Kitap ilk sayfalarda okuyucusunu bilgilendirici sözlük, harita ve tarihsel zaman çizelgesi ile karşılıyor. Daha sonra giriş bölümü ile 10 yıl önceye gidiyoruz. Safkan Fae'lerin dünyası ile yarı kanlıların yani yarımlıkların, melezlerin dünyası ifadelerini okuyunca beni nasıl bir yeryüzü bekliyor merak ettim. Bir de kargalar her zaman çok ilginç gelir bana. Farklı zaman dilimlerinde ilerleyen kitabın karakterlerini yavaş yavaş tanımaya başlıyorsunuz. Fallon, ninesi, annesi ve dünyaları, büyüler, efsunlar, gizemler... Yazar yarattığı dünyanın içinde çok değişik unsurlar sunmuş ve okurken zihninizde hayal ettiğinizde bambaşka bir fantastik evrenin içerisinde gibi hissediyorsunuz. Benim çok hoşuma gitti. Fallon'ın ninesi ile birlikte Liman Pazarı 'nda başına gelen bir olay, kendisini deniz yılanı ile karşı karşıya getirdi. Herkes yılanın onu yok edeceğini düşünürken gördükleri manzara şaşırttı. Bu konuyla ilgili detayların ilerleyen sayfalarda tekrar karşıma çıkacağından emin olarak devam ettim. Ona bir isim bile vermişti, Minimus. Kitabın içindeki farklı türlerle ilgili çok ilginç detaylar var. Mesela Fae'ler sadece aşırı yaşlandıklarında ya da çelik bir bıçakla başları kesildiğinde ölebiliyor. Bir de Dante var tabi... Prens Dante... Onun kalbini kazanabilecek miydi ama zaten bu savaşa yenik halde giriyorsa, kazanma şansı ne kadar olabilirdi o da bilmiyordu. Kendisini izleyen Bronwen kimdi peki? Annesi sürekli onu bu konuda uyarıyordu. Birçok yerde de karşısına çıkıyordu. O bir kahin olabilir miydi? Aklında çok fazla soru işareti ile baş başa kalmıştı. Onunla tekrar karşılaştığında onu söylediği sözler çok etkileyici. Eğer beş demir kargayıözgür bırakırsa kraliçe olacağını söylüyordu. Bu olabilir miydi yani Dante kral olacak ve kendisini de gelin mi yapacaktı? Peki kargaları nereden bulacaktı, hapis mi düşmüşlerdi, neredeydi bunlar, krallığın topraklarında nerede gizlenmişlerdi ve nasıl özgür bırakacaktı yanıtlanması gereken çok fazla soru vardı. Kim neden bir heykeli tutsak ederdi ki, demirden yapıldıkları için mi? Peki bir maden ustası neden 20 yıl önce kendilerine saldıran dağ kabilesinin sembolü olan hayvanı model olarak kullanmıştı ne kadar çok bilinmez olabilir. Demir kargalar, demir kargalar, demir kargalar... Yazarın okuyucuya tanıştırdığı karakterler ve dünyalarını o kadar güzel detaylarla donatmış ki, büyülü bir yolculuk oldu. Kitabın her anında çözülmesi gereken sırlar, gizemler ve heyecan var. Yazar o canlılığı hiç bozmuyor. Farklı yetenekleri ile sihirli bir yer sizleri bekliyor. Üstelik karakterler ile birlikte yeni gerçeklere de hazır olun.

Çırpınan Kanatlar EviOlivia Wildenstein · Olimpos Yayınları · 2023276 okunma

·

242 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Eda