Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

88 syf.
·
Puan vermedi
·
47 günde okudu
Oruç Aruoba’nın “Hani” kitabının yeri bende oldukça farklı oldu, elime alıp okuduğum hayat zamanımdan mı yoksa yaşamımla harmanlanınca benim için ifade ettiği anlamlardan mı kaynaklı bilmiyorum ama bana kalırsa okuma listelerinin en başlarında gelmesi gereken kitaplardan biri. Okurken çok sayıda yerin altını çizdim, bazen notlar aldım, kendimce birkaç ufak cümle karaladım, tekrar tekrar okudum, her okuduğumda algıladığım anlamların üzerine yeni anlamlar kattı. Kitap elimde eskidikçe içimde, zihnimde belki de yüreğimde demlendikçe demlendi. “Hani” kitabından öncesinde “De Ki İşte” kitabını okumuştum ve Aruoba’nın kalemini çok beğenmiştim, fikrim bu kitabında da değişmedi. Hayatıma anlam katan bu kitabın hemen her satırını okuduğumda hep bir yerlere temas etti içimde, ediyor da. Bir kitap biliyormuş gibi, seninle konuşuyormuş gibi olabilir mi? .. benim için bu kitap böyle bir kitap. Beklemenin, yol almanın, sonucunda beklenenin gelmesi veya beklenene varmanın, varıyormuş gibi olmanın, hatta vardıktan sonrasının, belki varamamanın, ve belki bazen de vardıktan sonra kaybetme ihtimalinin, ihtimallerin ince ince işlendiği bu kitap kapağını açtığım andan itibaren yüreğimde, elimden düşmeyecek kitapların başındadır. “Senin beklemen: bir boşunalık duygusudur yalnızca; gerçekler içinde hayallerin; olup-bitenler içinde olamayacakların düşlenmesi - boyuna ve boşuna bir düşüş - ... Gelmeyeceğini sanarsın. Yıllar geçtikçe, hatta, hiç gelmeyeceğini bildiğini sanarsın- yıllar geçer, emin olduğunu da sanarsın, artık hiç gelmeyeceğinden. Senin beklemen: hüzünlü ama dingin bir umutsuzluktur; bir an önce bitirip gitme isteği çökmüştür üzerine –“ “Oysa — ta o zaman; onu o ilk gördüğün ama kavrayamadığı zaman (—birden gözüne çarptığı ama anlaşılamadığı zaman — sen anlayacak; o da, belki, anlaşılacak durumda, değildiniz...), anlayabilseydin(iz) : ne olağanüstü, ne muhteşem, ne harika birşey olabilirdi yaşamın — ama olamadı — — belki de (—herhalde) olamazdı : senin de, onun da, bütün geçirdiklerinizi, bütün yaşadıklarınızı geçirmeniz, yaşamanız gerekliydi... Ancak bugün —şimdi, böyle— olabilirdi—— oldu, işte...” “Çünkü, hep bir kuşku payı —bir şüphe arkaplanı— vardı şimdiye dek yazdıklarında; çünkü yazmana yolaçan ülküler (hayaller, düşler) ile o yolu yürürken karşılaştığın gerçekler (yaşamak zorunda kaldıkların) çelip duruyorlardı biribirlerini: "Sahici bir yalan" bile sayabilecek duruma gelmiştin kendini. Şimdi, işte, doğrulandın— Artık kendine aykırı düşsen bile, o, senin doğruluğunun —doğrulukluluğunun— kanıtını taşıyacak; bırakmayacak, düşsün... Sen, sona ve sonuca —yıkıma— yönelmişken geldi o sana : bütün doluluğuyla — oysa boşalmıştı, boşalıyordu senin yaşamın; öyle olsun istiyordun sen de, üstüne üstlük — o en eski eğilimin; uçup geçme, yıkılıp gitme, batıp kalma, tam olarak egemen olmağa hazırlanıyordu senin üzerinde. Belki yorulmuştun, bıkmıştın, bezmiştin, yazdıkların ile yaşadıkların arasında hep yeniden boygösteren aykırılıklardan — boyuna gerçekleşmeyecek boşuna hayaller kurmaktan — düşler kurgulamaktan... O, yazdıkların ile yaşadıklarının buluştuğu nokta, işte — yazman ile yaşamanı bağdaştıran bağ — yazın ile yaşamın arasındaki anlamlılık ilişkisi—— Şimdi, gerçekleşmiş hayallerin burada, işte——“ “Belki de "söylenmeden kal”mayacak artık en derin özlemin; en yoğun acın — onu bile yaşayabileceksin şimdi, işte: Uçurum üzerinde esneyen en yoğun derinliğin, dolacak—— Elinde artık — o boşluk, dolabilecek… … ve seni sürükleyip götüren birşey, olmayacak artık:- İçine tam olarak yerleşeceğin bütünlüklü bir alan olacak — senin hiçbirşeyini dışarıda bırakmayan; sevdiğin kişi için de hiçbir eksikliği olmayan bir alan …” “Yeniden güçlü —yapabilir— olmak:- Bunun için nasıl da tersine çevirmen gerek yaşam yönelimlerini - sen tamamiyle boşvermeye karar vermişken geldi o : bütün yönelimini değiştirmek için — nasıl da zor bu; ama, nasıl da güzel, yeniden canlanmak - yaşamının toz tutmuş hayallerini silkeleyip bahar güneşine çıkarmak — — kendine yeniden bir yeni yıldız seçip, gökyüzü haritanı yeniden çıkarmağa girişmek... Çıkmak ve çıkarmak, yeniden — o, işte, bu olanak.” “Ufacıktır ya — korumasız ve savunmasız olacak —öyle duracak— senin karşında : yanında; kendini sana bırakmayı seçmiş — istemiş—; tedirginliğini gizlemeğe çalışarak… Bunun nasıl bir istem olduğunu da anlamalısın — nasıl bir kendini teslim ediş—— Onu sakınman bu yüzden gerekli: O, bir işitilmeyen nefes gibi — kararıp gitmeye hazır bir son renk gibi—— Korumalısın onu.”
Hani
Hani
Oruç Aruoba
Oruç Aruoba
Hani
HaniOruç Aruoba · Metis Yayınları · 20184,373 okunma
·
55 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.