Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Güldünya. Gül Dünya!
Yıl 2018... Yaşasaydı 36 yaşında olacaktı. 1982 yılında Bitlis’te başlayan hayatı 2004 yılının Mart ayında İstanbul’da sonlandırıldı. Töreye kurban edilmişti. Akrabası tarafından tecavüze uğramış ve hamile kalmıştı. Tecavüz eden kişi teyzesinin oğluydu ve aynı zamanda Güldünya’nın halasının kızıyla evliydi. Aşiret bir araya gelmiş ve Güldünya’yı sorguya çekmişti ve o sorgunun sonunda tecavüz eden kişinin Servet Taş olduğu ortaya çıkmıştı. Ama o kişi tecavüzü reddetti. Bir süre sonra yaptığını kabullenmesiyle aile büyüklerine durum anlatıldı ve karar verildi. Servet Taş, Güldünya’yı kuma olarak alacak ve köyü terk edeceklerdi. Ama Güldünya bunu kabul etmedi, Servet Taş da köyden kaçarak izini kaybettirdi. Bunun üzerine Güldünya da İstanbul’da yaşayan amcası Mehmet Tören'in yanına gönderildi. Bir süre burada kaldı ve 2003 Eylül’ünde abisi onu öldürmek istedi, başaramadı. Güldünya pencereden atlayarak kaçtı, polise gitti ve “Öldürülmekten korkuyorum” dedi. Polis de, ne kadar trajikomiktir ki, Güldünya’nın abi ve amcasını kara kola getirip, onu öldürmeyecekleri yönünde söz aldı. Verilen söze güvenmek nedir, ortada bir hayat söz konusuysa! Güldünya artık orada kalmak istemiyordu. Köyde uzun yıllar imamlık yapan ve babasının arkadaşı olan kişinin yanına gitmek istedi; İstanbul-Küçükçekmece’de Alaattin Ceylan’ın yanına yerleşti. 1 Aralık 2003 günü de “Umut’unu doğurdu. Ama Güldünya, bebeğini öldürecekler diye çok korkuyordu ve maalesef Umut’unu evlatlık vermek zorunda kaldı.Güldünya’nın öldürülmesi için karar verildiğinde ise yıl 2004’tü. Baba ikinci ayda İstanbul’a gelmiş ve arkadaşı Alaattin’in evinde kalmıştı. Aynı ay, yani şubat ayı içinde Güldünya’nm abisi İrfan Tören de geldi ve Güldünya’yı Bursa’daki teyzesine götüreceğini söyledi. 1 Mart’ta abi- kardeş evden çıkıp otogara gittiler. 100 metre gitmişlerdi ki, Güldünya’nın kardeşi Ferit Tören karşılarına çıktı ve silahını ateşledi. Sanki bunca yıl kardeşlik yapmamışlar gibi. Sanki düşmanlarmış gibi. Güldünya yaralandı, hemen hastaneye kaldırıldı. İlk tedavisi yapıldı ve Bakırköy Devlet Hastanesinde ameliyata alındı. İfadesinde “Kardeşlerimden şikâyetçi değilim” demişti. Ama başına geleceklerden habersizdi. Vazgeçmişlerdir diye düşünmüştü fakat hayatının bedeli düşündüğünden de değersizdi ailenin gözünde. İfadeyi verdikten sonra kardeşi Ferit Tören, yarım bıraktığım düşündüğü işi tamamlamak için hastaneye geldi. Gece saatleriydi, birkaç saat sonra hava aydınlanacaktı. Refakatçiyim demişti hastaneye girdiğinde. İki el silah sesi duyuldu. Ferit Tören, ablası Güldünya’yı öldürmüş ve kaçmıştı. Törelere göre kaçınılmaz sondu bu. Peki insanlık bu muydu? Aynı anneden doğmuş, aynı ekmekten yemiş, aynı sokakta düşüp ayağa kalkmışlardı. Ama o gün orada Ferit sanki hiç Güldünya’nın kardeşi olmamış gibiydi. Ailesi Güldünya’nın cenazesini istemedi, kabul etmedi. Ve Güldünya şimdi Bingöl’de yatıyor. Onu kadınlar defnetti. Köyünün merkezine belki hiç gitmemişti ama birkaç yıl içinde hiç bilmediği yerlere gitmiş, örselenmiş, hırpalanmış ve hayatı sonlandırılmıştı. Ne çocukluğunu yaşadığı topraklarda kendi hayatı oldu, ne gittiği yerde, ne hayatının son bulduğu yerde. Mezarı da hiç tanımadığı bir yerde. Aileler barıştı ama Güldünya artık yok... Güldünya öldü. Umut artık 9 yaşında. Ölenler, öldürülenler ve ölü gibi yaşamak zorunda bırakılanlar... Dokuz yıl sonra iki aile, İstanbul'da Zeytinburnu Gündoğan Camii’nin toplantı salonunda düzenlenen törenle barıştı. Törene Bitlis’ten aşiret mensupları, siyasiler ve Şıh Muhiddin Aydın da katılmıştı. Barış yapıldı ama Güldünya artık yoktu.
·
44 görüntüleme
Merve okurunun profil resmi
Oğlu Umut’u evlatlık vermişti, kendisine bir şey olursa ona olmasın diye. Ölmeden iki ay önce ayrılmıştı bebeğinden. Fakat polis evlatlık verdiği eve gidip bebeği aldı ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü yetkililerine teslim etti. Yıl 2018 ve Umut 15 yaşında. Güvenlik nedeniyle ismi açıklanmıyor ve hâlâ yuvada.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.