Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

496 syf.
·
Puan vermedi
Bugün dünya üzerinde bazı uluslar başarılı olup kendi devamlılıklarını sağlayabiliyorken bazıları sağlayamıyor. Siyasal ve ekonomik olarak milletlerin bazıları kendi kendini idame ettirebilirlerken bazı milletler ise bu konularda söz sahibi olamıyorlar. Demokrasi, hukuk, eğitim sistemleri gibi belli başlı konularda uluslar birbirlerine karşı üstünlük gösteriyorlar. Peki bu üstünlüğün temel nedeni nedir? Neden bazı uluslar başarılı olurken bazı uluslar “düşmektedirler”? İşte Daron Acemoğlu ve James A. Robinson’un 15 yıllık bir çalışmasının ürünü olan Ulusların Düşüşü (Why Nations Fail) isimli kitabı tam olarak bu soruya bir cevap arıyor. Kitapta farklı coğrafyalarda değişik tarihlerle birlikte ülkelerin ve kurumların karşılaştırmalı bir analizi yapılıyor. Mesela Güney Kore ve Kuzey Kore. Bu iki ülke de aynı milletten oluşuyor ve aynı coğrafyayı paylaşıyor. Güney Kore oldukça demokratik, ileri sanayi ve uzay teknolojisi üretebilen, insan hakları ve özgürlüklerine sahip müreffeh bir ülke. Kuzey Kore halkı için müreffeh tabiri kullanmamız pek olası görünmüyor. Peki bu iki ülkenin sahip olduğu farklılıklar neye bağlıdır? Veyahut Güney Amerika’nın gelir düzeyi ile Kuzey Avrupa ülkelerinin gelir düzeyi arasındaki farklılığın sebepleri neler olabilir? Kitabın genel olarak savunduğu hipotez: kapsayıcı (inclusive) ve sömürücü (extractive) kurumların ayrımına dayanıyor. Kapsayıcı kurumlarda yönetim tabana yayılmış durumda ve güçler ayrılığı, hak, hukuk, eşitlik gibi demokratik kavramlar sağlam olarak korunuyor. Sömürücü kurumlarda ise yönetimler baskıcı ve özel bir zümre elinde bulunuyor. Demokratik haklar korunmuyor ve bu ortam içinde yönetici zümre kendi iktidarını zorla sürdürmek istiyorlar. İşte bu kitabın hipotezine göre, bir ulusun yükselişi yahut düşüşü, sahip olduğu kurumların kapsayıcı yahut sömürücü olmasına bağlıdır. Eğer ülkenin kurumları kapsayıcı ise o ulus daha başarılı olacaktır. Eğer kurumlar sömürücü ise uzun vadede o ulus geride kalacaktır. Sömürücü ekonomik ve siyasal kurumlar, ekonomik büyümeyle her zaman uyumsuz olmasa bile sürdürülebilir olmaz. İşte bu yüzden sömürücü kurumlara sahip ülkeler kısa süre zarfında belli bir başarı gösterebilirseler de uzun süre kapsamında bu devam etmeyecektir. Sömürücü kurumlar iki nedenden ötürü sürdürülebilir teknolojik değişim üretmeezler; ekonomik teşviklerin yokluğu ve yaratıcı yıkımın siyasal sonuçlarından korkulması. Çok kaliteli bir çalışmanın ürünü olsa da benim gözüme takılan belli başlı sorunlar olduğunu düşünüyorum. Kapsayıcı-Sömürücü kurumlar hipotezi savunulurken ne yazık ki belli başlı hipotezler yanlış gerekçesiyle kestirilip atılmış. Fakat konu ulusların kaderi ve onların geleceğini inşa eden olaylar olduğu zaman, bunu tek bir faktöre yahut tek bir hipoteze bağlamanın doğru olmayacağı aşikardır. Sadece birkaç sayfa yetersiz bir açıklama ile coğrafya hipotezi çürütülmeye çalışılmış fakat bu teze karşı çıkarken yazarların öne sürdüğü nedenler pek de tatmin edici değil. Jared Diamond’un Tüfek Mikrop ve Çelik isimli kitabındaki bu gibi hipotezler çok değerlidir ve bu konuyu anlamak için sağlam bir dayanak teşkil etmektedir. Coğrafya kavramı tarihçilerin gözünde çok önemli ve değerlidir. Belli başlı iktisadi kurumlar üzerinden çıkarımlar yaparak ve olumsuz örnekler bularak bu hipotezi kestirip atmak kolay olmamalıdır ve doğru da değildir. Naçizane kanaatim, bu konularda kitabın bütüncül tarihi eksiklikleri olduğu yönündedir. Mesela kitap, Orta Doğu’nun fakirliğini coğrafyasına değil Osmanlı İmparatorluğuna bağlıyor. Bu ne yazık ki talihsiz bir tespittir ve kitabın ufkuna gölge düşürmektedir. Ayrıca kültür hipotezi ve cehalet hipotezi de tamamiyle yanlış kabul edilip yok sayılmış. Sonuç olarak hipotez dönüp dolaşıp tek nedene yani kurumların kapsayıcılığına varıyor ve alternatif hipotezler açıkçası göz ardı ediliyor. Bütün bunların yanında Ulusların Düşüşü çalışması kesinlikle ufuk açıcı bir kitap. Bu kadar geniş örneklendirme ile karşılaştırmalı bir analiz olarak değerli bir kaynak. Ayrıca, kitabın üslubu genel kitleye hitap eder tarzda ve sıkıcı değil. Ülkelerin ve milletlerin mevcut durumları, geçmişteki dayanakları ve gelecek inşası konusunda sağlam bir fikir edinmek ve analiz yapabilmek için kesinlikle okunması gerekiyor. Fakat kitabın ayrıntılı tarihi hacminden ve mantıki temelinden ötürüdür ki birçok okurda sorgusuz bir hayranlık bırakıyor. Bu yüzden belirtmeyi çok gerekli görüyorum: ulusların durumları -kitabın tek nedenlilik havasının aksine- bir çok olguya ve şarta bağlıdır. Bundan dolayıdır ki tek bir hipotez hiçbir zaman için geçerli olmayacaktır. Bu yüzden bu konuyu anlayabilmek ve yorumlayabilmek için bir çok hipotezin sentezi gerekmektedir. (Örneğin bu hipotezin tek başına yeterli olamayacağını günümüzde Amerika Birleşik Devletleri ve Kuzey Kore örnekleriyle göstermek pek mümkündür.) Daron Acemoğlu ve James A. Robinson’un ortaklaşa yazmış olduğu Ulusların Düşüşü isimli kitabı Doğan Kitabevi, 24. Baskı, Faruk Rasim Velioğlu çevirisinden okudum. Bu konuya ilgisi olan herkesin okumasını tavsiye ediyorum. İyi okumalar..
Ulusların Düşüşü
Ulusların DüşüşüJames A. Robinson · Doğan Kitap Yayınları · 20132,713 okunma
·
37 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.