Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Dörtnala, fasılasız koşturup durduğum ve alabildiğine yorulduğum nahoş bir yılın sonunda, tenha bir ormanda zamanın dinginlerine asılıp yavaşladım, yaşlı bir ağacın gölgesinde konakladım. Orman, fısıldaşan yapraklardan dev bir koroyla uğultulu şarkılar söyledi kulağıma, burnuma kekik kokuları taşıdı. Kâh kan kırmızı dağ çileklerinden tadarak kâh fırtınada devrilmiş ağaç gövdeleri arasına dalarak dostlarla kolkola yürüdük uçsuz bucaksız bir çam ormanının çamurlu patikalarında.... Sağanak yağmur altında tepelere tırmanan rampalar arşınladık, zirveyi sucuk ekmekle kutladık. Yolumuza çıkan köy kahvelerinde adaçayı içip evlatlarınca ölüme terk edilmiş yapayalnız ihtiyarlarla söyleştik; tütün, torunlar ve dünyanın halleri üzerine... Dostlarla tavla oynadık, mars ettikçe neşeyle dalga geçerek... Bir kamyonet sırtında seyahat ettik, saçlarımızı yele vererek... Peşimizde tüyleri safrana çalan, çakı gibi bir köpek vardı. Yanımızda güzel gözlü, eksik dişli çocuklar... Güler yüzlü, temiz kalpli, riyasız arkadaşlar... Gece, dingin ve mutedildi. Ellerimizde tutuşmuş çıralar taşıyarak ormanın derinliklerine daldık, neşeli bir ateşböceği ordusu gibi... Biz, eski şarkılar söyledik, yeni senenin heyecanıyla.... Alevin sıcağı, şarabınkine karıştı; yıl boyu somurtup duran hayat, o gece bizimle barıştı.
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.