Nasıl da davetkâr bir isim Uzaklar... Bu teknenin adı sizin de ruhunuzun yelkenlerini şişirmiyor mu? Sizin de aklınızı çelmiyor mu bu ismin sihirli çağrısı?.. Tuzaklarla dolu olsa da uzakların sesine kulak verip açılmak ve hiç arkaya bakmadan yepyeni bir hayata doğru yelken açmak fikri, sizin kafanızı da saç diplerinizi acıtırcasına çekiştirmiyor mu? Uzaklarda bir yerlerde, açık denizlerde farklı bir yaşam olduğunu bilerek yaşamak, sizin de yüreğinizi burkmuyor mu? Can Dündar, Uzaklar’da gezi yazılarını bir araya getiriyor. Ancak klasik bir gezi kitabından çok farklı bir kitap bu; yazar kimi zaman günlük koşturmalardan kaçıp yanı başındaki bir kıyı kasabasında geçirdiği günü anlatıyor, kimi zaman dünyanın öteki ucuna gidip, orada yaşayanların gözleriyle bakıyor günlük yaşantımıza... Hamburger ilanlarıyla bezenmiş Çin’den dümenini turizme kırmış sosyalist Küba’ya, Kont Drakula’nın “satılık” şatosundan Harry Potter’ın filmlerine mekân olmuş Oxford’a, yeşil karıncaların düş gördüğü Avustralya’dan Petersburg’un beyaz gecelerine ve daha nice yerlere uzanıyor Can Dündar... Anılar, tanıklıklar, tarihî ya da güncel bilgiler eşliğinde uzaklardaki yakını, yanı başımızdaki uzakları getiriyor kapımıza. Dünyaya onun gözüyle bir kere daha bakabilmek güzel...
175 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 1 Eylül 2002
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

175 syf.
10/10 puan verdi
·
35 saatte okudu
Gezi yazılarının aksine gezilen yerlerin gerçek yüzünü anlatması açısından çok akıcı ve güzel bir kitap. Ahım şahım anlatılıp bilinilen yerlerin aslında öyle olmadığını tüm gerçekliğiyle anlattığı ve Can Dündar'ın tarafsız tarihçiliği ve yorumculuğuyla çok güzel bir gezi kitabı olmuş. Kitabın çoğu yerinde aaa aslında öyle değilmiş de böyleymiş dedim. Gezi notları dışında konuya girişlerdeki muhteşem edebiyatçılığı da ayrı bir güzellik katmış kitaba...
Uzaklar
UzaklarCan Dündar · Can Yayınları · 2015725 okunma
205 syf.
9/10 puan verdi
·
29 saatte okudu
Gene keyifli bir Can Dündar okuması oldu. Yol insana bilmemiz gerekenleri ogretir diyip , hosgorusuzluk ve bagnazlik bayraklarinin dalgalandigi obamizi geride birakip yollara dusuyor( ki bahsettiği yillar 90larin sonu milenyum ... suana kiyasla seker yillarmis) biz de tabii pesinde gittigi yerleri yazarken bize hem duygularini aktariyor hem de bir şeyler ogretmeden de gecmiyor. Severek okudum tavsiye ederim.
Uzaklar
UzaklarCan Dündar · İmge Kitapevi · 2002725 okunma
175 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Elimden geldiğince seyahat etmeye çalıştığım gibi kalemi güzel olanların seyahatlerini de okumayı çok severim. "Uzaklar" gerçekten farklı kültürlere ilgisi olanların kısa sürede zevkle okuyacakları bir kitap. Olaylar bir film gibi akıp geçecek zihninizden.
Uzaklar
UzaklarCan Dündar · Can Yayınları · 2015725 okunma
175 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
35 günde okudu
Karınca yine deli gibi çalışmış o yaz; dere tepe gezip kış için yiyecek depolamış. Ağustos böceği ise yine dalgasını geçip şarkılar söyleyerek çiçek çiçek gezip eğlenceye vurmuş kendini... Sonra kış gelmiş. Karınca tam biriktirdiklerini yemeye koyulmuş ki kapı çalmış: İki dirhem bir çekirdek Ağustos böceği... Başında şapka, elinde bavul... "Hayrola" diye sormuş karınca... "Paris'e tatile gidiyorum, bir isteğin var mı" diye sormuş bizimki... Karınca öfkeyle, "Tek bir ricam var" demiş, "Söyle o La Fontaine denen madrabaza, bir daha öyle poposundan masal uydurmasın..."
