"Aşık olma hali bir coşkunluk halidir," der Socrates Phaidros'ta; bir hastalık, bir deliliktir aşk.
Ama bunun zararlı bir coşkunluk olmadığını da ekler, olabilecek en hoş coşkunluktur aşk; muzır bir hastalık ya da insana özgü patolojik bir delilik de değildir, daha ziyade ilahi olandan ilham almış, ilahi olanı arzulayan bir mania' dır¹, dünyevi ruhu kanatlandırır.
Eros bir tanrı değildir, doğru; ne iyidir ne de kötü, ne çirkindir ne de güzel ama yüce bir daimon'dur² Eros, insanlar ile tanrılar arasında bir arabulucu, insanların yoksun oldukları şeyi arzulamasını sağlayan bir güçtür:
Güzellik, erdem, mutluluk, mükemmellik ve hatta ölümsüzlük -bunların hepsi de, aşığın maşukta yansımasını gördüğü ilahi özelliklerdir.
Sokrates'in Şölen'de "kadınların en bilgesi" diye bahsettiği Diotima, Eros'un "doğurmanın, güzel içinde yaratmanın sevgisi" ³ olduğunu söyler. İşte bu fiziksel ve hayvani; ama daha ziyade tinsel, eğitsel, sanatsal, siyasal ve felsefi olan, kısacası bizim yaratıcı olarak tanımladığımız bu "doğurma ve yaratma", insanın ölümsüzlüğe katılımıdır;
çünkü insanın ölümünden sonra da etkisini sürdürür ve var olmaya devam eder. '' ... Güzel içinde" denmektedir hem, öyle gereksiz bir ek değildir bu; "Güzel için de doğurmak ve yaratmak, ifadesinde biz insanların anlayamadığı ilahi vasıflara duyulan özlem söz konusudur.
1. (Eski Yunanca) Çılgınlök, mani. (Y.N.)
2. (Eski Yunanca} Doğaüstü bir güç. Sokrates daimonu kendisini iyi eylemlere yönelten, kötü eylemlerden alıkoyan bir "iç ses" olarak tanımlar. (Y.N.) •
3. Platon, Şölen-Dostluk. çev. Sabahattin Eyüboğlu. Azra Erhat, Istanbul: Iş Bankası Kültür Yayınları. 2006. s. 50. (Y.N.)
Sayfa 13