Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

352 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
#kayboluş #GeorgesPerec Oulipo (Potansiyel Edebiyat Atölyesi) üyesi olan Georges Perec, diğer Oulipianlar gibi “kısıtlı yazı” adı verilen bir teknik uygular. Oulipliler tekniklerini ve kendilerini şu ifadeyle açıklar: “Kaçmaya çalışacakları bir labirent inşa eden sıçanlar”. Yapmak istedikleri; matematikle birleştirilmiş kısıtlamalar yaratmaktır. Perec de bu akımın etkisiyle kısıtlama ilkesini yerine getirmek için #lipogram tekniğini uygular. Perec, Fransızcada en çok kullanılan sesli harf olan “e” harfini kullanmayı, Fransızcaya meydan okurcasına reddetmiştir. Ayrıca Perec’in ebeveynleri Naziler tarafından öldürüldüğü için Fransızcada “e” harfinin okunuşuyla aynı şekilde okunan ve “onlar” anlamına gelen “eux” seçimiyle onlar-sız(!) yani ailesiz kaldığına da dikkat çekmek istemiştir. Böyle bir eserin çevirisini lipogram tekniğine bağlı kalarak yapmak isteyen çevirmenin karşısına bir yol ayrımı çıkar; ya İngilizce çevirisindeki gibi motamot çevirerek sadece “e” harfini atlayacak ya da İspanyolca ve Rusça çevirisindeki gibi kendi dilinde en sık kullanılan sesli harfi -“o”- kullanmaktan kaçınacak veyahut Türkçe çevirisindeki gibi -aslında Türkçede en sık kullanılan sesli harf “a” olmasına rağmen metnin biçimine sadık kalarak- içinde “e” harfi geçmeyen kelimeleri seçecektir. Orijinali Fransız alfabesindeki harf sayısı sebebiyle toplam 26 kısımdan (-1; alfabede “e” harfine denk gelen sayıya ait kısım boş bırakılıyor) ve toplam ünlü harf sebebiyle 6 bölümden oluşan kitap; Türkçe çevirmenin araya girdiği bölümlerle Türk alfabesine uyarlanarak 29 (-1) kısma ve -nedense 8 yerine (?)- 9 bölüme ayrılmış. Bu fazladan eklenen üç kısım çevirmenin çeviri günlüğü şeklinde yazılmış ve kitapta kullanılan lipogram tekniğine örtük imalarda bulunulmuş (Örtük imalar Perec’in de tarzı). Ancak bu durum çevirmenin görünürlüğünü arttırmış. Çevirmen akımın oyunu gereği rakamların gizeminin çözülmesini geciktirmek istediği için içindekiler bölümünü de sona eklemiş. Çevirmen #cemalyardımcı metnin birebir çevirisini yapmak yerine; hem lipogrammatik özelliklerine hem de metnin bulmacasına bağlı kalacak şekilde yaratıcılık gerektiren ve işini zora sokan bir çeviri yapmış. Ancak ödül alması gerekirken çok fazla eleştiri almış. Tahsin Yücel ve Ferit Edgü gibi bazı akademisyen ve yazarlar tarafından çevirmenin kendinden bahsederken kullandığı “yarı yazarlık” ifadesi ağır şekilde eleştirilmiş. Aslında “çevirmen” ve diğer tüm eş anlamlı kelimelerde bulunan “e” harfi yüzünden; bunun yerine kendisine “yarı yazar” demiş. Kendisi birebir çeviri yaptığını, sadece “e” harfi kısıtlayıcılığı yüzünden sadece tarihleri değiştirmek zorunda kaldığını, yaptığı çevirinin uyarlama olmadığını iddia ediyor. Bu deneysel romanda; teknik, olay örgüsünün önüne geçmiş. Ancak “e” harfsiz kelimelerin seçiminden kaynaklanan sınırlayıcı etki özellikle çocukluktan beri bilinegelen tekerlemelerdeki “e” harfli olan kelimelerin değiştirilmesine gelince kendini hemen farkettiriyor. Okuma esnasında araya giren çevirmenin açıklamaları bana rahatsız edici geldi ama biraz araştırınca onun çeviri yapmakla kalmayıp Oulupian tekniği de çok iyi özümsediğini ve hatta Perec’in oyununu bozmamak adına çok zor bir iş üstlendiğini anladım. Kitabın kapak tasarımı da önemli: El yazısıyla yazılan “Kayboluş” başlığında “k” harfi içinde kaybedilen “e” harfi tasarımı ve kapak görselinde girdaba kapılıp gitmiş ters duran “e” harfi şahane düşünülmüş. Kitabın konusu; kaybolan kişilerin aranması, ipuçlarının kovalanması ve bir zahir taşı üzerindeki kargış (lanet) yüzünden fantastik bir şekilde ortaya çıkan ölümler üzerine kurulmuş. Altız olarak dünyaya gelen çocuklardan ikisi doğumda ölür. Dördüz olarak hayatta kalırlar: Anton Ssliharf, Douglas Haig Clifford, Olga Clifford-Mavrok-hordatos, Hadsn İbn Abu. Hepsi bir yana dağılır. Haig ile Olga, kardeş olduklarını bilmeden evlenir. Bir de ikizler var (Onlar nereden çıktı anlamadım): Ulrich-Ottavio Ottaviani ve Yorick. Babaları Arthur Wilburg Hicibilain çocuklarını arıyor. Ancak ailenin başındaki lanet yüzünden bulunan çocuk ya öncesinde ölmüş oluyor ya da bulunduktan hemen sonra ölüyor. Ortadan kaybolan çocukları ararken ipuçları olarak ortaya dökülen gereksiz ayrıntılarla dolu bir yığın yeni hikaye de ortaya dökülüyor. Bu hikayelerde çeşitli romanlardan alınan kahraman isimleri ile kolajlama tekniği uygulanmış (Quasimodo’yu da anmış ). Yazarın olay örgüsündeki planı 306 sayfalık kitabın bitimine yaklaşık son 50 sayfa kala anlaşılıyor. Okur kitap boyunca “e” harfinin yokluğunu test ederken; yüzlerce sayfa kayboluşların arkasındaki gizemi de çözmeye çalışıyor. Bu da okumayı çok yorucu hale getiriyor. Aslında amaç okuru aktif hale getirebilmekmiş. Yazarı ve çevirmeni teknik açıdan anlayabilmek için; Ayşe Işık Akdağ tarafından yazılan “Paratranslation Under Constraint” adlı makaleyi okudum. Zaten bütün okurlar ve eleştirmenler tekniğe değiniyor. Dikkat ederseniz kitabın olay örgüsünden bahseden ya yok ya da çok kısa geçiliyor. Çünkü yazarın amacı bir konu ortaya koymaktan ziyade üç yüz sayfa boyunca tekniği kullanabildiğini göstermekmiş. Çok sevilen bir yazar olduğu için okumaya devam edeceğim ama diğer romanlarında aynı oyunlara başvurup vurmadığını çok merak ediyorum. Sıradaki kitabı muhtemelen “Paralı Asker” olacak.
Kayboluş
KayboluşGeorges Perec · Ayrıntı Yayınları · 20181,036 okunma
·
68 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.