken bilinci vermekten yoksun olmak, yoksun olmanın sebebi ise kalıplaşmış ve hurafelerle dolu anlayıştan gelmektedir. Objektif olarak kendi içinde bulunduğu mezhep dahil bir çok anlayışa ve ideolojiye eleştirler sunmuş ve ışık tutmuştur. Marx'a dinin afyon etkisi olduğu konusuna temel olarak katılsa bile Marx'ı eleştirmekten de geri durmamıştır. "Papa ve Marx olmasaydı" adlı yazısında Papa'nın yeniliğe düşman ve aydınlanmaya karşı olduğunu, ona göre Marx'ın ise hatasının Papa'nın köhne ve uyuşturucu etkisi olan din anlayışını bütün dinlere mâl ederek tamamen materyalist bir bakışa bürünmesidir. Ali Şeriati'ye göre sosyalist ve sınıfsız bir toplum yaratmanın temellerinin gerçek din anlayışı ile beraber olduğu sürece sağlanacağı, bununla birlikte adil ve eşitlikçi bir yaşam olacağıdır. Mısır piramitlerini ziyaret ederken medeniyete olan imanını orada bıraktığını açıklamıştır. Çünkü piramitlerde çalışan işçilerin toplu mezarlarını görmüştür. Orada ölen binlerce insanın acısını kendi yüreğinde toplamıştır ve orada bir işçiye çok ama çok güzel bir mektup yazmıştır. Gerçekten de bu mektup okunduğunda Ali Şeriati'nin olaylara nasıl insani temelli baktığı apaçık ortaya çıkar. Hem onlara üzülür hem de köle gibi çalıştırılan bizlere. Belki de kime üzüldüğünü şaşırmaktadır artık. Ali Şeriati, Şia ve Sunni toplumların eksiklerini ortaya dökmekte ustalık sergilemiştir. Tabi bunların sonuçları da pek hafif olmamıştır. Her iki kesim tarafından da din düşmanı olarak yaftalanmıştır. Hapislere ve baskılara maruz kalmıştır. Yine de doğru olduğunu düşündüğü düşüncelerinden vazgeçmemiştir. Sonunda ise İngiliz istihbaratı ile Savak'ın işbirliği sonucunda şehit edilmiştir. Ali Şeriati şehit edilmesine rağmen düşünceleri ve aydınlığı hala insanlara ışık tutmaktadır. Bu düşünceler, hala sömürü ve kabus hayata sebep olanlarla savaş içersindedir. Sorgulayarak ve düşünerek okumak dileğiye iyi okumalar.
Dine Karşı Din / Anne Baba Biz Suçluyuz
Dine Karşı Din / Anne Baba Biz SuçluyuzAli Şeriati · Fecr Yayınları · 20091,354 okunma
·
76 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.