Psikoloji alanındaki çalışmaların pek çoğu, insanlardaki yoğun kaygının ailevi nedenleri üzerinde durmakla birlikte, kültürel bileşen de
aynı oranda baskın bir rol oynar, çünkü kültür, ailenin ailesidir. Eğer
ailenin ailesinin çeşitli hastalıkları varsa, o zaman o kültürdeki bütün
ailelerin aynı rahatsızlıkla mücadele etmeleri gerekecektir. Benim aile
göreneklerimde bir deyiş vardır: Cultura cura; kültür iyileştirir. Eğer kültür bir şifacıysa, aileler nasıl şifa bulacaklarını öğrenirler; daha az
kavgacı, daha onarıcı, çok daha az yaralayıcı, çok daha nazik ve sevecen olurlar. Yok edicinin egemen olduğu bir kültürde doğması istenen
tüm yeni hayatlar, gitmesi istenen tüm eski hayatlar, hareket etme yetisinden yoksundur ve o kültürün bütün yurttaşlarının ruhsal hayatları
hem korku hem de tinsel kıtlıkla felç olur.