Yapıp edip yumuşak bir ses tonu ve makullüğün şemsiyesini elinde tutmayı aksesuar sayan insanoğlunun her parçacığı gibi kendi kabahatlerine, sayıp döktüklerine karşı sonsuz bir merhamet sahibiydi. "Allah," derdi insan kendi kendine, "Benim yarım kadar olsa yeter, vallahi yeter." "Beni, benim kadar anlasa yeter. İnan ki yeter." Kim inansın, dense cevaben, "ben inanayım yeter," derdi.