Gönderi

Tasavvuf İlmine Giriş
Akla gelince, onunla akl-ı evvel kastedilir ve ona Akıl denir. O, Hz. Peygamber in “Allah’ın yarattığı ilk şey akıldır. Al­lah ona ‘Beri gel.. dedi o da geldi. Sonra ona ‘Geri dön.. dedi o da geri döndü” sözünde akıl olarak adlandırılan şeydir. Bu sö­ zün anlamı “Allah akla ‘beri gel ki Benimle kemâl bulasın ve geri dön ki senin dışındaki âlem seninle kemâle ersin’ dedi” demek­ tir. Yine o, kendisi hakkında Allah’ın “İzzet ve celâlime yemin olsun ki, Bana senden daha kıymetli ve faziletli bir şey yaratma­ dım. Seninle alır seninle veririm” dediği varlıktır. O kalem diye de adlandırılır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.a) “Allah’ın yarattığı ilk varlık kalemdir. Allah ona ‘Yaz...’ diye emretti. O da ‘Ne ya- zayım?’ dedi Allah ‘Kıyâmete kadar olacak ameli, eseri, rızkı ve eceli...’ buyurdu” demiştir. Akılla insan nefsinin kastedildiği ve adlandırıldığı adlandırma ise ikinci adlandırmadır. Üçüncü ad­ landırma ise akılla nefsin sıfatının kastedilip adlandırılmasıdır. Bu durumda aklın nefse nisbeti görmenin göze nisbeti gibidir. Şöyle ki, nefsin mâkulleri idrak etme istîdâdı bu sıfat aracılığıyla- dır. Nitekim gözün duyumsanır varlıkları idrak etme istîdâdının görme vâsıtasıyla olması gibi. Bu, kendisi hakkında Hz. Peygam­ berin rabbinden rivâyetle “izzet ve celâlim hakkı için, seni sevdi­ ğim kimselerin içinde saklayacağım” buyurduğu şeydir. Yani insan ruhu da cisim olmaması ve mekânda yer kaplamamsı nedeniyle bedene hulûl etmez ancak onunla arasındaki irtibat ne­ deniyle onu idare eder. Bu cümle ile müellif daha çok kelâmcılar tarafından kabul edilen nefs-i nâtıka veya diğer ifadeyle ruhun la­ tif bir cisim olduğu yolundaki görüşü eleştirmektedir.
Sayfa 126Kitabı okudu
·
46 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.