Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

112 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
3.9.23 Bu sene Küçük Prens'i okumadığımı fark ettim.Hadi bir tazelenelim dedim. Başka bir şey okuyacak halim olmadığı için biraz da. Kafam basmıyor hastayken. Bildiğim kitapları daha iyi okuyorum diyelim. Öyle de oldu. Yine severek, içime dönerek okudum. Ben Küçük Prens'i çok geç tanıdım. Bu kitabın ilk sayfasında yazan tarihte. 2016. Yani evet çok çok geç. O yüzden sekiz yıldır aradaki farkı kapatmak için çifter çifter okuyorum. Çok mu lazım? Bence lazım. Bazı kitapların abartıldığını düşünürüm ama Küçük Prens hiç öyle olmadı benim için. Hâlbuki ününü bilerek okumadım. Belki adını duymuştum ama ne olduğunu bilmiyordum. İlk on sayfada cici bir kitap diye düşünmüştüm. Sonra ne kadar ciddi olduğunu anladım. Büyüdükçe ben de büyükler kervanına katılır mıyım bilmiyorum. Daha ne kadar büyüyeceksem. Şimdi pek öyle hissetmiyorum. Bazı duyguları diğer yetişkinler gibi yaşamayışım bana umut oluyor. Hüznü 'derinlemesine hissetmem', sevgiyi 'abartmam' da buna dahil. Öyle deniyor. Sonuç itibariyle burada yapılan tespitlere neredeyse, tümüyle katılıyorum. Sayılar ve dinlememek üzerine bir dünya bırakılmış bize. Kurulmuş demiyorum. Öyle bir şey yok çünkü. Kimsenin, ama hiç kimsenin durup düşünmeye vakti yok. İzlerken bazen yoruluyorum. Dolmuşa binen adam önce kulaklığını takıyor. Yolu boş boş gitmek istemiyor. Çünkü sade oturmayı boş bir eylem olarak düşünüyor. Karşısındaki kızcağız da tiktok hesabında, en olmadı Instagram da reels izliyor. Bu teknoloji içinde kapatsın herkes gözlerini demiyorum ama bu kadarı çok çok geliyor. Bu yaptığımın bir eleştiri olduğunu kabul etmiyorum. Bazı gerçekler eleştiri değildir. Değildir çünkü böyle giderse gerçek diye bir şeyimiz kalmayacak. En çok çocuklar üzülüyorum. Bizim hatırlayacak belki dönecek bir geçmişimiz var. Peki bu güne doğan çocuklar? 16.8.22 Bazen, uzun süre "bir tek tür" okumaktan sonra(özellikle ramazan ayında yaptığım okumalar) normalime dönmekte çok zorlanırım. Ya da bir şeyden dolayı uzun süre okuyamadığımda. Her ne sebeple olursa olsun, okumaya yeni bir başlangıç yapmak istediğimde her zaman elime Küçük Prens'i alırım. Rahatlatır beni. Küçük Prens'in hayatıma girmesi öyle çok eskilere dayanmıyor ne yazık ki. Ne yazık diyorum çünkü bana göre her çocuğun onunla çok erken, olabildiği kadar erken tanışması gerekiyor. Okuduğumu anladığım yaşlarımda tanışmak isterdim. Anlaşılmayı en çok istediğim zamanlarda. En azından bir çocuk olarak ben öyle olsun isterdim... Bir çok nedeni var bunun ama en bariz nedeni benim için anlaşılmak isteği. Kendimi bildim bileli hep anlaşılmadığımı düşündüm. Küçük bir çocukken de bu böyleydi şimdi de öyle. Hep en büyük derdim kaygım buydu. Beni anlasalar... Hep çok şey istediğimi düşünürdü annem-babam, diğer kardeşlerime nazaran. Kimse benim ufkumun belki de daha geniş olduğunu düşünmedi sanırım. Yani daha geniş bir pencereden bakıyordum belki hayata. İsteklerim de o ölçüde olabiliyordu. Bana göre gayet de makul bir çocuktum. Ama hep hatırlıyorum eleştirildiğimi. Şimdi neden durgunsun diye eleştiriliyorum. Bir şeyler yapmam, talep etmem bekleniyor. Neden şu fırsatı da değerlendirmiyorum neden bunu da yapmıyorum? Acaba o ufuklardan yere çok sert çakılmış olabilir miyim? Küçük Prens, bir çocuğun dünyasının bir yetişkinden çok daha geniş olduğunu, çok daha temiz olduğunu, her şeyi olabilitesi yüksek gördüğünü anlatan, bir yetişkine ithaf edilmiş bir "çocuk" kitabıdır. Çok duyduğum bir sözdür: Abartıldığı gibi bir kitap değil. Tam aksine yeterince abartılmıyor. Hak ettiği kadar değil. Sürekli alırım bu kitabı. Çoğunu kendime saklarım ama yüreğine dokunmak istediğim biri olunca ilk aklıma gelen kitap da Küçük Prens olur hediye için. Buradan neden bana senden bu kitap gelmedi diye bir tepki çıksın istemem. Çünkü gerçekten bunu bilerek yapmıyorum. Gelişine bir olay. Nasip galiba. Ve birine bu kitabı verdiğimde hissettiğim şey bu hareketten ömür boyu sorumlu olacağım hissi. Kısacası Küçük Prens okumayı seviyorum ve kesinlikle her seferinde bu cümle geçen sefer burada yoktu dediğim en az bir cümle oluyor. Sevdiğim şeyleri abartırım bu doğru ama eğer bir şey, biri hayatımda kaldıysa, her zaman özünde sevdiğime, sevgime değer. Bu da öyle bir kitap. 