"Gerçek bir hayat hikâyesi olarak değil, gülüp geçtiğin basit romanlar gibi oku beni. Bir iz kalsın ardımda, ama okunduğu anda unutulacak bir iz. Unutulmayacak bir iz bırakan adamlardan değilim." demişti günlüğünün ilk sayfalarında Ekmel Bey. Açıkçası O'nu da diğer günlüklerin sahibi Derya'yı da basit bir roman gibi okumak -hele bir de işin içine gözyaşları dâhil olmuşsa- en büyük çelişki olurdu. Karakterine benzetildiğim için merakla ve ilgiyle aldığım bu kitabı okuyalı neredeyse 10 ay olmuş. Aradan o kadar şey yaşandı ama bu kitabı incelemek adına verdiğim sözü tutmak istedim. Zaten bu kitapla göz göze gelmenin yarattığı boşluklar da beni iyice kapının sırtına dayamıştı. Son derece duygu yüklü ve boğucu bir aşk serüveni altında şekillenen derin bir içsel yolculuğun günlüklerle bize sunulduğu bu çalışmada; Ekmel Bey ve Derya'nın defterine yazmış olduğu satırlar yer alıyor. Bir tarafta hayatında, aile çatışmasının içinde kavrularak babasına karşı tiksinecek kadar dönüşüme mâruz kalan ve basit bir izleyiciden öteye gidemeyen Ekmel Bey... Diğer tarafta ise 16 Kasım Cuma: Günlüğüne yazdığı " 'Bir kadın birdenbire günlük tutmaya başlamışsa, ya âşık olmuştur ya terk edilmiştir' demişti Suzan" sözüyle duyguların üst düzey başladığı bir günlükle karşımıza çıkan; erken yaşta annesini kaybeden, kaybetse daha iyi olurdu diyeceğimiz bir babaya sahip olsa da tek dayanağı olan abisine şükürler ettiğimiz Derya... Ki abisiyle bile bazı konularda sağlıksız ilişki görüntüleri almanız da sizi şaşırtmasın. Peki ya Suzan kim? Aslında bu kitapta hiçbir zaman Suzan'ın ağzından anlatılan bir günlük yok. Suzan'ı Derya'nın günlüklerinden tanıyorsunuz. Suzan ve Derya'nın çok girift ve ikircikli bir ilişkisi var diyebiliriz. Tabii bundaki bir numaralı faktör ise Suzan ile Derya'nın abisi arasında geçen aşk diyebiliriz. Derya Suzan'ı her ne kadar sevse de abisine duyduğu sevgiden dolayı Suzan'a içten içe bir nefret de besliyor diyebiliriz. Yine de Suzan'ı bir ayna olarak nitelendirmek mümkündür. Çünkü Suzan sayesinde yeni bakış açıları kazananan, kendini değerlendirme potasına sokabilen ve kendini rahatça keşfeden bir Derya da söz konusu diyebiliriz. Derya'nın günlüğündeki Suzan'a ait cümleden söz etmiştik. Buna ek olarak " Suzan 'aşk acı sevmeye benziyor' demişti, 'yakıyor, biliyorsun, ama yine de gidip âşık oluyorsun.' " diye Derya'ya ait 22 Kasım Perşembe tarihli günlükte de bunun örneklerini görüyoruz. Bir kitap neden gözyaşları döktürür biliyor musunuz? Şahsımca bir kitap çokça yaşantıya yer veriyorsa ve çok fazla derin anlamlar içeren duygusal sözler içeriyorsa gözyaşı döktürür. Fakat derinlik olmasa dahi basit bir cümleyle bile etkiliyor bu kitap. Misal bazı cümleler var ki: "Öyle parçalanmışız ki artık daha fazla parçalanmak ölmek demek." "O anlayabilecek, ben anlatabilecek olsaydım, benim gibi adamların cenneti olurdu dünya." gibi mesela... Özellikle son cümle benim hayatımın özeti gibiydi ve bunu bir kitapta görmek geçmişteki söndürmeye çalıştığım çoğu yaşantımı canlandırmıştı. Zaten ondan beri de acıyı söndürmeyi bıraktım. Herkeste aynı etkiyi yaratır mı bilemem ama duygusal bir insansanız ve Ayfer Tunç'un bu çokça özgün anlatımını merak ediyorsanız okumanızı kesinlikle tavsiye ederim. İlk başlarda biraz anlam vermekte güçlük çekeceksiniz fakat unutulmamalı ki ilk başlarda anlamsız gelen kitapların geneli çözümlemeye başladıkça çok farklı bir yer alıyorlar gözümüzde. Buna ek olarak kitapta günlükler tarih olarak yazılmış ama günlüğün devamı sonraki sayfada değil de bir sonraki sayfada veya diğer paragrafta olabiliyor. Bunun da ayırdında olmanızı isterim. Esasında yazılacak çok şey var ama çok fazla ayrıntıya girmek de istemiyorum. 99. incelemem bu kitap olacak. 100'e bırakmak istemedim çünkü dalyalar bana kötü talih getiriyor. Her ne kadar bunları dillendirsem de bir sonraki incelemeyi Ölü Canlar'a yapacak olmam da çok ironik ve garip tesadüf... Her neyse kitaptan sapmak istemiyorum. herkese keyifli okumalar. Umarım kendinizi bulacağınız bir şeyler okursunuz. :)

Suzan DefterAyfer Tunç · Can Yayınları · 202212,8bin okunma

··

9,4bin görüntüleme

da! poet

@drefi ·

12 Ağustos 2023 20:35

bu arada ne yazık ki sıklıkla gördüğüm bir konu var. lütfen sırf inceleme sayısı fazla olsun diye inceleme yazmayın. inceleme demek ince elemek demektir. birkaç cümlelik inceleme yazmak kitaba da okurluğa da hakarettir. kendinize kitap özet günlüğü tutabilir ya da biraz kitap hakkında bir şeyler yazabilirsiniz. ya da iyisi mi lütfen inceleme yazmayın.

M. T.

@afacaaan ·

12 Ağustos 2023 19:21

Anlamlı bir inceleme olmuş, emeğinize sağlık. ✨

da! poet

@drefi ·

12 Ağustos 2023 19:21

teşekkürler 💫

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.