Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Arapların Türklere İhanetleri
Talas Savaşı Emevi komutanları bu savaşta hem kendi halklarına hem de müttefik olarak savaşa girdikleri Türkler’e ihanet etmişler, terkettikleri mevziler dolayısıyla Arap-Türk müttefikliğine 5000 kayba malolmuşlardır. ’Her kim Türklerden baş getirirse yüz dirhem vereceğim. imdi müslümanlar bir bir türklerin başını kesip getirip 100 dirhemi aldılar. ve Türkleri dağıtıp hesapsız kırdılar ve mübalağa ile mal ve ganimet alıp yine dönüp merv’e geldiler.’’ (tarih-i taberi, cilt 3, s.343) Haçlılar Suriye’ye gelince Türklere karşı mısırlılarla birleşmekte tereddüt etmediler. haçlı ordusu Antakya’da Türklere saldırdığı sırada, mısır ordusu da yine aynı Türklerden Kudüs şehrini zaptediyordu. nihayet Türkler yenilip Antakya da alınınca, haçlılar sevinçle mısırlıların üzerine yürüdüler ve (beyt-i mukaddes)i ellerinden aldılar.’’ (haçlılar tarihinin son büyük uzmanı Fransız tarihçi Rene Grousset, Bilan de l’historia adlı eseri, 1946 paris baskısı, sayfa 214 – aktaran: ismail hami danışment- 1979 yılında istanbul’da basılan tarihi hakikatler kitabı, sayfa: 377-378-379-380-381-382-383-384-385) Bu müthiş kin ve garezin feci tezahürleri Arap-Haçlı birleşmelerine münhasır kalmamış, haçlıların Antakya önlerindeki ünlü yamyamlıkları arapları sevindirmiştir! açlıktan muzdarip olan Haçlıların Arap yardımlarından önce türk şehitlerini mezarlarından çıkarıp pişirerek kebap gibi yedikleri, tarihin daima korku ve lanetle anacağı bir vahşet hatırasıdır. bir gün binbeşyüz şehit cesedi birden çıkarılmış ve bunlardan üçyüzünün mübarek başları kesilerek mısır’daki “Halife-i İslam”ın haçlı ordugahında türklere karşı birleşme yapmaya gelen hayasız elçilerine gösterilmiştir. ünlü haçlı tarihçisi guillaume de tyr, historia de rebus gestis in partibus transmarinis adlı latince tarihinin onüçüncü yüzyıl fransızca çevirisinin 1879 paris baskısının birinci cildinin 165. sayfasında arap elçilerinin bu görüntü karşısındaki halini şöyle anlatır: “mısır halifesinin elçileri henüz oradan hareket etmemişlerdi. bu manzarayı görünce, düşmanlarının (türklerin) ölmüş olmasından dolayı çok sevindiler...” “bütün cenazeler bir çukura atıldı ve kesik başlar da sayılıp ne kadar oldukları bilinmek üzere ordugaha getirildi. yalnız Mısır Halifesinin sefirlerine ait dört ata yüklenen başlar sahile göderildi.” (ismail hami danışment, 1979 yılında istanbul’da basılan tarihi hakikatler kitabı, s.377-378-379-380-381-382-383-384-385) kadıoğlu bedevilere şöyle haber saldı: "her kim bir Türk tutup kellesini kesip bana getirirse 10 kuruş bahşiş alacak. ayrıca üzerinde her neyi varsa onun." bedeviler akçasız pulsuz idiler. zaten onlara göre bir Türk öldürmek büyük gaza sayılırdı. şimdi bahşiş verilip bir de üzerinden çıkacak olan her şey onlara bırakılınca artık ne olur? şimdi bu müfsit herifler etrafa dağılıp koku almış zağarlar gibi, "acaba nerede bir Türk buluruz?" diye dağdan dağa, yardan yara türk arayıp gezerlermiş. yaralıdan, düşmüşten, kalmıştan buldukları türk biçarelerin başcağızlarını kesip kadıoğlu'na götürür, 10 kuruş bahşişlerini alırlardı; elbiseleri de onların olurdu. böyle çok zulmettiler. 