Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Cehalet, cüretkârdır!!!
Burada birilerinin ileti ve incelemelerini paylaşarak haklarında atıp tutmak pek huyum değil aslında ama bu sefer durum biraz farklı. Zira mezkur gönderi popüler olmuş ve benim anasayfama kadar düşmüş olduğundan bir kaç kelam etmek üzerime vacip oldu. Özellikle ileti sahibinin yorumumu okuduktan sonra beni engellemiş olması bu yorumumu ve dolayısıyla iletiyi umuma açık bir şekilde paylaşmamı gerekli kıldı. Normalde ideolojik kavrayışa sahip ve dolayısıyla hamaset ehli bu iki şahsı (ileti ve inceleme sahipleri) anasayfamı gereksiz polimiklerden korumak için peşinen engellerim. Gönderi sahibini önceden keşfetmiş olacağım ki engellemişim zaten ancak ileti sahibine tevafuk etmemiş olacağım... Velhasıl; ileti sahibinin yazdıkları malum. Ben bu iletiye bir vecibe gereği şu yorumu yaptım: ... "Tarihi bir olayı yorumlarken dönemi içerisinde yorumlamak tarih biliminin en temel ilkesidir. Yani "Ulen bu Beyazıd ankara savaşında neden tankları kullanmamış?" diye bir gafta bulunmak ne kadar saçma ise yukarıda yazılanlar da o kadar saçmadır. Zira nasıl bu gafa "çünkü o dönemde tank icad edilmemişti" diye erinerek cevap veriyorsak iletide bahsettiklerinizw de "çünkü o dönemde monist evlilik yoktu ve kadının hukuksal hakkı yoktu" gibi edinilmiş bir cevap veriyoruz. Zira bu cevabı dahi açmak zorunda oluşumuz, sizin cehil cesaretinize delalet ediyor... İslam, tek kadınla evlenen topluma "bundan sonra 4 kadına kadar evlenebilirsiniz" demiyor; sayısız kadınla evlenenilen bir topluma "bundan sonra en fazla 4 kadınla evlenebilirsiniz, ideal olansa tek kadındır" diye sınır çekiyor. (Umarım bu iki söylemi açmak zorunda da kalmam ve muhakeme kabiliyetiniz bu ayrımı yapmaya yeterldir.) Yine islam kadının birey olarak bütün hukuki haklara sahip olduğu bir topluma "hayır efenim kadın bundan sonra yarım bireydir" demiyor; tam tersi hiçbir sosyal ve hukuki hakka sahip olmayan kadına "bundan sonra kadının şahitliği yarım olarak kabuldür, mirastan pay alır ve evlilikte taraf olarak iradesine başvurulur" diyor. Yani daha önce hukukunda insan yerine konmayan kadına, insan değeri yüklyor. Vesika yorumlayacaksanız öncekiyle kıyas edeceksiniz, yani vesikayo böyle yorumlayacaksanız; tarih bilimine göre... İslam, inzal edildiği dönemde bir irtica hareketi değildir; bilakis islam, ortaya koyduğu toplumsal ve hukuksal modelle döneminin en gelişmiş hukuk modelini ortaya koydu. Söz gelimi medine vesikasının (anayasası) o döneme kadar hatta o dönemden sonra da (magna kartata kadar) tarihte başka bir örneği yoktur. Kendinden olmayan bir insana vatandaşık hakkı tanıyan, hukuk sisteminde kasıt ve teksir olmak üzere niyeti esas alan başka bir hukuk anlayışı yine o döneme kadar yoktur. Bunları bugünün dünyasına kazandıran islam dinidir. Arkadaşın değerlendirdiği kitabı okumadım, İhsan Şenocak'ı savunma gayesi de gütmüyorum; ancak sizin yukarıdaki yorumunuz tam bir fiyasko olduğunu gördüğüm içn bu yorumu yazmak zorunda hissettim kendimi. Zira söylemleriniz hem mantığa hem de tarihi gerçekliğe muhalif. Bilmediğiniz bir şeyi değerlendirme cesareti göstermişsiniz ki buna en hafif ifade ile cahil cesreti deniyor." ... Ve bana yukarıda bahsedilen ayetle cevap verdikten sonra beni engellemiş muhterem. Şaşırmadım, zira yorumumda öfkeme yenik düşerek ifade ettiğim gibi sorunun mantık olduğunu biliyordum. Yine vurguluyorum. İdeolojik kavrayışa sahip olan bir dimağ, ister dindar olsun ister dinsiz; vesikayı değerlendiremez. Zira peşinen taraf olduğundan duygusal kavrayış onu akıldan (mantıktan) alıkoyar. Bu yüzden bu tipleri peşinen engellerim. ( Engellemediğim, dolayısıyla heniz keşfedemediğim ancak bu iletiyi okuyan arkadaşlar varsa peşinen beni de engelleyebilirler.) Bu iletiyi paylaştım, çünkü bu cehaletin muhatapsız kalması gerektiğini biliyorum; ancak bilmeyen arkadaşlara bunu hatırlatmak istiyorum ...
