Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

816 syf.
1/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Keşke Bu Kitaba “YABANCI” kalsaydım
Bir devrin sonunun şahitleriyiz. Çok sancılı oldu benim açımdan ama bu romanı hem okumasıyla hem içeriğiyle tanımlayacak ilk kelime de budur o yüzden çok garipsemeyin lütfen. Her şeyden önce belirtmeliyim ki: Bu uzun serüvende Öznur sayesinde nice arkadaşlıklar edindim nice güzel sohbetlerden yüzümde bir sevinçle ayrıldım. Zor zamanlarımda hep benimleydiniz. Hepinize çok teşekkür ediyorum. İyi ki vardınız… İncelemelerimde sevdiğim birkaç alıntı ve söze başvuracağım çünkü böyle komplike yazılmış kırılmadık duvar bırakmayan bir eseri anlatmaya benim kelime dağarcığım yetmeyebiliyor. Elbette seni inciteceğim. Elbette beni inciteceksin. Elbette birbirimizi inciteceğiz. Ama bu varoluşun mutlak koşuludur. Bahar olmak, kışın riskini kabul etmek demektir. -Küçük Prens. Çok sevdiğim ve bu hikayeye çok uygun bulduğum bir alıntı. Çoğu yaşananın özeti gibi. Ne zorluklar atlattılar ihanetler olsun çatışmalar olsun. Birbirlerini kırdılar, anlaşmakta zorlandılar üzdüler, üzüldüler ama başlarına gelen her şeyi kabul ettiler ve neticesinde çözdüler. Birbirlerinin kurtuluşu.. baharı oldular.. Aşıkta akıl arama Başını aşk yolunda vermiş adamdır o Baş kalmayınca akıl kalır mı? -Mevlana Evet belki ilk iki paragrafı okuyan yabancı fanları devamını getirmeyip likeı basıp geçerler diye bu şekilde bir girişi bitirdiysek artık gerçek düşüncelerime geçiyorum. Ama üstteki yazdığım tek doğru cümle alıntıların ve sözlerin kitaba uygun olacığıydı. Ha bir de sancılı oluşu. Neyse şu sözün güzelliğine bakın ama koca Mevlana nerden bilsin 21. yüzyılda Öznur’un kaleminden çıkacak böylesine hastalıklı bir ikiliyi. Aşkta akıl arama ama bu salaklarda en ufak kırıntısına rastlayacağını düşünene acırım acır en çok da kendime. Kafa yok ki versinler de aşk yoluna baş koysunlar. Derdiniz ne sizin? Evet problem büyük çözümü basitti ama iş işten geçti yüzlerce sayfa önce.. Sonrasında tamam anladık birlikte olacaksınız seve seve bunu da kabul ettik ne eften püften felsefe yapıyosunuz be. Doğa bir cümle söylüyor Ediz hazretlerinden dünya görüşü dersi alıyoruz. Ufak soru soruyoruz kişisel gelişim dersini yapıştırıyor ağzına. Oğlum seninle biz iki dk insan gibi muhabbet edemeyecek miyiz lan. Lan Doğa 5 saniye kendi olduğun dünyada kal be kızım. Gitme bir duvarın arkasındaki Doğanın yanına, gidip görme ya Levent çağıranın öldüğü karlı toprağı. Dünyada kaldım diyelim başlıyor 10 sayfa senin gaipten gelen ediz ya da gecenin seslerini dinleyip yorumlamanı çekiyoruz yok mu hiç kendi düşüncen ya sen sadece insanların gözüne bakıp duygu analizi mi sallayacaksın (onun da tuttuğu şüpheli), hiç olmayacak mı senin bir fikrin, tamamen kendi kendine aldığın TEK bir kararın. pes ya pes. Gelelim en büyük, yüce, okurlarının dostu :) Öznur yaaaa Öznuuur Yıldırıma ya. Dönüp baktın mı hiç ben ne saçmaladım diye hiç valla söyle bak samimi ol ‘Bazen ben bile