Ana karakterimiz Joseph, Mondrian'ın resimlerinin olduğu sergiyi gezdikten sonra ressamlığı bırakma kararı alır, ardından hukuk fakültesine girer ve mezun olur. Yaklaşık yirmi senelik avukatlık macerasının ardından anne ve babasını kaybetmesiyle birlikte avukatlığı da bırakarak Bettley adındaki bir kasabaya yerleşme kararı alır. Bir süre orada yaşar, ormanlarda gezinir, kitap okur, arkadaş edinir (Diana ve Dr. Michael). Aslında günleri sıradan geçmektedir, ta ki bir sabah verandasında bir sürprizle uyanana kadar... Felsefi açıdan derin bir roman olduğunu düşünüyorum. Hatta yer yer anlamlandıramadığım yerler de oldu, belki bu kitabı başka bir zamanda tekrar okurum. Bazen okurken Joseph karakterine inanılmaz sinirlendim, örneğin //SPOILER// Abel'in Diana'ya yaptıklarına rağmen Abel'i evden atmaması, Abel karakterine karşı ezik büzük davranması... Handiyse kitabın içine girip Joseph'i "tokat manyağı" edecektim. Abel karakterinin önce "Dr. Jekyll ve Mr. Hyde" misali, Joseph'in kötü yanı olduğunu, yani Joseph'in alter egosunu bulup ona "Abel" demiş olabileceğini düşündüm ama zannedersem öyle değil. Dediğim gibi, kitapta aklıma tam yatmayan bazı noktalar oldu. Kitabın adının neden "Kralın Laneti" olduğunu sonlara doğru anlıyorsunuz ve oldukça anlamlı geliyor.

Kralın LanetiWilli Heinrich (Willy Heinrich) · Olvido Yayıncılık · 2016126 okunma

·

68 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

maia