Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Mengü:
Tanrı size Kutsal Kitap vermiş, fakat siz bunlara uymuyorsunuz. Bize de kahinleri verdi. Biz onlar ne söylerlerse öyle yapar ve barış içinde yaşarız. (...) Han'ın da bizzat itiraf ettiği gibi, kahinler Moğollarda rahiplik görevi yaparlar. Ne yapılmasını isterlerse derhal yerine getirilir. Sizlere, onların görevleri hakkında, anlattıklarına güvenebileceğimiz Wilhelm Usta'dan öğrendiklerimi açıklayacağım. Kahinlerin sayıları oldukça çoktur. Bunların başpapaz gibi bir başları vardır. Onun yurtu, Möngke Han'ın büyük çadırına yakın, bir taş atımı mesafede kurulur. Put suretleri ile dolu olan araba onun himayesindedir. Diğer rahipler, şehzadelerin çadırlarının arkasında kendilerine gösterilen yerde otururlar. Ülkelerin değişik kesimlerinden, onların sanatına inanan insanlar gelir. Bunlardan bazıları astronomiden anlar, özellikle de başkahin. Güneş ve Ay tutulmalarını söylerler. Böyle bir olay olacağı zaman bütün halk, çadırından dışarı çıkmasına gerek kalmayacak şekilde, yiyecek maddesi hazırlar. Tutulma olunca, davul ve trompetlerini çalarak, büyük bir gürültü yaparlar. Tutulma geçince, içkili yemekli büyük şölenler yaparlar. Rahipler, niyetler için hangi günlerin müsait olup olmadığını söylerler. Onların kehaneti olmadan ordu sefere çıkarılmaz ve savaş yapılmaz. Çok önceden bir defa daha Macaristan'ı istila ettiklerinde kahinler buna karşı çıkmamışlardı. Saraya ne gönderilir veya getirilirse ateşin arasından geçirirler. Bununla birlikte hediyelerden kendilerine düşen payı alırlar. Ölen kişinin bütün ev eşyasını iki ateş arasından geçirerek temizlemiş olurlar. Bir kişi öldüğünde ona ait olan her şey ayrılır. Kamptan hiç kimsenin eline, ateşle temizlenmeden önce hiçbir parça verilmez. Ben bunu, oradaki ikametim sırasında Hatun'un ölümü sırasında onun çadırında gördüm. Böylece Birader Andreas'ın ve yoldaşlarının iki ateş arasından geçirilmelerinin çifte sebebi ortaya çıkıyor: birincisi hediye getirmişler ikincisi ise, bu hediyeler ölmüş bulunan Güyük Han'a aitti. Ben şahsen bir şey getirmediğim için, bu geleneğe uymak zorunda kalmadım. Şayet herhangi bir hayvan veya başka bir :;;ey yolda ateşe düşerse, bu kahine ait olur. Mayıs'ın dokuzuncu Gününde bütün beyaz kısrak sürülerini bir araya toplarlar ve onları kutsarlar. Bu törene, Hıristiyan ruhanileri de buhurdanlıklarıyla iştirak etmek zorundadır. Toprak zemini taze kısrak sütü ile ıslatırlar. Sonunda büyük bir festival yaparlar. Bu bizdeki Aziz Bartolomeus ve Sixtus gününde yeni şarap veya Aziz Jakob ve Christophorus meyve toplama zamanındaki kutlamalara benzer. Böylece burada bu gün, ilk defa taze kısrak sütü içilmiş olur.Bir çocuk doğduğunda, onun kaderini söyletmek üzere kahin çağrılır. Aynı şekilde hastalıklarda da çağrılırlar. Sonra ilahilerini söyler ve bunun tabii bir hastalık mı yoksa cadıların işi mi olduğunu belirlerler. Bu noktayı bana, daha önce kendisinden bahsettiğim Metz'li kadın açıklamıştı. İlginç bir hikaye. Bir seferinde cidden çok değerli kürkler hediye olarak verilmiş. Bunlar, benim öğrendiğime göre Hıristiyan olan Hatun'un meskenine konulmuşlar. Kahinler kürkleri alıp, giyerek mutad bir şekilde ateşin arasından geçmişler. Bununla birlikte haklarından fazla pay almayı becerınişler. Fakat, Hatun'un ev hizmeti ve hazinesine bakmakta oları kadın onları yakalatmış ve Hatun'un önünde azarlamış. Bundan kısa bir süre sonra Hatun hastalanmış ve vücudunun çeşitli yerlerinde ağrılara yakalanmış. Hastadan fazla uzakta olmayan kahinler çağrılmışlar. Kızlardan birine elini ağrıyan yerin üzerine koymasını ve orada bulduğunu tutmasını emretmişler. Kız buna uyarak emredildiği gibi yapmış ve elinin altında küçük bir parça keçe veya böyle bir şey bulmuş. Bir emir üzerine bunu yere koymuş ve bu şey adeta bir canlı gibi kıvrılmaya başlamış. Bunun üzerine suyun içine atılmış ve bu şey bir sülüğe dönüşmüş. Kahinler, " Hatun, bu her hangi bir cadıdır, seni cadılıklarıyla rahatsız ediyor" diyerek kendilerini ihbar eden o kadını suçlamışlar. Bunun üzerine bu kadını alıp, kamptan atmışlar ve araziye bırakmışlar. Yedi gün boyunca kırbaçlayarak veya diğer cezalardan uygulayarak, suçunu