bilmiyorum ne yazdığımı uzun olsun havalı dursun diye yazdım. Size sinir krizi geçirttiğimin de farkındayım’ de başımın üstünde yerin var. Öyle alakasız uzun betimlemeler, en ufak durumu bin dereden su getirip anlatmalar daha kötüsü de ne biliyor musun bir yerden sonra tıkandığını sen de fark etmişsin ki aynıları dönüyor da dönüyor kaç kere biz bunu okuduk dediğimizi hatırlamıyorum. Anlatacak bir olay kalmadığından Doğanın uzatılan duygu ve düşünceleri desem bile yine övmüş olurum seni gibi geliyor çünkü onların bile yarısından fazlası “içimde gecenin, edizin, kemalin nerdeyse apartmanın güvenlikçisinin bile söylediği şu cümleyi duyuyordum…” diye diye, flashbackler atmakla geçti. Bari farklı sözleri olsa bazı seferlerinde.. ama yook herkesin 2-3 repliği var. Herhalde öznur “bu vurdu” dememizi falan hayal ederek yazdı a1 türkçeyle derinliği olmayan cümlelerini. Ya allahını seversen Uygar yaşarken bu kadar konuşmamıştı. Çocuk öldü Edizden çok konuşuyor Doğanın kafasının içinde. ama yanlış anlaşılma olmasın o garibiminde 2 cümlesi var onları tekrarlıyor 10-15 kere 3 sayfa aralıklarla. Başka bir konuya gelirsek: Nazlı Çağıran kim ya kiiimm sen bu kadar içselleştireceksin ksjsksk. Zaten bir yerde bizim kayış koptu sen de anlamamışsın bu saçmalığı ama bi durup fark ettin herhalde ne yapıyorum diye Doğa kendine kendine diyor “neden nazlı çağıranı bu kadar içselleştirdim bilmiyorum”. Sürekli geliyor “doğa” diyor gidiyor peşine yeşil gözlü siyah saçlı mı ne bi velet geliyor sonrasında oradan küvette doğa saçları dağılırken ediz “suda başladı hayat” “savaşmak mavaşmak” yok “kaçtığın yeri evin sanmış” mıydı neydi öyle bir cümle söylüyor kafasının içinde. anaa baksana nerdeyse bunları dile getirirken elyelin herhangi bir yerini açıp koyabileceğin rastgele bir tane sayfa yazmışım. Şimdii gelelim beni özel spesiyal grande boy yerimde hop hop hoplatan kes çeneniğyy bağırışlarımla yeri göğü inletmeme sebep olan Öznurun dandik ösym kutusundan çıkan kaleminin nadide bir yazım stiline. Öncelikle kitapta hiç olay yok. Birkaç tane olayCIK var ve bu olaycığın gidişatı şudur: dağ evinden çıkılacak, bir yere gidilecektir ama orada ya hiçbir şey olmadan (yani edizle doğa yine kendi aralarında bir şeye tartışırlar) ya da bir düşmanla iki lafın belini kırdıktan sonra geri dönülür. Plan budur Öznurun hikaye aktarımı kabiliyetinin sınırları net ve keskin bir şekilde bellidir. Asıl mesele bu olaycığın “tehlikeli” olması ve edizin doğaya sen gelmeyeceksin - hayır geleceğim, gelmeyeceksin -hayırr geleceğimmm x20, o zaman söz ver bir şey olursa beni bırakıp gideceksin -hayııır seni bırakamamm, söz verr-söz… bu diyalog her dağ evinden çıkmadan önce 2 sayfa boyunca sürüyor ve ediz bakkala çıkarken bile gerçekleşince anasına sövmemek için yumruğum ağzımda kaç kere kasılarak kaldığımı sayamadım. O kadar sık yaşandı ki bu şaşırmayı bırakmıştık sadece yeter be yeter diye evde huniyle gezintilere çıktık. Kelime sayısı hedefli ödevdir projedir olunca aynı bu şekil rezillikler yazıp okuyorduk ama gidip kitap bastırmıyorduk be. finaline geleceksen. son 50 sayfa final olarak sayılabilir ama inanın insan hiç mi bir cümleden etkilenmez, son sayfayı çevirirken en ufak mı vay be geldik sona gibi bir cümle kurdurtmaz. sadece kudurttu ve bitti. bitti yani önemli bir şey sonunda da herkesin tahmin ettiği şekilde bitti. bari açık uçlu bıraksaydın of of