··1 alıntı·
2 artı 1'leme
·
8bin görüntüleme
Arap Ataş okurunun profil resmi
👏👏 Çok güzel açıklamışsınız hocam 🤭 özellikle tank kullanımı 👌kaleminize sağlık..
Muhammet İkbâl okurunun profil resmi
Daha sakin ve yumuşak bir üslup tercih edilebilirdi aslında hocam ama böylesine üst perdeden haykırılan bir cehalete bir zaaf olarak tahammül edemiyorum, maalesef ...
3 sonraki yanıtı göster
Merveyevski okurunun profil resmi
Çok açık anlatmışsınız. Umarım bunu doğru düzgün kavrarlar. :)
Korkmaz♘ okurunun profil resmi
Mükemmel izah ama yetmeyecek akılları vah ki vah! :) Hocam ideolojik bakış açısından kastınızı tam anlayamadım. Bir vesikaya bakarken Türkçü isem Türkçü İslamcı isem İslamcı Batıcı isem Batıcı bakabilirim. Bunda bir yanlış yok, bunun bizi taraflaştırabilse de kör etmeyeceğine inanıyorum. Örnegi abartayım; babamın katili kitap yazsa dur objektif bakayım taraflı bakmayayım diyerek okuyamam. Elbette taraflı bakacağım ama onu bu ruhsal hale getiren neymiş bunları yine de görebilirim. Fikir fırtınası olsun biraz. Kaliteli dimağ bulmuşken antrenman niyetine iki fikir çarpıştırmak işime gelir ⚔ :) Saygılar
Muhammet İkbâl okurunun profil resmi
Estağfurullah. İnsan bir subjedir; dolayısıyla meselelere subjektif bakması da doğaldır elbette ancak insanın subjektif kavrayışı ideolojik kavrayışından farklı olarak mütalaa edilmelidir. İdeoloji, modern çağa ait basmamalıp bir kurumsal din telakkisidir. Yani insanın toplumsal olarak, bireysel düşünmesine mani olan ve hazır cevaplar sunan inanç manzumesi. Bu durumu en somut olarak şöyle bir örnekle tasavvur edebilirim sanıyorum. Evrim konusu üzerinne tartışan iki insan hayal edin. Birincisi; dindar olsun; ikincisi ise evrim teorisine inanan bir inançsız. Evrimi tartışırken ilki dini metinlerden ikincisi ise evrim teorisini savunan metinlerden örnekler getirmiş olsun. Ve nihayetinde ikisi de bir diğerini tatmin edememiş olsun ve birbirlerini kendisini anlamamakla suçlasınlar. Neticede internetten karşıt görüşü araştırmayı kararlaştırdıklarını ve internetten arama yaptıklarını düşünün. Dindar olan şöyle aratıyor googleye "evrim yalanı", inançsız olan ise "evrim kanıtları". Benim bir çok kez başka konular ve örnekler üzerinden gözlemlediğim bir olay bu. Dolayısıyla bu mesele özelinde ideolojinin dayatmalarını inceleyelim. Bakınız dindar olan çocuk, evrime inanmaması gerektiğine dair bin inancs sahip; bu inancı ona direkt olarak din mi sundu; yoksa modern kabullere karşı geliştirilmiş olan dini kavrayış mı sundu? Elbette ikincisi. Bu hazır yargı onun bir meseleyi objektif olarak tahlil ve tetkik etmesine mani oldu. İşte bu, çocuğun gerçekte subjektif varlığında olmayan ve ona bir kalıp tarafından empoze edilmiş hazır bir yargı ve inanç. Oysa din, bu tarz bilimsel meseleleri sadece özne yaratmak için kullanan bir olgudur. Zira amaç, bilimsel ispat veya tarihsel vesika ortaya koymak değildir. Bu yüzden kendisi en azından teorik boyutta ideolojik değildir. İkinci çocuğun da aynı ideolojim kaveayış nedeniyle yaptığı hatalı çıkarımlar ortaya konabilir. Zira o da teorinin Bizatihi kendisini ispat ile değil inancını ispat ilr meşguldür. Ancak yorumlar, bölümü bu kadar teferruatlı ve uxun çözümlemeye misait