Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Portus: Başta liman değil, kent anlamındaydı.
Kale-kentler, duvarlan çok sınırlı bir alanı çevreleyen müstahkem yerlerden başka birşey değildi. Bunun sonucu olarak, başlangıçta tüccarlar başka yer olmadığı için bu alanın dışında yerleşmeye itildiler. Kale-kentlerin yanı sıra, bir "dış-kent" , başka bir deyişle, "banliyö" (forisburgus, suburbium) kurdular. Çağdaş metinlerde, bu banliyöden, onu bağlı bulunduğu feodal burg ya da "eski burg" (vetus burgus)'dan ayırmak için, "yeni kent" (novus burgus) diye söz edilmektedir. Hollanda ve lngiltere'de, bu dış-kenti belirlemek için yapısına çok uygun düşen bir kelime kullanılıyordu: portus. Roma lmparatorluğu'nun yönetimle ilgili söz dağarcığında, deniz limanına değil, mallar için istifleme yeri ya da aktarma noktası olarak kullanılan kapalı yerlere portus deniyordu. Kelime, hemen hemen hiçbir değişikliğe uğramaksızın Merovenj ve Karolenj dönemlerine geçti. Bu kelimenin kullanıldığı tüm yerlerin de su yollan üstünde bulunduğu ve buralarda pazar vergileri toplandığı açıktır. Bu nedenle, buralar, ticaret işlemlerinin doğal akışı içinde, daha uzak bölgelere sevkedilecek malların yığıldığı karaya çıkma yerleriydi.
Sayfa 107Kitabı okudu
·
22 görüntüleme
Amo Rise okurunun profil resmi
"Eski Flemenkçe'de poort ve poorter sözcüklerinin her ikisi de, birincisi "kasaba" , ikincisi de "kasabalı" anlamında kullanılmaktadır."
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.