7.5.22 Ömrüm bir anda yarılanmış gibi hissediyorum. Böyle bir tıkanma noktasına geldiğimi hatırlamıyorum daha önce. Çok zor günlerin ardından insan üstündeki o toprağı atamaz ya. Öyle. Kendime iyisin iyisin diye diye yaşardım ben eskiden. Onun beş para etmediğini öğrendim bu arada. İyi değilsem iyi olmamayı öğrendim. Yazamıyorum bile. Okumayı unutmuştum yazmayı da unuttum. Korkuların üzerinde korkuları tadınca insan bazı şeyleri daha iyi anlıyor. Ben kaybetmeye alıştım sanıyordum. İnsanın sevdiği birini kaybetmekten korkması büyük bir korku. Ama sevdiklerimin de en sevdiğini kaybetmekten korktum ilk kez... Eğer sana bir şey olsaydı ömür boyu bende yarım yaşardım. Senin canın sağ olsun, "kara gözler" sana bir değil bin defa feda olsun. Bütün öpücükler serbest artık sana ! @ahmed0zdemir Kötü günleri geride bırakmak istiyorum. Kitap okuyabilmek istiyorum. Gözlüklerim kırıldığından beri okuyamıyorum ve bu beni çok üzüyor. Yedek gözlüklerime kavuştum bugün. Ama bu sefer de ne okuyacağım paniğine kapıldım. Başlangıç yapacak afili bir kitap lazımdı. Küçük Prensi bu yüzden seçtim. Bu gece başlayıp bitirebileceğim başka kitap yoktu. Yaşanan her şey okunuşu değiştiriyor. Bu sefer ilk kez alıntıladığım cümleler oldu. Farklıydı. ️ Neyse ki ikinci kez sokacak zehirleri kalmaz yılanların. Kederliydim, ama onlara "yorgunum" dedim. Bir gün üzüntün geçince beni tanımış olduğuna sevineceksin. Birinin sizi evcilleştirmesine izin verirseniz gözyaşlarınızı da hesaba katmalısınız. Ama gözler kördür. İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman gerçeği görebilir. Bir olaydaki gizlilik payı belirli bir düzeyi aştıktan sonra eliniz kolunuz bağlanır. Kendini yargılamayı başarabilirsen gerçek bir bilgesin demektir. Kimi zaman bugünün işini yarına bırakmak sakıncalı değildir. 8.11.21 Bu aralar ihtiyacım olduğunu düşündüğüm kitapları okuyorum. Kaç gündür Küçük Prens'in sözlerini tekrarladığımı farkettim. İnsan bazen çok savunmasız hissediyor. Ben artık eskisi kadar güçlü hissetmiyorum. Bunu biliyorum. Kimseyi suçlamıyorum ama artık bunun farkedilmesini istiyorum. Küçük Prens'in dediği gibi, kederliydim ama onlara yorgunum dedim... Dünya yorucu. ️ Çocuklar büyükleri hoş görmeye alışmalıdır. ️ Onu anlatmaya çalışmam unutmak istemeyişimdendir. ️ İyilerin iyi tohumları kötülerin kötü tohumları vardı. ️ Ne kavranılmaz bir yer şu gözyaşı ülkesi. ️ Kelebeklerle dostluk kurmak istediğime göre iki üç tırtılın kahrını çekeceğim elbet. ️ Herkesten verebileceği kadarını istemeliyiz. ️ Bilmiyordu ki krallar için dünya çok basittir, onların gözünde herkes uyruktur. ️ Ben kendimi nerede olsa yargılarım. ️ Kendini yargılamak başkalarını yargılamaktan çok daha güçtür . ️ Dünya başka gezegenlere benzemez! ️ İnsanların arasında da yalnızlık duyulur. ️ Sözgelimi öğleden sonra saat dörtte gelecek olsan ben saat üçte mutlu olmaya başlarım. ️ Güzelsiniz ama boşsunuz. ️ İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. ️ Gerçeğin mayası gözle görülmez. ️ Gülünü bunca önemli kılan uğrunda harcadığın zamandır. ️ İnsan susuzluktan ölecek olsa bile bir dostu olması içini serinletiyor. ️ Ama gözler kördür. İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman gerçeği görebilir. ️ "Bir yerde bir kuyunun saklı oluşudur çöle güzellik veren," dedi Küçük Prens. ️ Birinin sizi evcilleştirmesine izin verirseniz gözyaşlarınızı da hesaba katmalısınız. ️ Neyse ki ikinci kez sokacak zehirleri kalmaz yılanların... ️ Bir gün üzüntün geçince beni tanımış olduğuna sevineceksin.
Küçük Prens
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Genç Destek Yayınları · 2017234,2bin okunma
·
137 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.