değil. Zira bu mevzu kapaklar arasında bir kitap yahut bir video olarak değerlendirilecek kadar kapsamlı. Dahası çocukların birbine sundukları argümanların bilimsel değerinin olup olmamasına girmiyorumm bile. Çünkü bu da başlı başına ideolojik çizgilerin dışında ele alınması gereken bir olgu. Özetle ideoloji, kişiyi bireysel muhakemeden alı koyan ve onu birey olmaktan nefer olmaya iten tasavvurdur. Bu yüzden insani de değildir. Tamamen kurumsal menfaati sağlamayı öngören ve insanın bilişsel ve ahlaki gelişimin engel olan bir insnç biçimidir. Dinin kendisi ideolojik değildir ancak onun pratik dolayısıyla kurumsal ve siyasi yorumu da böyledir. Bu yüzden kişiden ve nihayetinde kişiliklerden arınma iddiasında olan düşünce için modern dönemdeki en kallavi muarızın ideolojiler olduğunu düşünüyorum naçizane...
2 sonraki yanıtı göster
Gordon Freeman okurunun profil resmi
Üslubunuz yerinde. Aynı üslupla konuya birkaç noktadan müdahil olayım... Kadın hakkındaki tüm sözlerinizde doğrusunuz, İslam 7. yüzyılda ortadoğu kadınını yükseltmiştir. Beyazıd neden tank kullanmadı? Tank yoktu, evet. Peki siz bugün olası bir savaşta ok ve yay mı kullanırsınız, tank mı? Eğer cevabınız ok ve yay ise sizi dengesiz bir yerine koyar, ciddiye almazlar. Bu hesaba göre bugünkü anayasanın yerine İslami hükümleri getirmek kadını ileri değil, geri götürür. İletisini alıntıladığınız arkadaşı tanımıyorum, ancak derdinin kesinlikle bu olduğunu söyleyebilirim. İnsanlar bu kadına tank varken ok ve yay kullan diye dayatırsa, onun da bir süre sonra camına tak der. Ayrıca iletisinin içerisindeki uygulamaların tümü, recm dahil İslam'da mevcuttur. İlginizi çekerse okuduğum yeri bulur size gönderirim kaynağıyla birlikte, ki karışık bir konudur. Peki bu kadın neden bu kadar sinirlenip delirdi? 1950'de DP ile Menderes'in iktidara gelmesinden beri bu ülke bir kere bile cumhuriyetçi, laik, Atatürkçü bir lider görmedi. Hep Amerika güdümlü siyasal islamcılar yönetti. Bunların serbestliğinde ortaya neler çıktı? Tarikatlar, cemaatler, devlet kadrolarına yerleşmeceler... Velhasıl kelam, üreyen bu İslamcı grup herkesin hayat tarzına karışır oldu. Bakın bu çok önemlidir. Dikkatli incelerseniz her zaman ilk taşı İslamcıların attığını, kaprislerinin hiç bitmediğini göreceksiniz. Son olarak, vatandaşlık hukuk sistemimi İslam 7. yüzyıla kazandırmıştır; bugüne değil. Bütün dünya Müslüman olana kadar cihad etmek, Müslüman olmayanlardan ekstra kafa parası almak İslam'ın uygulamaları içindedir. Bugün herkesin eşit hak ve özgürlüklere sahip olduğu devlet düzeni ise bundan daha iyidir; yani yine tank ve ok ve yay örneğine dönüyoruz. Örnekler çoğaltılabilir. Bu mevzuların tümden kapanması için bu İslam fanatikliğinin bitmesi gerekir. Altını çizerek tekrar belirtmemde fayda var, İslam'ın değil, İslam fanatikliğinin. M. Kemal'in astırdığı kişiler de milleti bu fanatikliğe yöneltip arkadan şahsi menfaatlerine bakan kişilerdir. Örneğin İskilipli Atıf (uçakla bildiri dağıtımı) ve Said Nursi (İngiliz muhipleri derneği ilk üyelerinden). Herkes hayat tarzını bir başkasına dayatmadan kendi içinde yaşamalıdır. Bunun en modern ve en adil şekli ise laik demokratik düzendir. Yarın daha iyisi çıkarsa bu sefer de o olacaktır.
