Hayatta kalma mücadelesinin merhameti hükümsüz kıldığı bir dünya …
Öyle bir dünya ki yeknesak şekilde devam eden ölümler, işkenceler, insanca yaşamaya dair hiçbir emarenin olmadığı bir dünya…
Genç yaşında yetenekli bir şair olarak edebiyat dünyasına adını duyurmaya çalışan Tadeusz Borowski’nin bu metinde anlattıkları 1943 yılında tutuklanıp gönderildiği Auschwitz ve sonrasında Dachau kamplarındaki yaşanılan soykırım deneyimini merkeze alıyor.
Ölümün kol gezdiği, her gün kimin hayatta kalacağının bilinmediği gündelik hayatlar… Bir yanda hayatta kalma dürtüsüyle devam edeb yaşam mücadelesi, bir yanda katledilen soydaşlarıyla sona eren hayatlar.
Olacak olana, kimsenin engel olmaya gücünün yetmeyeceği bir kabulleniş portresi…
Yaşananlar o kadar sarsıcı iken bu kabulleniş ile yaşananların sıradanmışçasına anlatısı yaşananların vehametini ortaya koyuyor.
28 yaşında, hayatının baharındayken
“şahsi iradesiyle şahsi idaresine” son veren yazarın bu ezber bozan kitabını #ladyyky Edacığım ile okuduk
Eda
İsmiyle müsemma bu “Taşlaşan Dünya” karşısında “taş olsa çatlardı” !