12000 askerim vardı. fakat bunların yarısı, askerlik kaidelerine göre savaşmayı bilmeyen arap gönüllüleriydi ve başları sıkışınca kaçmaları, hatta düşmanla birleşmeleri görülmemiş işlerden değildi. (Barbaros Hayreddin Paşa'nın Hatıraları - Gazavatı Hayreddin Paşa) Emir Hüseyin'in oğlu Faysal, araplara şu bildiriyi yayımlar: "uyanınız! elele vererek, Osmanlı saltanatını yıkma zamanı geldi." (fahri belen, 20. yüzyılda osmanlı devleti, s.330) Emir Faysal'ın 11 ağustos 1919 günlü mektubu: "bütün müslümanların gözleri İngiltere'ye dikilmiştir. Türk-Müslüman imparatorluğu'nun yıkılmasında asıl kuvvet olan Araplar, şimdi ödüllerinin ne olacağını bilmek istiyorlar." (erol ulubelen, İngiliz gizli belgelerinde Türkiye, s.118) Mekke emiri Hüseyin, 11 mart 1917'de Bağdat'ı ele geçiren general Mod'a, "Bağdat'ı turanilerden(türklerden) kurtardığı için allah'a şükrettiğini, İngilizlerin başarılarına duacı olduğunu" bildirecektir. (Fahri Belen, 20. yüzyılda osmanlı devleti, s.303-304) Şerif Faysal’ın adamları, Şam'a girerek, halkı isyana teşvik ediyorlar, ikmal unsurlarımızı durdurup yağmalıyorlardı. akşama doğru şehirde yangınlar başlamış ve hicaz hattı'nın en büyük istasyonu olan kadem yanmaya başlamıştı. kadem'den halep'e giden demir yolu, tahrip edilen telgraf direkleri ve telleriyle kapanmıştı. isyan eden araplar damlardan, kapılardan ve pencerelerden ateş ediyorlardı.'' (liman von sanders, Türkiye'de beş yıl, çev. m. şevki yazman, burçak yayınevi, 1968, s.339-340) Arap askerleri, Lawrence'ın kışkırtmasıyla dera da terkedilmiş bulunan bir hasta trenindeki bütün yaralı ve hasta türkleri merhametsizce öldürmüşlerdir.'' (willy bourgeois; çeviren nusret kuruoğlu, lawrence, istanbul, 1967, s. 135-136) Araplar, 8.kolordu komutanı Yasin Hilmi paşa dâhil herkesi soymuş ve çırılçıplak denebilecek hale getirmişlerdi.'' (fahri belen, birinci cihan harbi'nde Türk Harbi, c.v, 1918 yılı hareketleri, s.101-102) İsmet İnönü, Suriye'de Dera’dan Şam'a çekilirken yaşadığı olayları şöyle anlatmaktadır: ''zehirlenmiş olan ve içinde düşman tertipçileri bulunan köylerden gelen darbeleri hazmederek gitmenin faydası, hatta imkânı olmadığını gördük. taarruza uğradığımız yerlerde durup, ilk önce onlarla hesaplaşmayı kararlaştırdık. bu ricatlar (geri çekilme) esnasında, kıtasını kaybeden veya dermansızlığından geride kalan münferit (tek, ayrı) askerlerin halktan gördükleri muameleler yürekler acısıdır. yorgun düşmüş askerimizi, 30 eylül 1918 gecesi Şam'dan geçirip, kuzeyine çıkarmak hareketine başladık. emirlerin ve birliklerin tertibinin sık sık değiştirilmesinin sebebi; cephenin bir türlü kurulamaması, düşmanın serbestçe ve halk isyanı halinde şam'ı adeta işgal etmiş olmasıdır.'' (sabahattin selek, ismet inönü, hatıralar, c.ı, s. 132-133) Tarih boyunca bizleri sürekli yalan ve ihanetle aldatmış bir milleti sevmemiz söz konusu değildir.
··
2.318 görüntüleme
Lina okurunun profil resmi
Yarın da Türklerin Türklere ihaneti yazısı yaz Ufuk . Çünkü günümüzde Araplardan çok arapsevici Türklerden Türkler ihanet görüyor!!! Peşinen söyleyeyim sabah midem hiç iyi değildi , sevicileri bugün bana bulaşmasınlar, midemi rahatsız etmesinler
UFUK okurunun profil resmi
Haklısın, sonuna kadar katılıyorum;)
3 sonraki yanıtı göster
mücahit okurunun profil resmi
Bence ne araplar nede farslılar Türkleri sevmiyor aynı şekilde Türklerde onları sevmiyor, araplar farslılar da bir birini sevmiyor bir savaşa girecek olsam irana asla güvenmem ama iran ve Suudi Arabistan dan biri illa tercih edecek olsam iranı seçerdim putinin dediği gibi yakın komşu uzak akrabadan iyidir.
At the İst okurunun profil resmi
Talkan ce Curcun ın talanına ne demeli.. Biz kılıç zoruyla İslam dinine evrildik. Kim demiş barış hoşgörü dini diye. katliamların yaşandığı 6. Emevi halifesi olan Velid döneminde (710) Toharistan bölgesi yoğun şekilde Türklerin yaşadığı ancak güçlü bir devlet idaresinde yönetilemeyen bir beylik (Yabguluk) durumundadır. Katliamın baş aktörü olan Kuteybe, bu dönemde Horasan valisidir.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.