Muhammet İkbâl okurunun profil resmi
Bu yorumu yapmak zorundayım, Arkadaşlar yukarıdaki iletide ne islam dininin normlarını savunma temayülü güdüyorum ne de eleştirme amacı taşıyorum. İletide bir yargılama dolayısıyla değerlendirme yapmıyorum. Sadece mezkur olayı "nasıl analiz etmemiz gerekir" üzerine konuşuyorum. Yani doğru analiz etme yöntemi üzerine konuşuyorum. Bu yüzden yukarıda ne tarihselci bakış açısı var ne de evrenselci. Yukarıda bir yorum yok, doğru düşünme usulü var sadece. Şayet bir değerlendirme, yahut yargı yapıyor olsaydım ve bugünün uygulamasına dair bir hüküm istinbat ediyor olsaydım bu yaptığım o zaman tarihselcilik olurdu. Dolayısıyla iletiyi amacından saptırıp belirli yargılar ürettiğime dair yorumlara daha da cevap vermeyeceğim. zira bunu bir daha açıklamak istemiyorum.
Büşra Savaş okurunun profil resmi
Benim en anlamadığım olay ise inanırsın veya inanmazsın ama neden bu düşmanlık ve saldırma isteği? Çevremde de artık arkadaşlarım yavaş yavaş dinden çıkıyor sanki biri hadi çıkalım demiş onlarda peşine gidiyor gibi. Bir sürü yabancı arkadaşım var bir sürü dinden ve oturup da hiçbirinin dinine ne laf ettim ne de alay ettim. Herkesin kendi tercihi saygı göstermek lazım. Ben İslam'ı onlara kötü davranarak tanıtamam. Bizim için kutsal olan İslam ise onlar için kendi dinleri diyip susmak lazım. Nedense sonradan belirli özenmelerle dinden çıkan arkadaşlarımızda yüksek oranda bir İslam düşmanlığı var. Şahsen ben diğer dinlerden olan arkadaşlarımın bana dinim hakkında 1 kez bile kötü bir şey dediğine şahit olmadım aksine merak edip objektif bir şekilde soru soruyorlar ama bu tarz insanlar çok fazla kötüleme derdinde.
UFUK okurunun profil resmi
Peki Muhammed hocam diyelim islâmdan önce kadının koşulları çok daha berbattı, size göre; " İslâm geldi, kadını yarım da olsa adam yerine koydu, çok eşliliği de dört ile sınırlandırdı." diyorsunuz.Bunları yapmak yerine peki Tanrı neden tam bir iyileştirmeye gitmedi de; "Hayır kardeşim, hem kadının, hem erkeğin şahitliği eşittir, bir erkek koşullar ne olursa olsun sadece bir kadınla evlenebilir." diyemedi? Pekalâ bu kesin çizgileri çekebilirdi, bunu neden yapmadı da dediğinize göre islâmdan önce daha kötü olan kadının durumunu yarım yamalak iyileştirme gereği duydu, bunu kâfi buldu?
Muhammet İkbâl okurunun profil resmi
Çünkü o zaman onun adı reform değil ütopya olurdu. 1500 yıl öncesinden bahsediyoruz.
7 sonraki yanıtı göster
Tubarsln okurunun profil resmi
Kaleminize sağlık. Seküler zihniyetler anlasa keşke kendileri için çırpındığımızı. İslam'ın izztinden zerre eksiltemediklerini böyle yaparken. Rabbim bize ve herkese hidayet versin
Düşmüş Melek okurunun profil resmi
Şu sakinlik ve sabırdan ben de istiyorum ya cidden.Yaşıtlarım hatta genel olarak mensup olduğum Z kuşağı birçok özenti etkisiyle dinden çıkıyor,her şeyi meşru hale getiriyor. Sonradan Müslüman biri olarak kendi dinimi şuanlik sadece amca ve teyzelere anlatabilecek sabrım var.Kendi kuşağım için kırk fırın ekmek yemem lazım galiba. Çok şey bildiğini sanan ama hiçbir şey bilmeyen sözde okumuş yada okuyan cahil bir nesle bişeyleri işleyebilmek çok çok zor.Dinsiz olmalarını bir nebze anlarım bende o yollardan geçtim ama hakareti anlayamıyorum.Sahsen ben dinsizken kimsenin inancına dil uzatmıyordum
16 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.