Selmân-ı Fârisi'nin (ra), son demlerinde onun ziyaretine giden Medâin'in yeni valisi ve yanındaki adamlar, onu ağlarken buldular. Neden ağladığını sorduklarında o şöyle cevap veriyordu: "Resûlullah (sas) bizden bir ahid aldı. Hiçbirimiz onu koruyamadık. O bize şöyle demişti: "Sizin dünyadaki geçimliliğiniz bir yolcunun azığı kadar olsun! Ama ben şimdi böyle bir halde iken ölüyorum!" Sa'd b. Ebî Vakkas, onun bu sözlerini duyunca evindeki eşyalara şöyle bir baktı; hepsi bir bohçanın içine sığacak kadar olan o eşyalardan korkan Selmân'ın haline gipta etti. Zaten o dünyasını sırtında taşıyan adamdı. Zaten onun dünyalığı bir bohçaya girecek kadardı. Medâin valisi iken bir gün Medâin'i sel basmıştı. Bütün dünyalıkları bir bohçaya sığan o büyük insan bir taşın üzerine çıkmış, eşyalarını kurtarmak için çırpınan insanlara bakarak: "Yükü az olan kurtuldu" demişti. Hanımı Bukayre rivayet ediyor: "Vefatına yakın bana verdiği bir güzel bir koku vardı; onu istedi. Getirip o kokuyu verdim; onu güzelce kendine sürdü. Sonra dedi ki: "Bilmiyorum misafirlerim hangi kapıdan girecekler, onun için sen tüm kapıları açık bırak! Gelecek misafirlerim yemek yemezler ama güzel kokuyu çok severler." Bu sözünden bir şeyler anlamamıştım. De- nileni yaptım, kapıları açıp diğer odaya geçtim. Biraz sonra sesini duydum: "Hoş geldiniz" diyordu. Biraz sessizlik olunca içeriye girdim. Ne göreyim odada kimseler yok, Selman'da ruhunu Rahman'a teslim etmiş..." Gelen kimdi, kimlerdi, kime hoş geldin dedi bilmiyoruz, ama bildiğimiz bir şey var ki insanlar ölüm yolculuğuna en çok sevdikleri ile birlikte çıkarlar, her halde Selmân-ı Fârisi o yola çok sevdiği, bir ömür onu aramak için yollara düştüğü Efendimiz (sas) ile birlikte ve meleklerin refakatinde yürümüştür. Allah kendisine ebeden razı olsun, ona ve onun yolundan yürüyenlere rahmet eylesin. Kabri Irak'ın başkenti Bağdat'a yakın, adı ile anılan kasabadadır, halen ziyaret edilmektedir.
Sayfa 215Kitabı okudu
·
67 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.