Ali Bektaş 'ın kaleminden Gün Yüzü
" İstanbul'da romantik olmak için özel bir çabaya gerek yok. Gözlerin görüyorsa, yanında bir de sevgilin varsa işlem tamam. O güzellikler içinde aşık olmak, en azından sevgili bulmak da zor değil..."
"Ama Ankara öyle mi? İğneyle kuyu kazmaya benzer burada ruh ikizine denk gelebilmek. Diyelim ki denk geldin. En çok adamın işi zordur bu ilişkide, gri gökyüzü altında sana renkli dünyaları tasvir etmeye mecburdur. Yani İstanbul için görmek yeterliyken, Ankara için gözleri görmeyen sevgiliye, olmayan güzelliği anlatan iyi bir masalcı olman gerekir."
Oysa ki ne de güzel anlatmıştı Bahar Yıldız'a...
Ahh be Yıldız.
Başlarda o kadar imrenmiştim ki Umut ve Yıldız aşkına...
"Keşke her erkek Umut gibi sevse, keşke her kadın Yıldız gibi sevilse" diye aklımdan geçirmiştim.
Ama ne yazık ki, akşam insanın önüne envai çeşit yemek sersen de aklı hala alel acele evden çıkarken kahvaltı sofrasından ağzına atamadığı son lokmada kalıyor demek ki...
Çoğunlukla Ankara'da geçen bir kitap okudum dostlar. Buruk bir aşk kitabı...
Gece Yıldız'la birlikte gökten kayarken Handan'la açan Umut dolu sabah güneşi gibi bir kitap.
Ankara sokaklarında gezdim, bir kafede kitabımı okurken ayazda Yıldız'ın üşüyen ellerini ısıtan Umut'u sevdim.
Araya serpiştirilen dönem facialarıyla içim tekrar yandı, unuttuğum için kuruyan kalbimi suda boğdum.
Umut'la birlikte dünyayı, insanları, değerleri tekrar sorguladım.
Ve çok sevdim. En çok da Handan'ın ateş saçan gözlerini, Erdinç'in uçarı dostluğunu, Gizem'in can yoldaşı ablalığını sevdim.
Tavsiyemdir dostlar, kendinizi bu güzellikten mahrum bırakmayın.
Kitapla kalın.
Gün YüzüAli Bektaş · Romanoku Yayınları · 2023135 okunma
··
54 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.