Uzaklar
Uzaklar
Uzaklar
UzaklarCan Dündar · Can Yayınları · 2015725 okunma
205 syf.
7/10 puan verdi
Can Dündar / Uzaklar
Uzaklar
Uzaklar
Can Dündar
Can Dündar
Acaba sığ suların ölçülü dalgalarında sörf yapar gibi mi ilişkiler yaşıyoruz; derin denizlerde nefessiz, inci arar gibi mi? Can Dündar'ın kaleminden yol hikayeleri... Anlatım akıcı, keyifli, betimlemeler, tasvirler mükemmel.
Uzaklar
UzaklarCan Dündar · İmge Kitapevi · 2002725 okunma
175 syf.
8/10 puan verdi
Can Dündar sevdiğim ve bütün kitaplarını okumak istediğim bir yazar. Bu kitabında yazarın gezip gördüğü yerlerle ilgili yazdığı gezi yazıları var. Ben gezi kitaplarını pek sevmem ama yazarın üslubundan dolayı Uzaklar kitabını sevdim. Bir de çok uzun bir kitap olmadığı için okurken hiç sıkılmadım, kısa sürede bitirdim.
Uzaklar
UzaklarCan Dündar · Can Yayınları · 2015725 okunma
175 syf.
·
Puan vermedi
"Çok uzaklara gittim son zamanlarda... Fin körfezine doğru akan Leningrad trenine bindim, oradan Çin seddine indim. Adına hayran olduğum ve bu kitaba koyduğum bir teknenin peşine düşüp Avustralya'ya yelken açtım, Havana'ya kaçtım. Varoşlarında dolaştım yoksul Kalküta'nın... Marakeş'in sefil çarşılarında gezdim. Kenya'da fillerle kahvaltı edip, gün batımında Necef çölünden Zeytin dağına uçtum..." Kitabın önsözünde Can Dündar bunları yazmış. Devamı var ben kestim. Gördüğünüz gibi epey eziyet çekmiş, yorulmuş. Sonrada izlenşmlerini kitaba aktarmış. Bende alıp okumuşum.
Uzaklar
UzaklarCan Dündar · Can Yayınları · 2015725 okunma
175 syf.
7/10 puan verdi
Güzümüz kültür yok olmasıyla ilgili bir kitap. Genel olarak, yaşanan veya yaşanıcak kültür kaosu ile ilgiliydi. Roman gibi değil, daha çok gezi yazısı gibi. Kitap 2000'li yılların başında yazılmış. Ben çok sevdim. Bence toplumsal farkındalık açısından herkes okumalı.
Uzaklar
UzaklarCan Dündar · Can Yayınları · 2015725 okunma
175 syf.
10/10 puan verdi
Daha çok televizyon programcısı olarak tanıdığım Can dündarın yazar yönüyle ilk defa tanışmış oldum. Belgeselleri ve tarihi araştırmalarıyla cesaret örneği olan Mehmet Ali Birandtan sonra nedense hep aklıma gelen ikincisi Can Dündar. 90ların cesur gazetecilerin ve araştırmacıların başında gelen yazar, bu eseriyle gezip dolaştığı yerlerde izlenimlerini ve kendi dünya felsefesini okura sunuyor. Hep aklımda kalan o belgesellerdeki seslendirme kitabı okuduğum süre boyunca hep kulağımdaydı. Sanki kitabı kendisi bana okuyordu. Artık ne kadar etkilenmişsem ilk gençlik yıllarımda kendisinden. Demokrat bir yanının her zaman olduğunu biliyordum, kitabı okurken de pek şaşmadım işin doğrusu. Şiirsel bir dille gezip gördüğü yerleri ve kendisinde bıraktığı izleri kelimelere dökerken dünyanın hemen hemen bütün sorunlarına eğilmiş bir halde duruyor yazar.
