Kitap iki sene öncesi Rose’nin Lissa’yı Akademiden kaçırmış olmasıyla başlıyor, ta ki gardiyanların ‘ Tanrısı’ olarak adlandırılan Dimitri tarafından yakalanıp Akademi’ye götürülene kadar. Ancak Rose orada kalamayacaklarının farkında çünkü herkesten sakladıkları büyük iki tane sır var; birincisi Rose Lissa’yı iki sene boyunca hayatta tutabilmek için kendi kanını içirmişti diğeri- ki en büyüğü- ; Lissa’nın kimsede olmaması gereken, olduğu inanılmayan büyük bir gücü olmasıydı; insanları etki altına alma, yaralıları iyileştirme hatta.. ölüleri diriltme! Fakat bu sefer Akademi’den kaçmak daha zordu, Rose bir plan yapana kadar Akademi’de kalmak zorundaydı, bunun da tek şartı ‘ sorun çıkarmadan eğitim almasıydı’. Fakat Rose ne kadar sorun çıkarmamaya çalışsa da tüm okulun onlar hakkında konuşmaları, alaycı bakışları, Mia tarafından uğradıkları saldırılar kızları zor duruma sokuyordu. Kan paylaştıkları ortaya çıktığı anda ise bu sefer Lissa Rose’yi koruyacaktı! Bunu yapabilmek için de onu güçsüzleştirmesine, hatta aklını kaybedip ‘ kendini yaralamasına’ bile sebep olan güçlerini kullanmaya başladı; tüm okulu etki altına alarak tehlikesiz hale getirdi. Rose Akademi’de üç kez duyduğu ‘ gölge öpücüğün’ ne olduğunu araştırmaya başlamıştı ve buldukları onu Lissa’nın neyi olduğuna dair bir kanıya getirmişti. Ta ki kendilerini bir ölüm kalım savaşında bulana kadar. Eğitimsiz bir çırak gardiyan, gücü kendisini bitirmesine sebep olan bir Prenses, okul tarafından dışlanmış yalnız bir çocuk ve gardiyanların Tanrısı. Bu dörtlü bir arada kalabilmeyi başaracak mıydı? Rose ve Dimitri öğretmen öğrenciyken aşklarına sahip çıkabilecek miydi? Rose Lissa’yı korumayı başarabilecek miydi? Yalnız çocuk Christian Lissa’nın kalbine girebilecek miydi? Ama en önemlisi; Lissa’nın bu güçleri nereden, neden ve nasıl geldiğiydi. Eh bir de bunu kimin istediği..

Vampir AkademisiRichelle Mead · Artemis Yayınları · 20151,558 okunma

·

88 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Sena Nur Çevik