önyargıyla başlayıp keyifle devam ettiğim, iyi ki okudum dediğim bir eser. sabahattin ali’den ziyade ona yazılan mektupları okuyoruz. arkadaşları, ailesi, öğrencilerinin yazdığı mektuplar. arkadaşları içinde nazım hikmet de var, aziz nesin de var, samim kocagöz de var, ayşe sıtkı ilhan da var, nihal atsız da var. hepsinin gözünden ve kaleminden bakıyoruz sabahattin ali’ye. ya da yakın arkadaşı pertev’in deyimiyle sabah’a. biz şairleri, yazarları hep okuduğumuz gibi, edebi kimlikleriyle tanıyoruz. bazılarını edebi kimliklerinin yanında bir de toplumsal olaylara dahillikleriyle tanıyoruz. ama bunlar temelinde nasıl birer arkadaş, evlat, kardeş, yoldaş, sevgili…bunların günlük yaşam içindeki irili ufaklı hayatta kalma çabaları nelerdi, bunları gözden kaçırıyoruz. onların da evlilik süreçlerinde akraba sorunları, takı sorunları yaşanıyor. onlar da kirayı ödeyemiyor, onlar da birilerinden borç istiyor. bu kitabın çoğunlukla başkalarının mektuplarından oluşması bize hem dönemin siyasi ve edebi atmosferini yansıtıyor hem de sabahattin ali’nin kim olduğunu, yakın çevresinde nasıl tanındığını çok daha yakından öğrenme fırsatı veriyor. aziz nesin’le aralarındaki ciddi mizaç farkını, markopaşa’nın çıkış ve dağıtım sancılarını, nazım hikmet’in sabahattin’e inancını ve orhan kemal ile kemal tahir’i yetiştirmesi için sabahattin ali’ye göndermesini okuyoruz. nihal atsız’ın kendi deyimiyle sabahattin’i yanlış yoldan döndürme çabalarını da okuyoruz. beni en çok güldüren nihal atsız’ın mektupları ve sabahattin ali’nin aliye’sinden önce bazı yakın kadın arkadaşlarına rutin olarak aşık olduğunu sanıp evlenme teklif ettiği kısımlar oldu. bütün bunların yanında sabahattin ali’ye ben de artık sabahçığım diyeceğim.

Hep Genç KalacağımSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 20081,156 okunma

·

57 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

rüya