Uzaklar
UzaklarCan Dündar · Can Yayınları · 2015725 okunma
175 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Yazar, gezdiği yerlerden bir demet sunmuş ve hayata yansımalarını kendi zihin süzgecinden geçirerek saptamalar yapmış. Gerçekten güzel saptamaları var. Tadımlık bir kitap. Gittiği yerler hakkında sayısız soru soranlara da"Gidin,görün" diyor. Tabiki imkanınız olursa diyelim...
Uzaklar
UzaklarCan Dündar · Can Yayınları · 2015725 okunma

Yazar Hakkında

Can Dündar
Can DündarYazar · 48 kitap
Can Dündar (d. 16 Haziran 1961, Ankara), Türk araştırmacı, gazeteci, televizyoncu ve belgesel yapımcısı. Türkiye'nin yakın tarihi, politikası ve popüler kültür konularında hazırladığı belgeselleri ile tanınmış bir belgesel yapımcısıdır. Özellikle Sarı Zeybek (1993) belgeseli ilgi görmüştür. Şubat 2015'te Cumhuriyet Gazetesi’nin genel yayın yönetmeni olan Dündar'ın, bu gazetede 29 Mayıs 2015 tarihinde kendi imzasıyla yayınlanan MİT TIRlarındaki silah haberi büyük yankı uyandırmış ve gazeteci bu haber nedeniyle tutuklanıp yargılanmıştır. Yargılama sonucunda casusluk ve hükûmeti ortadan kaldırma suçlamalarından beraat eden Dündar, devletin gizli belgelerini elde edip yayınlamaktan ceza aldı. Davanın temyiz sürecinde tutuksuzluğu devam eden gazeteci, can güvenliği endişesiyle Almanya'ya gitti. Dündar, Cumhuriyet gazetesi genel yayın yönetmenliğinden ayrılmış; aynı gazetede köşe yazarlığına devam edeceğini açıklamıştır. 31 Ekim 2016 tarihinde hakkında yakalama kararı çıkarılmıştır. Oslo Barış Araştırmaları Enstitüsü tarafından açıklanan 2017 Nobel Barış Ödülü adayları arasında üçüncü sırada yer aldı. Ali Rıza ve Öznur Dündar çiftinin tek çocuğu olarak doğdu. İlk ve orta öğrenimini Ankara'da tamamladı. Ankara Atatürk Lisesi'nden mezun olduktan sonra 1982'de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksek Okulu'ndan mezun oldu. Üniversite yıllarında gazeteciliğe başladı. 1979'dan itibaren sırasıyla Yankı, Hürriyet, Nokta, Haftaya Bakış, Söz ve Tempo’da çalıştı. 1986'da Birleşik Krallık'ta London School of Journalism'i bitirdi. Orta Doğu Teknik Üniversitesi İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü'nde siyaset bilimi dalında yüksek lisansını aynı senede tamamladı. “Media and democracy, a comparative case study on the press portrayal of the Belgrane and Kocatepe affairs” (Medya ve Demokrasi, Belgrano ve Kocatepe Olayları’nın medya tasviri üzerine karşılaştırmalı bir inceleme) başlıklı yüksek lisans tezinde iki ülkede birer savaş gemisinin yanlışlıkla batırılıp devlet sırrı olarak saklanması konusunu inceledi. Televizyona 1988'de TRT'de Seynan Levent ile başladı. 1989-1995 arasında 32. Gün program ekibinde çalıştı. 1993-1994 yıllarında Show TV'de Mehmet Ali Birand’la birlikte 'Çapraz Ateş’i hazırladı. Özellikle 1993’te Sivas Valisi Ahmet Karabilgin, Sivas Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu ve yazar Aziz Nesin’in konuk olduğu bölüm gündem yarattı ve üzerinden tartışmalara sebep oldu. Gazetecilik ve belgeselciliğe ağırlık verdiği dönemden sonra 2006'da televizyonculuğa yönelen Dündar, 19 Eylül 2006'da başladığı "Neden?" isimli tartışma programını 9 Haziran 2009 tarihine kadar hazırlayıp sundu. 2009-2010’da NTV kanalında yayımlanan Canlı Gaste’yi hazırlayıp sundu ve aynı kanalda 2010-2011’de canlı ana haber bültenini sundu. Mehmet Ali Birand ve Bülent Çaplı ile birlikte ‘Demirkırat’ (1991) ve ‘12 Mart’ (1994) adlı belgesel dizilerini hazırladı. Ayrıca Türkiye’nin güzellik kraliçelerini anlatan ‘Cumhuriyet’in Kraliçeleri’ belgesel dizisini ve Atatürk’ün son 300 günün anlatan Sarı Zeybek belgesellerini hazırladı. 