Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

O âna dek adı sanı bilinmeyen bu Vesputius’un açıklamaları, inanılmaz ve müjde dolu bir sürpriz yaratmıştır. Bu sürpriz, dönemin ruhunu derinden etkilemiş, hatta Cenovalı Kolomb’un keşfinden bile daha derin ve kalıcı bir etki yaratmıştır. Hindistan’a açılan yeni bir yolun varlığı, Marco Polo tarafından uzun süre önce tarif edilmiş ülkelere gemilerle İspanya’dan da ulaşılabileceği bilgisi, ticari bir atılım olma özelliğiyle ne de olsa bu keşifle yakından ilgili dar bir kesimin dikkatini çekmişti sadece: yani baharatları, karabiber ve tarçını daha ucuza getirebilmek için hangi yolu, Vasco da Gama’nın doğu rotasını mı, yoksa Kolomb’un batı seyrini mi kullanmak gerektiğini canla başla hesaplamakla meşgul Anversli, Augsburglu ve Venedikli tüccarların. Oysa Alberico’nun müjdesi, yani okyanusun ortasında yeni bir kara parçası keşfedildiği haberi, büyük kitlelerin hayal gücü üzerinde karşı konulmaz biçimde etki yaratır. Yoksa keşfedilen yeni kara parçası, eskilerin sözünü ettiği efsanevi Atlantis midir? Yoksa hep mutluluğun hüküm sürdüğü şairane ada mıdır? Dünyanın, eski çağların bilgelerinin tahmin ettiklerinden çok daha geniş ve hâlâ keşiflere açık olduğu, yerkürenin son gizlerini çözmenin kendi kuşaklarına düştüğü düşüncesi, çağ insanının kendine olan güvenini olağanüstü artırır. Bunun üzerine bilginlerin, coğrafyacıların, kozmografların, matbaacıların, onların hemen ardından da devasa bir okur kitlesinin, adı sanı o zamana kadar bilinmeyen bu Albericus’un verdiği sözü yerine getirip dünyaya ve insanlığa ilk kez yerkürenin gerçek büyüklüğünü gösteren keşif ve seyahatleri hakkında daha çok şey anlatmasını istemesi, anlaşılır bir durumdur.
·
24 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.