Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kiraz Sapı Vakası
"Ben bir başkasıdır." der Arthur Rimbaud. Ne kısa, ne uzun bir cümle. Konuyla ilgili Vedat Türkali'nin Güven l, ll romanı kadar uzun romanlar yazılabilir. Bir odun parçasının kendini keman sanmasının tek sorumlusu, suçlusunun toplum olduğunu düşünmüyorum. Ve konu çok derin içinden çıkamam diye korkuyorum. Daha kendi kendimin Yusuf'u ve kendi kendimin kuyusu olduğumu yeni fark ettim. Ne yaptıysam bu kuyudan çıkamıyorum. İnsan kendi kendinin Yusuf'u ve kendi kendinin kuyusu olduğu gibi, kendi kendinin İbrahim'i ve kendi kendinin putu da aynı zamanda. Elime bu baltayı kim verdi İbrâhim? Nedense Ece Temelkuran'ın Düğümlere Üfleyen Kadınlar romanını okursam bana çok şey katacağını düşünüyorum. Ama sadece düşünüyorum henüz okumadım. İsminden etkilendim belki değişik batıl inançları olan biri olarak. Değişik insanlarda beni buluyor ama. Her batıl inancımın bir sebebi var. Biri geldi bir gün elinde ufak bir mendil içinde bir şey var belli. "Bunu sana vermek istiyorum"dedi. "İçinde kiraz sapı var kadınlar için çok önemli değerliymiş." Benim bildiğim tek özelliği kilo vermeye yardımcı olması. Ona da ömrüm boyunca ihtiyacım olmadı daha. Duymadım varsa başka anlamını da. Filmlerde görürüz ya büyü yapmak için ilginç şeyler kullanılır. Kiraz saplarını bana verince aklıma ilk bu geldi. "Ah canım teşekkür ederim. Bir büyü için tek eksik malzememdi" deyip aklını almak geçti içimden, sonra vazgeçtim. Bir süre çantamda taşıdım. Ne yapacağımı bulamayınca, bizim burda Nazar Köy diye bir yer var orda bir dilek ağacı gördüm onun dibine bıraktım. Herkes çaput bağlayacak diye bir şey yok ya :) Ardına da Melina Aslanidou'dan bir şarkı açtım. Ama hala merak ediyorum bir kadına neden kiraz sapı biriktirilir ? Bu kiraz sapı vakası da böylece kaldı. Muhasebecilik yapmaya çalışıyorum :) Bu bazen sadece bir şirketin değil, ansızın ömrümün muhasebesine dönüşebiliyor. Fiş işlerken nereden alındığına takılıyor birden gözüm. Algıda mı seçicilik ? Pek tabi neden olmasın ? Yoksa niye hiç gitmediğim bir yerin ismi takılsın gözüme, onca kelime arasından. Düşün dur ondan sonra :) Karapürçek diye bir roman okumuştum (ilginçtir). Uzun zaman oldu. Hatta çocuktum. Ama çok etkilendiğimi hatırlıyorum. İdealist bir öğretmeni anlatıyordu. Dün birden hatırladım Sunullah Arısoy'un kitabıydı. Bu kitapla ne alakası var bilmiyorum ama, kitabı hatırlayınca Kasım ( Noviembre) filmini ve final sahnesini hatırladım. Harika bir filmdi. Nereden bulurum bilmiyorum ama kitabı tekrar okumalıyım. Filmi de tekrar izliyim. Son olarak iki gün önce İstanbul'da yağan yağmuru (doluyu), çoğu kişi gibi doğanın intikamı olarak görüyorum. Aslında intikamdan da ziyade adalet. Her zaman söyledim doğanın adaletine inanıyorum. Onunda kendi kriterleri, ölçütleri var elbette. İşine gelmeyen inanmasın.. Bi de bir şey daha var. Halkın adaleti..... youtu.be/afJuwtX6nz0 - Kasım ( Noviembre)
··
25 görüntüleme
Metin T. okurunun profil resmi
Arthur Rimbaud, şairliği tüketmiş adam, demişti bir dostum. 5 yıl yazdı sadece. Hadi de ki, 25'inde bıraktı bu işi. Kendine gelmişti sıra. Tüketme işi yani. Denedi de. Bunu başaramadı işte. Belki de kavşakların birinde, vaz geçişlerinden biri buydu. İnsanlığı tüketmeye adadı kendini. Bu işin parası boldu zira. Silah satmak hep kazandırırmış. İşte böyle bir şeyler dediydi. "Ben Bir Başkasıdır" kadar kurcalanmış cümle var mıdır? Ne laf etmiş ama. Çok keyif aldım yazılarınızı okumaktan. Gece okudum aslında. Sabah aklıma beğenmediğim, daha önemlisi dostlara duyurmadığım geldi. Kaleminize sağlık.
İpek Demirer okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim daha fazla insanın okuması beni daha çok mutlu eder tabi. Sağolun hocam.
1 sonraki yanıtı göster
Dystopianerectus okurunun profil resmi
O güzel final sahnesi "Yusuf"ların kuyusu, "Yusuf"ların şerefine.... Teşekkürler....
İpek Demirer okurunun profil resmi
Ben teşekkür ederim:)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.