Son zamanlarda okuduğum en iyi romanlardan biri.
Rosemary'nin Bebeği korku - gerilim türünden okurken gerildiğim nadir kitaplardan. Şeytan kavramını kitaba öyle bir yerleştirmiş ki gerçekten lanetli bir şey okuduğumu hissettim. Bittikten sonra kitap nesne olarak gözüme bir tuhaf göründü yani o derece. Kitap klasik bir açılışla, yeni evli, mutlu bir çiftin taşındığı gizemli bir apartman dairesinde geçenlerle başlıyor. Devamı da bu apartmanda olanlar üzerinden ilerliyor. Tasvirler o kadar başarılı ki sanki Rosemary’nin evde yaptığı her değişikliğe şeytanın kattığı bir esans eşlik ediyor. Mobilyalara, boyaya, duvar kağıtlarına…Kötülüğün her yerde, bir nefes uzaklıkta olduğu bu kadar iyi anlatılabilirdi. Ters köşe pek yok, daha çok sonunda kötü bir şeylerle karşılaşacağınızı bildiğiniz dar bir koridorda yürümek gibi.