Bildiğimiz insanlık tarihi, doğruları içermiyor olabilir mi? İnsanlık tarihi bildiğimizden çok daha eskilere dayanıyor olabilir mi? Bugün hakim olan arkeolojik teoriler belirli bir tarihsel tezi savunma adına bazı kanıtları görmezden gelmiş olabilir mi? İşte yazar, klasik arkeoloji anlayışına karşı kaleme aldığı eserinde bu sorulara cevap veriyor. Yazar, tarihi kanıt ve kalıntıların keşfedileninden çok daha fazlasının keşfedilmediğini, toprağın altının hala gizemini koruduğunu ifade ediyor. Yazarın delilleriyle incelediği duruma göre; Bosna ve Çin Xi'an daki piramitler mısırdaki büyük piramitten 2 kat daha büyük ve keşfedilmeyi bekliyor. Sanılanın aksine Mısır piramitleri insanlar tarafından yapılmış en büyük nesneler değil çok daha büyüğü ve çok daha fazlası dünyanın her yerinde var! Bugün Türkiye topraklarında bulunan Göbekli Tepe, Nevali Çori ve Karahan Tepe, uygarlığa dair bildiğimizden fazlasını içeriyor olabilir. Tüm Avrupa medeniyetinin geldiği yer Lidya olabilir. Hatta medeniyetlerin birbirinden farklı gelişmiş olduğu tezi dahi yanlıştır! Tüm medeniyetler eski zaman da birbirleriyle bağlantılı ve aynı zamanda gelişmiş olabilir, sandığımızın aksine dünya insanları arasında beklenmedik akrabalıklarımız olabilir. Truva savaşı olarak bilinen olay aslında gökteki yıldızlarla alakalı mitolojik bir anlatım olabilir mi? Homeros'un Truva anlatısındaki her bir savaşçı nasıl gökyüzündeki bir yıldızın adını taşıyor? En güçlü savaşçı olarak tasvir edilen savaşçının en parlak yıldız, en zayıf savaşının ise en sönük yıldızla anlatılmış olması ne demektir? Homeros'un anlattığı coğrafya neden olası savaş meydanlarının hiç biriyle uyum göstermiyor? M.Ö. 3000 dolaylarında Amerika kıtasında bugün Michigan eyaletinin olduğu yerde 500.000 tondan fazla bakırın çıkarıldığı madenler olduğu biliniyor. Arkeolojik hesaplamalar göre bu madenlerin kazılması için gereken iş gücü 10.000 adamın 1000 yıl çalışmasına eşdeğer ! O dönem Amerika kıtasında çıkarılan madenlere Avrupa kıtasında yapılan arkeolojik kalıntılara rastlanılıyor. Tarihler kesişiyor, Amerika'da çıkarılan bakır, o dönemin şartlarında nasıl Avrupa'ya gitmiş olabilir? M.Ö. 3000 yılında yapılmış devasa okyanus ötesi limanlarına ve gemi kalıntılarına rastlanması ne anlama geliyor? M.Ö. 18.000'de hayvancılık, M.Ö. 14.000'de tarım yapıldığına dair arkeolojik kesin kanıtlar varken, neden insanlığın tarihi dar bir aralığa sıkıştırılmaya çalışılıyor? Toplam 5.000 taştan oluşan ve ilkel bir kütüphane olarak kabul edilen İca taşlarının üzerindeki resimler ne anlama geliyor? Bir insanın bir dinazoru avladığının resmedildiği kayıtlar insanlık tarihinin başlangıcı ile ilgili şüphe taşımıyor mu? Dinazorlar, sanıldığı gibi milyonlarca yıl önce değil de daha yakın gelecekte yok olmuş olabilir mi, yoksa insanlık 405 milyon yaşında mı? Yazar işte bu ve daha fazla soruya kanıtlar eşliğinde cevap bulmaya çalışıyor. Günümüzün hakim arkeoloji anlayışının bazı buluntuları, kendi teorilerini haklı çıkarmak adına görmezden geldiği ifade ediliyor. Mu, Atlantis gibi medeniyetlerle alakalı kurgusal ve komplo teorisi niteliğindeki kitaplar yerine profesyonel arkelolojik bir çalışma yapılmış. Gayet ilgi çekici bir eser.

Kayıp Uygarlıklar MuammasıPhilip Coppens · Omega Yayınları · 201415 okunma

··

109 görüntüleme

Tuncer TAMTÜRK

@Ketum ·

24 Temmuz 2017 18:33

Mu, Atlantis gibi medeniyetlerle alakalı kurgusal ve komplo teorisi niteliğindeki kitaplar yerine profesyonel arkelolojik bir çalışma yapılmış. Gayet ilgi çekici bir eser. Emeğine sağlık üstadım.

Gökhan

@gokhan_ak ·

24 Temmuz 2017 18:34

Teşekkür ederim Sayın hocam.

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Gökhan