1994-1995 yıllarında Türkiye tarihinin gölgede kalmış kahramanlarının öykülerini anlatan ‘Gölgedekiler’ adlı belgesel serisini hazırladı. Köşe yazarlığı 1994'te Aktüel’de başladı; aynı yıl Yeni Yüzyıl gazetesinde günlük köşe yazıları yazmaya başladı ve bu gazetede beş yıl çalıştı. Köşe yazarlığı ve belgesel yapımcılığı sürerken ODTÜ’de doktora çalışmalarına da devam eden Dündar, 1996'da “Terör ve medya: Liberal Teori ışığında, terör olaylarının televizyonda işlenişine eleştirel bir yaklaşım” başlıklı tezi ile doktorasını tamamladı. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’ ve ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümü Kültürlerarası Çalışmalar programında yüksek lisans dersi verdi. 1996 ve 1997 yılında Show Tv için hazırladığı 10 bölümlük ‘Aynalar’ belgesel ile politik ve tarihî konuların dışına çıktı; popüler kültür alanında çalışmalara yöneldi. 1996-1998 yıllarında 40 Dakika isimli belgesel-haber programını hazırlayıp sundu. Özellikle 7 Ocak 1997’de yayınlanan programda Susurluk Kazası’ndan yola çıkarak yapılan araştırmalarla ilgili iddialar uzun süre gündemde kaldı. Atatürk'ün öğrencilik hayatındaki ülke durumunu ve Atatürk'ün beraberliğinde gerçekleşen değişimleri anlatan Yükselen Bir Deniz belgeseli ile 1998'de belgeselciliğe döndü. Türkiye siyasi tarihi ve popüler kültüründeki önemli kişiler ve Köy Enstitüleri, Devlet Tiyatroları, İş Bankası, Mülkiye gibi kurumlara ilişkin çok sayıda belgesel yaptı. 1999 Ocak'ından 2001 Ocak sonuna kadar Sabah gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. 2001 Ocak ayından itibaren Milliyet gazetesinde, Ada başlıklı köşe yazısı yazdı. 2003-2004 yıllarında Milliyet gazetesi için ‘Popüler Kültür’ ekini çıkardı. Milliyet gazetesiyle yolları 1 Ağustos 2013 tarihinden itibaren ayrılmıştır. Milliyet'ten ayrıldıktan sonra BirGün'de Doğan Tılıç'ın köşesinde bir ay boyunca haftada üç gün yazdı. Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatını anlatan Mustafa adlı filmi yazıp yönetti. 2008 yılında vizyona giren film, Atatürk’ü yargıladığı ya da kötülediği yönünde eleştirilere maruz kaldı. 25 Ekim 2013 tarihinden beri Cumhuriyet gazetesinde yazan Dündar, 8 Şubat 2015'te gazetenin genel yayın yönetmenliği görevine getirildi. 2014 yılında Gezi Parkı protestoları ile ilgili ‘Gözdağı’ adlı belgeseli hazırladı. MİT TIR'ları davası Tutuklanması Suriye'ye gönderilen MİT TIR'ları ile ilgili haberin 29 Mayıs 2015 tarihinde Cumhuriyet'te,‘İşte Erdoğan'ın yok dediği silahlar’ başlığıyla ve Can Dündar imzasıyla duyurulmasının ardından bu haberlere yayın yasağı getirildi. Aynı gün Can Dündar'a ‘devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme, siyasî ve askerî casusluk, gizli kalması gereken bilgileri açıklama, terör örgütünün propagandasını yapma’ suçlarından, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldı. Birkaç gün sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan “Bu haberi yapan kişi, bunun bedelini ağır ödeyecek, öyle bırakmam onu.” demiştir. Erdoğan'ın savcılığa yaptığı bireysel başvuru ile Can Dündar'a ‘gerçeği yansıtmayan haber, yorum ve görüntüleri yayınlamak suretiyle adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçunu’ öne sürerek iki kez ağırlaştırılmış müebbet ve 42 yıl hapis cezası talep edildi. Bu davada 26 Kasım 2015 tarihinde gazetenin Ankara temsilcisi Erdem Gül ile birlikte tutuklanmıştır.