Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

...Ağdam'ın Ekmek Müzesine yürüdük . Ömrümde bir Ekmek Müzesine gideceğimi veya ekmek için de bir müze yapılacağını hiç aklımdan geçirmemiştim. Ağdam 'da bir Ekmek Müzesi var. O müzede, Ofelya Hanım Zeynelova , bana Ekmek müzesi hakkında bilgiler verdi: Efsaneye göre ekmeği ilk yapan Hz. Adem olmuş. Hz. Adem ekmeği somun şeklinde yapıyormuş. Bir gün, bir tepe üstünde otururken ekmek elinden düşmüş ve aşağılara doğru yuvarlanmış. Hz. Adem de o somunu tutabilmek için arkasından koşmaya başlamış . İşte insanoğlunun belki milyon yıldan beri ekmek arkasında koşması, Hz. Adem'in o hareketiyle birlikte başlamış. Türk milleti olarak biz, karnımızı ekmekle doyuruyoruz. Ekmek bütün Türk topluluklarında mukaddes ve mübarek bir gıda. Ekmeği aziz ve mübarek bilen Azerbaycan Türkleri de, belki dünyada ilk defa bir Ekmek Müzesi düzenlemişler. Müzede önce, buğdayın yetiştirilmesi, öğütülüp un haline getirilmesi, hamur yapılması, mayalanması ve çeşitli şekillerde pişirilmesi gösteriliyor. Tandırlar ve tandırlarda pişirilen ekmeklere, ocaklarda sac üzerinde yapılan ekmeklere, sonra fırınlarda hazırlanan ekmeklere, ekmek çeşitlerine yeniden dikkatle baktım. Kadınlarımızın ve erkeklerimizin hamura verdikleri şekiller, yani hamurun zarif şekillerle şiirleştirildikten sonra fırına verilmesi, doğrusu güzel düzenlenmişti. Sonra, buğday ekmeği yanında çavdar ekmekleri, mısır ekmekleri, arpa buğday karışımı ekmekler, kepekli ekmekler, kepeksiz ekmekler, ekmeğin faydalarını ve zararlarını gösteren tablolar, savaş zamanında küçülen ve kararan asık yüzlü ekmekler; refah seviyesiyle birlikte büyüyen, güzelleşen çeşit çeşit ekmekler bize vitrinlerden sessiz sedasız bakıp duruyorlardı.
·
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.