Merhaba arkadaşlar. Gününüz iyi olsun, tabii ne kadar iyi olabilirse... Ahmet Mithat Efendi ile alakalı olabildiğince geniş, uzun ve tüm kitapları hakkında genel bir inceleme de bulunacak bu yazımızda. Evvela bunu söyleyerek başlamak istedim. Şimdi birkaç kitabını okuyacak belirli bir sırayla gideceğiz ama birkaç yıl sonra bir okur, yazarın kitaplarını merak edip geldiğinde sadece incelemeyle değil aynı zamanda Ahmet Mithat Efendi ile ilgili bir şeyler öğrensin, bizim de araştırmalarımız birkaç günle kalmasın uzun yıllara yayılsın diye çabalıyoruz. Yazarlarımız arasında daha fazla eseri olan birisi yok ve bu kadar çok kitap yazıp daha pek çok kitabı değil basılmak, günümüz Türkçesine bile çevrilmemiş birinin eserleri üzerine çalışma yapmak da haliyle epey zor oldu takdir edersiniz. 2022 yılı Kasım ayından beridir bir yandan bu projemle uğraşıp bir yandan da günlük hayatıma odaklanmaya çabaladığım için de burada ekleyeceğim genel bilgileri diğer incelemelerde de paylaşacağım. Paragraf düzeni ise sadece okunan kitabın anlatıldığı bölüm büyük harflerle kitabın adı iki kere yazılmak şeklinde olup, aradaki boşluğa yapılan kitap incelemesini içerecek, kalan kısımlar genel bilgi üzerine olacaktır.
ÇİNGENE
Çingeneler. Açık konuşmak gerekirse toplumda daima farklı bir konumu olan, tam bir yere konulamayan bir topluluk. Tarih boyunca da yaşadıkları her yerde onlara bu gözle bakılmış. Günümüzde kaçımızın ‘Çingene’ denilen toplulukla arkadaşlığı vardır? Zamanında bizlerin oturduğumuz yer ve yaptığımız esnaflık nedeniyle etkileşimimiz oldu. Aslında iyi insanlar ama tam bir yere konumlandırılmamaları nedeniyle toplumda nereye ait olduğu belli olmayan bir grup.
Diğer yandan kitap, Letaif-i Rivayat serisinin de 15. kitabı. Mayıs-Temmuz 1887 tarihleri arasında Tercüman-ı Hakikat gazetesinde yazılıyor. Elimizdeki baskının kalitesi de okuyucularımız tarafından bilinirken aynı zamanda kitap için referans olarak 1887 tarihli ilk baskının ele alındığını da ekleyelim.
Kitapta da tam olarak bu işleniyor. Bizim geçmişimizde de nasıl olduklarını öğreniyoruz. Açıkça farklı bir hayattan gelerek bir zengin fakir ilişkisini okuyoruz. Zengin bir genç var ve bir Çingene kızına aşık oluyor. Toplumda adeta yoldan geçerken bir ‘Merhaba’ kendisine çok görülen bir kadın aniden bir ‘Hanımefendi’ oluyor. Bu statü değişimi ve getirdiği konumlandırma yanında iki kişinin de psikolojik incelemesinin yapılması, neden böyle bir durum yaşandığı ve bu ilişki sonrasında tarafların ne hissedebileceği detaylıca ‘tahmin edilmeye’ çalışılıyor.
Ancak bu roman oldukça gerçek bir noktaya da değiniyor bunu da detaylandırmak istiyorum. Burada biraz kitaptan bahsedeceğim okuyanlar ona göre okusunlar diyeyim. Ziba ve Hikmet arasındaki ilişkiye başladığımızda şunu öğreniyoruz. Kıza, Çingene diye farklı bir gözle bakılıyor. Hikmet ise sevdiği kadının kulağına bunlar gitmesin diye adeta aklını oynatıyor ve büyük bir mücadele veriyor. Bu arada aklını da ilerleyen süreçte gerçekten oynatacak. Onu hor görenlerden biri de Hikmet’in annesi hatta. Daha sonra kızı tanıdıkça ona hayranlık duyuyor. Burada bir çıkarımımız var. İlk izlenimler tabii ki önemli ama bir insanı tanımadan nasıl düşündüğünü bilmeden onun hakkında sürekli olarak yorum yapmak o dönemde olduğu gibi günümüzün de hastalığı. En basitinden bir iş yerinde çalışıp da kavgasız dövüşsüz rahatça çalışıyoruz, elimizden geldiğince iyi davranıyoruz ama sürekli arkamızdan çekemeyenler it gibi havlamak yerine insan gibi güzel konuşuyor vs diyebilen var mı? Bence yok. O dönem olduğu gibi bu dönem de dönemin hastalıklarından biri bu olsa gerek.
