Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

304 syf.
6/10 puan verdi
Bölük Pörçük Yaşamlar, iki bölümden oluşan bir roman. Metnin yaklaşık üçte ikisini oluşturan ilk bölümde, Polonya’nın arkeolojik kazı alanı da bulunan küçük bir yerleşim yerinde, tüm ailesi Naziler tarafından öldürülünce tek başına saklanıp hayatta kalmaya çalışan yedi yaşında bir çocuk, Jakob Beer’in Yunan bir arkeolog tarafından bulunup evlat edinilmesinden sonraki süreçte yaşananlar anlatılıyor. Annesini, babasını ve kız kardeşini kaybettikten sonra bir kurtarıcı gibi karşısına çıkan ve yeni ailesi olan bir adamla Yunanistan’da bir adada yeni bir hayata başlayan yedi yaşındaki erkek çocuğundan dinliyoruz hikayeyi. Böyle bir trajedi yaşamış bir çocuğun gözünden dünyaya bakıp, onun büyüme sürecine tanıklık ederken bir yandan da İkinci Dünya Savaşı sırasında Yunanistan’da yaşananları okuyoruz. Çocuğun edebiyata ilgisi ve arkeolog karakterin kendi araştırmalarıyla metne edebiyat ve arkeolojiyle ilgili bilgiler de dahil oluyor. İkinci bölümde ise, anne ve babası toplama kampından sağ olarak kurtulmayı başarmış, bu acı tecrübeden miras kalan duygusal ve psikolojik travmalarla yaşamaya çalışan ve Jakob Beer’le yolu edebiyat sayesinde kesişen yetişkin bir erkeğin, Ben’in hikâyesini okuyoruz. Anne Michaels’in de doğup büyüdüğü Toronto’da karşılaşıyor Jakob ve Ben, bir süre sonra Ben’in Jakob’un kaleme aldığı hatıralarını bulup okumasıyla daha da hoş bir şekilde bağlanıyor iki hikâye. Acıların sanatla hem iyileştirilmesi, hem başka insanlara, nesillere aktarılarak ölümsüzleştirilmesini etkileyici bir şekilde göstermiş bu bağlantıyla Michaels. Bölük Pörçük Yaşamlar, aslında bir şair olan Anne Michaels’in ilk romanı ve yazarın oldukça şiirsel bir dili var. Metin zaten klasik bir romandan ziyade kurgudaki belirli temaların şiirsel anlatımı gibi. Çok hoş cümleleri var yazarın. Özellikle insanın kaybettiklerini zihninin bir köşesinde sürekli taşıma, her ânına ortak etme, nereye gitse beraberinde götürme hâli bu şiirsel dille çok etkileyici anlatılmış. Ancak bana göre metin genel olarak çok dağınık. Bu şiirsel dile rağmen parça parça anlatımların geçişlerinde bir sıkıntı var; böyle olunca da dil ne kadar güzel olursa olsun, cümleler birbiri ardına yazılmış güzel aforizmalar gibi durmaktan öteye geçememiş çoğu zaman. Konu son derece zengin ve çok güçlü bir metin ortaya çıkarmaya müsait. Keza üzerinde gezilen temalar da yazarın akıl ettiği gibi, edebiyat ve arkeolojiyle tek potada eritilip tadından yenmeyecek bir roman yazmaya oldukça elverişli. Ancak ne yazık ki bu bağı kuramamış yazar, bunları da oldukça şiirsel ifade ettiği his ve düşüncelerini de bir araya getirememiş. Okurken bana hep bu duyguyu verdi. Son olarak, özellikle ilk hikâyede anlatıcının dil ve üslubunu yadırgadım; ifadelerdeki bakış açısı, kelime tercihleri, cümle kuruluşları ve anlatım tarzı bir erkek anlatıcıdan ziyade bir kadın anlatıcı hissi verdi bana okurken hep. Kısacası, beğendiğim bir-iki yönüne rağmen genel olarak baktığımda sevmedim ne yazık ki. İlgi çekici bir konu ve şiir gibi bir dille bile bazı şeyler eksik kalabiliyormuş. Bir süredir merak ettiğim bir romandı, okuduğuma memnunum yine de.
Bölük Pörçük Yaşamlar
Bölük Pörçük YaşamlarAnne Michaels · Timaş Yayınları · 201340 okunma
·
1.474 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.