Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

816 syf.
4/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Yabancı ile uzun yıllar önce tanıştım. O zamanlar bir arkadaşımla sabahlara kadar kitap okuyup ertesi gün okulda kritik yapardık ve Yabancı da sık sık üzerine konuşup finalinin nasıl olacağını merak ettiğimiz kitaplardan biriydi. Fakat serinin tamamının basılma süreci çok uzun sürdü ve o eski günlerin üstünden de yıllar geçti. Hâliyle final kitabına dair pek bir heyecanım kalmamıştı. Bu sene başka bir arkadaşımla wattpad kitaplarından bahsederken Yabancı'nın da konusu açıldı ve bir anda kendimizi öyle gazladık ki hadi kitabı okuyalım dedik. Öncesinde ilk iki kitabı tekrar okuyup olayları hatırlasak mı diye düşündük ama hislerimizin eskisi gibi olmayacağını bildiğimiz için ilk iki kitabı ait olduğu yer ve zamanda bırakıp direkt son kitabı okumaya karar verdik. Sonuç olarak; arkadaşım kitabı bitiremedi, bense sırf serinin sonunu artık görmek istediğim için bitirdim. Çünkü Barış Manço'nun da dediği gibi: Yıllar ikimizden de çok şeyler götürmüş. Ne ben eskiden Yabancı'yı okuduğum kişiyim ne de Yabancı o eski Yabancı. Devamı spoiler içerir. Çıkışı bu kadar uzun süren bir final kitabının böylesine durağan olması beni hem yordu hem hayal kırıklığına uğrattı. Evet, birtakım sırlar ortaya çıktı ve kitap sonlara doğru biraz tempo kazandı ama bu kadar. Haricinde betimlemeleri, geçmişe dönüşleri ve durmadan tekrarlanan cümleleri ile fazlasıyla boğucu bir yolculuk yaşadık. Mesela Doğa'nın “Yine o küvetteydim, saçlarım etrafımda dağılıyordu, ışık suda kırılıyordu.” sözünü ezberledim zira defalarca kez bunu tekrarladı. Bu ve türevi birkaç cümlenin habire tekrarlanması da sanki o küvette boğulan benmişim gibi hissettirdi. Bunların yanı sıra Doğa'nın buhranları ve Ediz'in pişmanlığıyla da kitap doldurulmuş ve önemli konular ve mantık hataları arada kaynamıştı. Mesela Doğa'nın babası kitabın başında açığa alındı ama buluşmaları gerektiğinde Doğa'yı emniyete çağırdı. Açığa alınan polisin emniyette işi ne? Bu sahnenin devamında Doğa'ya Levent Çağıran'ın yaşadığını söyledi ama kimse bunu dikkate almadı, kendisini kurtarmak için yalan söylediyse bile bunun üzerinde durulmadı. Yine bu sahnenin devamında Doğa'nın babası Uygar'ı vurdu, sonra kendisi de vuruldu ve Uygar'ı vurduğu silah elindeyken bayıldı kaldı. Ortama polisler geldi ama nasıl olduysa Doğa'nın babası tutuklanmadı. Gece Doğa'nın babasını öldürdü ama tutuklanmadı. Ediz düşmanlarımla masaya oturacağım diye bir plan yapıp yola çıktı ama o konu araya kaynadı gitti. Gökhan Ediz hakkında kimsenin bilmediği şeyleri, hatta Ediz'in bile unuttuğu ayrıntıları bilen ve apaçık Ediz'e düşman olan biriydi ama Doğa'nın üvey kardeşi çıktı. O zaman Ediz'e olan bu takıntısı nedendi ve o bilgileri nasıl edindi? Gibi, gibi... Karakterlere gelecek olursak... Ediz'in değişimi çok eğretiydi. Önceki kitaplarda yaptıkları yüzünden fazlaca eleştirildiği için yazar bu kitapta Ediz'i tamamen farklı biri olarak yazmak istemiş bence. Ama olmuş mu? Olmamış. Daha bu kitabın başında bile anlaşma bitti diye Doğa'yı boğmaya çalışan Ediz'in bir anda fedakar biri olması ve Doğa için ölürüm moduna girmesi makul değildi. Karakter gelişimi böyle bir şey değil. Ha, pişmanlığı geçti mi? Evet, geçti. Özellikle Doğa ile yüzleştikleri sahnede, kendisini affedemezken Doğa'nın onu affetmesinin ona ne kadar ağır geldiğini net olarak hissettirdi. Fakat son pişmanlık neye yarar? Doğa ise bu kitapta sağlı sollu darbeler yedi ve artık gözü açıldı. Fakat savaşma kararı aldığını söylese de önceki kitaplarda olduğu gibi bu kitapta da pasif kaldı. Ben Doğa'nın kararlarını da tercihlerini de eleştirmiyorum bu arada. Çünkü psikolojisinin sağlam olduğunu ve sağlıklı kararlar verebildiğini düşünmüyorum. Böyle olaylar yaşayan kim sağlıklı kalabilir zaten? Hâliyle Ediz'e olan tutumunu da tamamen buna bağlıyor ve yaşadıklarına hiç de aşk gözüyle bakamıyorum. Kitabın finali ise bu seri için fazla basitti. Onca senelik bekleyişin böyle bir sonuca bağlanması; yol, varılmak istenilen yerin kendisidir felsefesi ile finalin ucu açık bırakılması bence olmamıştı. Benim nezdimde bu tip bir son, kolaya kaçmaktır. Öyle ya da böyle 8 yıllık bu yolculuk bitmiş oldu. Yazarın kalemi güçlü ve kurgusu da temelde ilgi çekici aslında. Gelgelelim katil-kurban ilişkisi yazmadaki dengeyi sağlayamaması ve bahsettiğim gibi kritik noktalara yeteri kadar eğilmeyip betimlemeler, geçmişe dönüşler ve mantık hatalarıyla kitabı boğması bu yolculuğun güzel bir şekilde sonlanmasına engel oldu, üzgünüm. Dipnot: Bu seriye yapılan eleştirelere dair söylemek istediğim bir şey var. Üzerinden çok zaman geçse de önceki kitaplarda yaşanan kritik birkaç sahne hatırımda. Ve elbette bunlar eleştirilecek konular. Öyle ki yazar bile yazdığı bir cümleden rahatsız olup o cümlenin yeni baskılardan kaldırılacağını söylemiş. Fakat yabancı bir yazar bunları hatta çok daha ağırlarını yazdığında, bu bir dark romance deyip kitabı savunan insanların söz konusu wattpad çıkışlı bir Türk yazarın kitabı olunca linç moduna girmesi bana komik geliyor. Kitapları türüne göre değerlendireceksek o zaman bu da bir aşk kitabı değil zaten ve ona göre değerlendirilmeli. Türü ne olursa olsun bazı sınırlar aşılmaz diyor ve ona göre eleştiri yapıyorsak -ki bence öyle- bunu hem yabancı yazarlar hem de Türk yazarlar için yapabilmemiz lazım.
Yabancı - Elyel
Yabancı - ElyelÖznur Yıldırım · Pegasus Yayınları · 2023400 okunma
·
1 artı 1'leme
·
1.268 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.