Diğeri ise ahlakına hayran kaldıkları bu Çingene kızının, Hikmet’in sakladığı gerçekleri öğrenmesi ve eşine bir ömür sadık kalacağını söylemesidir. Aynı zamanda bu topluluğun gerçek hayatta da böyle bir huyu vardır. Dinini, dilini her şeyini değiştirir ama bir Çingene kadını için eşi olmazsa olmazdır. Eşinden hiçbir zaman vazgeçmez ve nasıl söyleyelim, aralarında müthiş bir bağ vardır. Buna da daima hayran olmuşumdur. Kitapta da bu işlenmiş. Demek ki Ahmet Mithat sadece yazmak yerine iyi bir gözlem gücü olmasının avantajını da kullanarak doğrular üstünden kurguladığı bir hikaye kaleme almış.
Aynı zamanda 15-16 yaşındaki bir çocukla nasıl bir ilişkinin olduğu kitabı bu kadar översin sorusu gelebilir, okuyanlardan tabi. Burada şöyle bir durum var. Eski zaman evlilikleri zaten bu kadar erken yapılıyor. Günümüzde bile daha küçük yaşlarda evlilik hayatını yaşayanlar var, biliyoruz bunu. Burada ise bu yaşta bir evlendirme mevcut. Ha, biz evlilik yaşı olarak bu devirde ortalama 25-30 diyoruz o yüzden bize hala garip geliyor ama günümüzde dahi Çingeneler yazın düğün yapınca gördüyseniz bu yaşlarda evlenirler. Yani bunu Ahmet Mithat’ın bir çocuk gelin merakı yüzünden değil de o insanları iyi tanımasından kaynaklandığını düşünüyorum. Çünkü gerçek hayatta da evliliklerini bu yaşta yapıyorlar. Hatta bir abimiz vardı mahallede. Bu abimiz 15 yaşında evlenmiş, 16 yaşında çocuğu olmuş, 32 yaşında çocuğunu evlendiriyor ve 33 yaşında DEDE oluyor. Evet arkadaşlar çoğumuz 33 yaşında bir insan anca evlenir zor evlenir diyoruz ama durum bu.
Kısaca YOBAZ denilen bir düşünceye karşı o düşünceyi açıklayarak yazılmaya çalışılmış bir kitap okuyoruz biz. Bu yüzden de önemli ve dokunaklı bir eser okumuş oluyoruz. Güncel baskısını isteyenlere ulaştırabileceğimi belirtir, hepimize iyi okumalar dilerim..
ÇİNGENE
Kitap incelemesi ardından devam ediyoruz. Evvela Ahmet Mithat Efendinin eserlerine ve neleri okuduk neleri okumadık bunları ayırdığımıza yönelik açıklamaları yapacağız. Bulabildiğimiz kitapları ve bunların neler olduğunu anlatacak, bulduklarımız üzerinden sıralı bir liste yaparak ilerlemeye çalışacağız. Aynı zamanda bu birkaç günlük - haftalık proje de değil. Yaklaşık 3 ila 5 yıl arasında düşündüğüm zaman dilimini kapsayarak son bulacak bir proje olacaktır. Hatta bu süreçte ve sonrasında bizlere yardımı dokunacak her türlü bilgiye de açık olduğumuzu belirtmek isterim.
