Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Işıklar. (Herkes bitkin. Herkes perişan. Yezida son soluklarını alıyor. Saçları hepten çözülmüş, hepten dağılmış. Bir tek örük kalmış alnına düşen. Mahmud'un bağladığı en son, kırkıncı örük... (Sabah olmaktadır. Tan sökmekte, kalabalık yarı uyur, yarı uyanık beklemektedir. Dairenin kıyısında Eyşan Ana kıvrılıp kalmış, yanında Raşa Ana. Ağacın dolayları adam almaz bir kalabalık içindeyken. Tan kızılı her yanda. Gün doğumu...) EZİDİ KADINLAR — Bugün kırkıncı gün tamam olmuştur. Kırk gün dayanmıştır Yezida. Açlığa dayanmıştır, susuzluğa dayanmıştır, onca kalabalığa, onca buyruğa dayanmıştır. Lakin bugün kırkıncı gün tamam olmuştur. Yezida'nın sabrı rivayet sanılmıştır. RAŞA — Bugün kırkıncı gündür. Bugün benim öldüğüm gündür. EZİDİ KADINLAR — Boynundaki yeşil murat mendili soldu sarardı; alnındaki kan siyaha kesti. Lakin yitirmedi sabrını Yezida. Tam kırk gün soluk aldı verdi. Kavlini yerine getirdi. Mahmud'un ilk gece hakkı olan kırk örgü tam kırk gecede ödedi. YEZİDA — Sabah olmaktadır. Bugün kırkıncı gün tamam olmuştur. Bugün bayram günüdür. Ve de Mahmud beni beklemektedir. Sevdalım benim, beklemektedir. Irmağı aştın, dağı aştın, bana geldin Mahmud. Töremi aştım, ölümü aştım sana gelmekteyim kurban. (Herkes gerilim içinde Yezida'yı izler. Kimse soluk bile almaz. Yezida, titreyen elleriyle son örüğünü, kırkıncı örüğünü çözer; saçlarının tümünü açar. Güçlükle kaldırdığı elleriyle saçlarının tümünü açar, dağıtır. Kollarını havaya kaldırır, parmaklarının arasından saçının telleri omuzlarına dökülür, arkadan güneş yavaş yavaş gösterir yüzünü. Saçları omuzlarına dökülürken, kolları düşer önce, ardından bedeni kıvrılır, dairenin içerisine yığılır, kalır) EZİDİ KADINLAR — Yezida ölmüştür! Kırk örüğün hepsi Kırk günde çözülmüştür! (Dilek Ağacı'nın arka yamacından —sahne gerisinden— bataklığın ordan, yüzlerce erkek sesi aynı anda yükselir, yükselir, yükselir, dağın başındaki sessizliği kaplar, kederi kaplar, acıyı bastırır.) KÖYLÜ SESLERİ — Tekmil bataklık kurumuştur! Bataklık kurumuştur! EZİDİ KADINLAR — (Başları öne düşer) Dilek Ağacı kurumuştur! (Aynı anda bataklığın oradan, korkunç bir homurtu yükselir; makine sesleri, traktör sesleri, biçerdöğer, buldozer sesleri tamamı kuruyan bataklığa inmeye başlamışlardır. Sevinç çığlıkları sızar makine seslerinin arasından. (Dokuz erkek kardeş, Yezida'nın dairesini silerler önce, Yezida'yı omuzlarına alırlar, ağacın dibinden düzlüğe indirirlerken, herkesi kaplayacak kadar büyük, koskocaman, bembeyaz bir kefen, bütün sahnenin üstüne örtülür, herkesin üstünü örter. (Kefenin üstüne bir ışık düşer.) 1979
Sayfa 91 - Metis YayınlarıKitabı okudu
32 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.