Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

500 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
İçerisinde Da Vinci'nin, Machiavelli'nin, Kant'ın, Martin Luther'in, Voltaire'nin, Francis Bacon'un ve diğer birçok isimlere ait metinlerin olduğu derleme bir kitabı inceliyorum. Denis Diderot, John Locke, Vico, Hobbes, Descartes, Shakespeare ve David Hume bile var. Rönesans ve Protestan reformu, erken dönem modernleşme ve bilim çağıyla ilgili hangi çetrefilli yolların aşıldığı, birey merkezli yapılardan sosyal sorunları teşhir etmeye varan yolda hangi tür paradigmalara kafa tutulduğu üzerine farklı okumalar var. İnsanoğlu için uygun olan eğitimin nasıl olduğu üzerine Da Vinci söz hakkı isterken, Erasmus'a da bir çift laf düşüyor. Siyaseti irdelerken Machiavelli, Prens'iyle katkıda bulunuyor, Elyot ondan geri durmuyor. Din ve siyaset ilişkisini (ekonomi, radikalizm, ahlak, hatta zulüm ve tahammül dahil) incelerken Machiavelli yine araya giriyor, Martin Luther düzeltmeler yapıyor, Calvin için din ve kapitalizm arasında bağ kurmak çocuk oyuncağı oluyor. Mesele birey ve ahlâka mı geldi, Kant'ın esirgeyecek sözü yok. Rousseau ve Diderot keza öyle. Akıl, doğa, bilim, din, siyaset ve bunların ilişkiselliğinden bahis açmak demek Bacon, Locke, Descartes, Hobbes, Montesquieu'yu konuya dahil etmek için yeterli sebepler demek oluyor. Diğer yandan para ve mal arasındaki ilişki için Hume'a ayrı zaman tanımak gerekiyor. Hülasa, Batıya yön veren isimlerin karanlıklarından sıyrılmak için ödedikleri bedeller farklı farklı olurken toplamda hepsi -tekrar etmek gerekirse- doğru zannedilen birçok paradigmaya kafa tutuyorlar. Tam o esnada hangi alanın çözümlenmesi, dahası, bizim için hangi meselelerin çıkmaza girdiği üzerinde düşünürken Desiderus Erasmus, Deliliğe Övgü metnindeki bir parafla imdada yetişiyor. Aynı zamanda da bu uzun ve önemsiz düşüncelerimin paylaşılmasına durduk yere sebep oluyor: "... Bazı tarikatların keşişleri sanki zehirmiş gibi paradan korkar ama şaraptan ve kadından korkmaz. [...] Bir tarikatın üyeleri kendilerine Cordelier derken, bazıları Colete, bazıları Minor, bazıları Minim, bazıları da Değnekliler der. Bunlara ek olarak Benediktenler, Bernardinler, Bridgetineler, Agustinciler, Williamcılar ve Jacobinler de vardır, sanki Hıristiyan olmak yetmezmiş gibi." Yukarıdaki metin bize bir şeyleri hatırlatmaya, anımsatmaya yetiyor. Ha yetmez ise, güncel tartışmalarımıza, hezeyanlarımıza, uzlaşamayıp yozlaştıklarımıza bakarsak anlayabiliriz. Sebebi üzerinde düşünmeye fırsat vermeden yine Erasmus kendi toplumlarındaki bozukluklardan yola çıkarak bir sebep sunuyor: "Okuma bilmezler, bu yüzden edebiyatla hiçbir temaslarının olmayışını dindarlığın zirvesi olarak kabul ederler. [...] anlamadan ezberledikleri mezmurları söylediklerinde Tanrı'nın kulaklarını en güzel yağlarla yağladıklarını düşünürler." Sebep 'sadece bu değil.' Fakat sebeplerden sadece birisi de bu. Diğer yandan sarsılan sarsıla ilerlerken düzlüğe çıkmayı başarabilen Batı toplumlarının mihenktaşı diyebileceğimiz tüm metinleri bir arada sunulmuş. Not gibi not: Dört ciltten oluşur. Muhakkak edinin.
Batı'ya Yön Veren Metinler 2
Batı'ya Yön Veren Metinler 2Alev Alatlı · Alfa Yayıncılık · 201473 okunma
·
80 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.