Araştırma sürecinde bulduğumuz eserler neler oldu? Neleri sıraladık? Şöyle bir isim sırası şeklinde ilerlemenin en doğrusu olduğu kanısındayım ve burada büyük emek harcadığımı belirtmek isterim:
Acaib-i Alem
Ahmed Metin ve Şirzat
Alayın Kraliçesi - Alayın Kraliçesine Zeyl
Aleksandr Stradella
Altın Aşıkları
Amiral Bing
Arnavutlar Solyotlar
Avrupa’da Bir Cevelan
Ben Neyim?
Beşair
Beşir Fuad
Bir Acibe-i Saydiyye
Cellad
Cinli Han
Çengi
Çerkez Özdenler
Çingene
Çocuk Melekat-ı Uzviye ve Ruhiyesi
Dolaptan Temaşa
Durub-u Emsal-i Osmaniyye Hikamiyyatının Ahkamını Tasvir
Dünyaya İkinci Geliş yahut İstanbul’da Neler Olmuş
Dürdane Hanım
Demir Bey yahut İnkişaf-ı Esrar
Eski Mektublar
Esrar-ı Cinayat
Eyvah
Felatun Bey ile Rakım Efendi
Fenni Bir Roman yahut Amerika Doktorları
Gönüllü
Gürcü Kızı yahut İntikam
Hasan Mellah yahut Sır İçinde Esrar
Hayal ve Hakikat
Haydut Montari
Hayret
Henüz On Yedi Yaşında
Hilal-i Ahmer Cemiyet-i İnsaniyesinin Tarihi
Hikmet-i Peder
Hüseyin Fellah
İstibşar
Jön Türkler
Karı Koca Masalı
Karnaval
Kıssadan Hisse
Letaif-i Rivayat (İçerisinde 21 öykü vardır. Bazı öyküler farklı kitaplarda farklı isimlerle yayımlanmış olabileceğinden buna da değineceğiz ve o öyküleri de ekleyeceğim)
Suni’fi Zan
Gençlik
Esaret
Teehhül
Felsefe-i Zenan
Gönül
Mihnetkeşan
Firkat
Ölüm Allah’ın Emri
Bir Gerçek Hikaye
Bir Fitnekar
Nasib
Çifte İntikam
Para
Kısmetinde Olanın Kaşığında Çıkar
Diplomalı Kız
Dolabdan Temaşa
İki Hudutkar
Emanetçi Sıdkı
Cankurtaranlar
Ana Kız
Menfa
Mesail-i Muğlaka
Müdafa’a
Müşahedat
Nedamet mi – Heyhat
Niza’ı İlm-ü Din
Pariste Bir Türk
Rikalda yahut Amerika’da Vahşet Alemi
Seyyadane Bir Cevelan
Süleyman Musli
Şeytankaya Tılsımı
Şopenhavr’ın Hikmet-i Cedidesi
Taaffüf
Üss-i İnkılab ve Zübdetül Hakayık
Vah
Volter
Volter Yirmi Yaşında
Yeniçeriler
Yeryüzünde Bir Melek
Görüldüğü üzere bizim bulabildiklerimiz Ahmet Mithat kitaplığında yalnızca %15 civarında. Daha bunun yayımlanmayan, çeviri bekleyen, illa ki kaybolan veya yazar tarafından yazılıp da ona ait olduğu imzası olmadığı için anlaşılmayan gibi pek çok çeşidi var. Elimizden geleni de yapacağız bu konuda.
Şimdilik araştırdıklarımız ve bulduklarımız bu kadar. Birkaç yıl sonra yeniden bu çalışmalara döndüğümüzde hem yeniden araştırmamıza gerek kalmayacak hem de –umudum bu yönde- yeni bilgilerle harmanlamaya çalışacak ve eldeki Ahmet Mithat eserlerini güncellemeye çabalayacağız. Bu konuda kütüphaneci ve moderatör arkadaşlardan da ricam, bilmediği kitaplara lütfen dokunmasınlar. Bilhassa isimleri farklı diye kafalarına göre ayırma yapmasınlar bazı eserlere. ‘Geçmiş’ kısmından özellikle emek verip düzenlediğim eserlerde bunu rica ediyorum. Hayatımın 4’te 1’ini bu işe adadığım için bu şekilde konuşup hepinizden rica ediyorum.
Hepimize iyi okumalar dilerim..