[19] Erdoğan, 24 Kasım'da ise “O TIR'lar Bayırbucak Türkmenlerine yardım götürüyordu. Şimdi diyecekler ki ‘Başbakan TIR'ların içinde silah yoktu’ diyordu... Varsa ne olacak, yoksa ne olacak.” demiştir. ‘Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasi veya askeri casusluk amacıyla temin etme’, ‘devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama’, ‘cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen ya da tamamen engellemeye teşebbüs etmek’ ve ‘silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek isteyerek yardım etme’ suçlamalarını içeren iddianame, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. 26 Kasım 2015'te tutuklu yargılanmak üzere cezaevine götürüldü. Tahliyesi Dündar ve Gül, 6 Aralık 2015'te AYM'ye bireysel başvuruda bulunarak tutuklu yargılanırken haklarının ihlâl edildiğini söylediler. Bu başvurunun ardından 25 Şubat 2016'da İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin “Siyasî casusluk yaptıklarına ilişkin somut bilgi yoktur” şeklindeki gerekçeli karar ile tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildiler. AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, kararı sevinçle karşıladıklarını ancak mahkeme kararları üzerinden AK Partinin itham edilmesini doğru bulmadığını söyledi. CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, bu kararı alan Anayasa Mahkemesi üyelerini kutladığını söyledi. MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken ve Pervin Buldan kararı sevinçle karşıladıklarını ifade etti. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland ve AGİT, kararı memnuniyetle karşıladıklarını ve basın özgürlüğü açısından önemli bulduklarını ifade ettiler. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28 Şubat günü Can Dündar için Anayasa Mahkemesi'nin verdiği tahliye kararını “Mahkeme bu şekilde bir karar vermiş olabilir. Ben Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu karara sadece sessiz kalırım o kadar. Ama onu kabul etmek durumunda değilim (...) Ve verdiği karara da uymuyorum, saygı da duymuyorum. (...) Aslında onlarla ilgili kararı veren mahkeme kararında direnebilirdi. Eğer kararında direnmiş olsaydı, bu bireysel başvuru veyahut da AYM'nin vermiş olduğu karar boşa çıkacaktı.” şeklinde yorumladı. Erdoğan 4 Mart'ta ise "Evet ortada bir Anayasa ihlali vardır. Ama Anayasa’yı ihlal eden değilim. Bu Anayasa Mahkemesi’nin karar merciinde olanlardır. Birinci mahkeme Anayasa Mahkemesi'nin kararına uydu. Ama bu işin bittiği anlamına gelmez. Savcı karara itiraz edebilir. İtiraz durumunda, bir üst mahkeme yeni bir süreci başlatabilir." dedi. Yargılanması 6 Mayıs 2016'da gerçekleşen dördüncü duruşma sonucunda Dündar ve Gül, hükûmeti ortadan kaldırma suçlamasından beraat etti. İkili hakkındaki casusluk suçlaması da düştü. Devletin gizli belgelerini elde edip yayınlamaktan yedi yıl hapis cezası alan Dündar'ın cezası beş yıl 10 aya indirildi. Davanın temyiz sürecinde tutuksuzluğu devam eden Dündar, can güvenliği endişe ile Almanya’ya gitti. Dündar, Ağustos 2016’da Cumhuriyet gazetesi genel yayın yönetmenliğinden ayrılmış; aynı gazetede köşe yazarlığına devam edeceğini açıklamıştır. 24 Ocak 2017'den beri Almanya merkezli Özgürüz adlı haber portalının genel yönetmenliğini sürdürmektedir.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.