itiraf etmesini istemişler. Bu arada Hatun ölmüş. Kadın bunu duyunca: "Hatun'un öldüğünü biliyorum. Beni de öldürün ki ben de onu takip edeyim, çünkü ona karşı hiçbir kötülük yapmadım" demiş. Kadın hiçbir şey itiraf etmeyince, Möngke onun hayatta bırakılmasını emretmiş. Sonra kahinler, Hatun'un kızının Hıristiyan olan sütannesini suçlamışlar. Bunun kocasının Nasturller arsında yüksek bir itibarı varmış. Kadın hizmetçilerinden biriyle birlikte işkenceye götürülmüş ve itirafa zorlanmış. Hizmetçi, Hatun'un kadını bir atla konuşmaya ve ondan cevap almaya gönderdiğini anlatmış. Kadın da, Hatun'un kocası tarafından daha çok sevilmek ve iyi muameleye tabi tutulmak için neler yaptığını anlatmış. Fakat, ona zarar verecek işlere başlamamış. Ona, kocasının onun yaptıklarından haberi olup olmadığı sorulmuş. Kadın, onun suçsuz olduğunu söyleyerek, bununla birlikte kendi yaptığı harf ve resimleri yaktığı için, onun adına özür dilemiş. Bunun üzerine kadın öldürülmüş. Möngke, onun kocası olan papazı, suçsuzluğu kanıtlandığı halde Hitay'da oturan piskoposa göndermiş. Bu arada Möngke Han'ın ilk karısı bir oğlan dünyaya getirmiş. Kahinler çağrılarak, oğlanın geleceği hakkında kehanette bulunmaları istenmiş. Her kes iyi şeyler söylemiş; çok uzun yaşayacak ve büyük bir hükümdar olacak. Fakat, birkaç gün sonra çocuk aniden ölmüş. Üzgün anne kahinleri çağırtmış ve onlara: "Sizler oğlumun yaşayacağını söylediğiniz halde, şurada ölü olarak yatıyor 1 " demiş. Bunun üzerine onlar şöyle cevap vermişler: "Hatun , daha yeni yargılanmış olan Cirina'nın sütannesini biliyoruz. Senin oğlunu o öldürdü. Önümüzde ruhta onu nasıl götürdüğünü görüyoruz" . Fakat, öldürülmüş olan bu kadından çadır kampında henüz bir yetişkin oğul ve yine aynı yaşta bir kız çocuk yaşamaktaydı. Çılgın Hatun onlara adam gönderdi. Kahinlerin sözleriyle, ölen kendi oğluna misilleme olmak üzere, gençlerden erkeğin bir adam, kızın da bir kadın tarafından öldürülmesini sağlamış. Kısa bir süre sonra Han bu çocukları rüyasında görmüş. Ertesi sabah onların nerede olduklarını sormuş. Bunun üzerine bütün olaylar anlatılmış. Derhal karısına haber göndererek, bir Hatun'un kocasının bilgisi olmadan nasıl bir ölüm hükmü verebileceğini sormuş. Bu yüzden ona yedi gün hapis cezası vermiş ve kimsenin yemek vermemesini emretmiş. Gençlerin katillerinden erkeğin boynunu vurdurarak kadının boynuna astırmış. Sonra onu yanmış odunlarla dövdürüp, idam ettirmiş. Kendi karısını da eğer ondan çocukları olmasaydı öldürtecekmiş. Hatun sarayı terk etmiş ve bir ay geçtikten sonra geri dönmüş. Bu kahinler ayrıca, afsunlarıyla tabiata hakim olmak isterler. Eğer bir kış süresince çok şiddetli soğuk olur da, afsun yaparak buna çare bulamazlarsa, kampta bu soğuğa sebep olduklarını söyleyerek suçladıkları insanlar bulurlar. Sonra da bu kişiler kayıtsız şartsız idam edilirler. Oradan ayrılmadan kısa bir süre önce, Möngke'nin cariyelerinden biri hasta oldu; uzun süredir çekmekteydi. Kahinler, Alman kölelerden birine, onu üç gün boyunca uyutacak olan büyü formüllerini söylediler. Tekrar kendine geldiğinde, ona ne gördüğü soruldu. Bir çok kadınlar görmüş. Bunun üzerine kahinler, onların çok geçmeden öleceğini ileri sürdüler. Fakat Hatun bu uykuda görülmediği için, onun ölmeyeceğine kanaat getirdiler. Ben bizzat o kızı gördüm. Sürekli uykudan sonra baş ağrısı vardı. Onlardan bazıları cinlerle büyü yaparlar. Bir ruhtan cevap almak isteyen insanlar, kahinler tarafından çadıra çağrılırlar. Çadırın ortasına pişmiş et koyarlar. Büyüyü yapan kam, formüllerini söylemeye başlar. Elinde küçük bir davul tutar ve bununla yere kuvvetlice vurur. Nihayet kendinden geçer ve kendini zincire vurdurur. Bunun üzerine karanlık altında cin gelir ve eti yer ve soruları cevaplar. Wilhelm Usta'nın bana anlattığına göre, bir keresinde bir Macar, gizlice onların arasına girmiş. Yukarıda yurtta oturmakta olan cin bağırarak, içeriye girmeyeceğini, çünkü içeride bir Hıristiyan bulunduğunu söylemiş. Macar bunu duyunca, oradan hızla kaçmış; oradakiler de onu aramaya başlamışlar. Kahinlere ait olan ve anlatılması uzun sürecek, bu ve bunun gibi bir çok olay vardır.
74 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.