Yabancı - Elyel
Yabancı - ElyelÖznur Yıldırım · Pegasus Yayınları · 2023400 okunma
·
1 artı 1'leme
·
912 görüntüleme
YANKI okurunun profil resmi
"Ya allahını seversen Uygar yaşarken bu kadar konuşmamıştı. Çocuk öldü Edizden çok konuşuyor Doğanın kafasının içinde." kahkaha attım... gerçekten incelemenizi okuduktan sonra 1 kuruşumun gitmemesine bir kez daha sevindim. hayatımdaki kitap pişmanlıklarımdan biri yabancı 1 ve 2'yi okumak olmuştu. incelemeniz sayesinde yeniden iyi ki 3.'ye izin vermediğimi söylüyorum. teşekkürler!
Ömür okurunun profil resmi
2023te verdiğin en iyi karar olduğuna emin olabilirsin yankıcım
1 sonraki yanıtı göster
Melinoe okurunun profil resmi
Ediz ve Doğa'nın okurlar tarafından "merakla" beklenen kavgasını okurken sabır dileyip ara verdim okumaya, incelemenizde bahsedişiniz tam olarak karşılamış hislerimi. Öznur bütün kitabı 1 ay içinde yazdığını paylaşmıştı, sanırım bu kadar kısa süre içinde yazdığını kontrol edemedi ki çok fazla tekrar vardı... Nazlı Çağıran'dan bahsettiğiniz yerde Murat Soner'in bir videosunda geçen kısmı hatırladım, o da Dönence dizisindeki olağanüstü tesadüfleri karaktere söyleten senariste sizinkine benzer bir tepki veriyor. Nazlı Çağıran'dan bu kadar sık bahsedilmesinin sebebi kurguda önemli bir yeri olduğunun vurgulanması diye tahmin ediyorum ama kitaptaki her mantığa yatmayan olay için de bir açıklama üretip tamam diyemeyiz ki? Henüz görmedim ama kitabın inanılmaz iyi olduğunu ve fazlaca etkilendiğini söyleyen bir okura bunun gibi birkaç örnek versek bizi ikna etmek için bir zemine oturtmaya çalışır gibi hissediyorum. Sanırım kitaptaki olay varlığı kısmında sizden etkilenmişim, incelemenizi tekrar okurken bunu fark ettim. Söz vermeden önce yaşanan inatlaşma sahnelerinde benim de yumruğumu ısırdığım çok oldu, neyse ki bir şekilde kitap okuma isteğimi kaybetmedim de Elyel'in ardından hâlâ okuyabiliyorum...
Ömür okurunun profil resmi
hiç sorma aslında her şeyi yazsak o kadar nokta var ki bitmiyor ya bitmiyoor. kitap okumama isteğini kaybetmemeni tebrik ediyorum gerçekten. biz 4-5 gün değil kitap okumayı insanlarla iletişim kuramadık, evden çıkmadık. arkadaşımla kitabı bitirdiğimiz andan 1 saat sonra yolda babasını gördük selam veremeyecek kadar yorgun, bitkin, biz naptık ya kendimize düşüncelerindeydik bana “a babam” diyip yürümeye devam etti. neyse. ama sen çok daha dirayetli çıkmışsın incelemendeki üsluptan bile belli o saygıyı korumana hayran kaldım.
6 sonraki yanıtı göster
Ömür okurunun profil resmi
senin incelemen de çok fenaydıı 🔥. Kesinlikle okuyun ve beğenin derim dostlar 🙋🏽
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.