Çok ama çok kasvetli bir kara kitap. Hikaye boyunca bitmek bilmeyen bir kış var. Kitapta her ne kadar İstanbul ve semtlerinin adı geçse de hayali bir mekan yaratılmış. Hayali bir ülke ve gündemi okuyorsunuz kitapta. Tektipleştirilmiş siyaset ve insanlar. Dili akıcı ve anlaşılır olduğu için hem sizi bir anda içine alıyor hem de çabuk bitiyor. Birinci tekil şahısla yazılmış bir kurguda karakterin ismi yok. M ve N karakterleri ile ana karakter arasında resmi bir samimiyet hissediliyor. Cinayet işini verenler onlar. Baba mesleği berberliği, seri katilliğine paravan olarak kullansa da işlediği cinayetleri su içmeye gittiğini anlatır gibi birkaç cümle ile bitiriyor. Öyle ki olay yerine nasıl geldi ne hissetti bilmiyoruz. Karakterin değişmeyen hava durumuna karşı değişken ruh halini okuyorsunuz aslında. Meryem'in geçirdiği kaza sonrası karakterdeki değişimi daha net görüyorsunuz. Genel olarak kitabı okumayı sevdim. Dilini sevdim. Anlatım tarzını sevdim.