Öncelikle yazarın konuyu ele alış şeklinin insanı sıkmayan tarzda olmaması mutlu etti. Sanki bir yakınımın şu anki dönemden yakınmalarını ve önerilerini dinliyor gibiydim. Her şey için acelemiz olduğu ve aceleden kendi hayatımızı bir anda yaşayıp bir anda sonuna geldiğimiz, geçen zamanın yarattığı şaşkınlıkla ve elimizde olan sayılı güzel günle gidiyoruz belki hayattan. Peki buna değer mi? Sadece bir hayatımız var ve bunu da acele yapılan işin karışık ve yarım yapılması gibi geçiriyoruz. Para biriktirmek, ev ve araba almak daha iyi bir geleceği ailenize vermek için bugünü heba ediyoruz. Bugün hep gelmeye devam etse de bizim hayattan aradığımız şey değişebiliyor. Yani bugünün dileği yerine gelmediğinde geçmişin acı bir keşkesi olarak aklımızda kalıyor. Boşa geçmiş bir ömür kimsenin sahip olmak isteyebileceği bir şey değil sonuçta . ..................................................................................... !! Kitap hakkında çok fazla bilgi içerir dikkat !! ..................................................................................... Yazar hem ahlak kurallarını bize yeniden hatırlatıyor. Hem de çağımızın internet-televizyon-oyun bağımlılığına değiniyor. Ayrıca çoğu şeyin kısa bir hevesle yapıldığı şeylerin bizi ne kadar yıprattığına değiniyor. İhtiyacımız olmadan sırf reklamlar ya da pazarlama stratejisi yüzünden anlık dürtüyle aldığımız şeyler her ne kadar bizi o an için mutlu etse de sonrasında yaptığımız harcamanın bizi zorlayabileceği gerçeği sonradan yüzümüze çarpıyor. Veya günümüzde magazin ile toplumsal değil de birtakım insanların sorunlarını gündem haline getirilmesi. Bir şekilde tanınan insanların her şeyini paylaşmak zorundaymış gibi lanse edilmesi ve insanların mahrem hayatlarına dahil olunmaya çalışılması normalleştirilmeye çalışılıyor. Bir şekilde cevap alınmayan konularda bile fikir yürütülüp tatsızlık çıkarılıyor. Şu an normal hayatımızda bile bazen anıları kaydetmek veya paylaşmak için olduğumuz anın keyfini çıkaramıyoruz. Kendi hayatımızda seyirciden farkımız kalmıyor sırf başkaları hayatımızı izlesin diye biz de seyirci olmayı kabulleniyoruz. Ayrıca yazar teknolojik çağda yapılan yanlışlara (örneğin televizyon, telefon ve oyun bağımlılığına ve bunların çocuklarda her şeyin çabuk olmasını istemesi yani tahammülsüzleşmesi aynı zamanda şiddet içerikli oyunlara maruz kalan çocukların bilinçaltında şiddeti normal bir durum gibi sanması yanılsamasının oluşmasına neden olması, teknolojiyle birlikte ailelerde meydana gelen kırılmalar-bazılarında aile içi iletişimin yok olma derecesine gelmesi, sohbet süresinin azalması, aile içi aktivitelerin olmamasından dolayı aile yapısına ters gelen bazı şeylerin televizyon yüzünden normalleştirmeye çalışılması ve günümüzde ahlak anlayışının sarsılması ele alınan konulardan sadece birkaçı. Teknolojiyle beraber bilmeyle gelen mutsuzluk ve tatmin olmama durumu da bizi psikolojik açıdan etkileyen bir şey. Yazar da bundan bahsetmiş. Bireyler olduğu yeri kabullenemeyip sürekli bir yükselme hayaliyle olduğu yerden mutlu olmadan, bunun keyfini çıkarmadan hayatını geçiriyor mesela. Ya da aileler belli bir doğru olup olmadığından emin değil. Sırf başkaları bir şey yapıyor diye çoğunluğa uymak adına çocukları için kurslar, dersler, eğitimler ayarlıyor. Bunu çocuğun isteyip istemediğinden habersiz veya o şeye ilgili mi değil mi düşünmeden yaptıkları ne kadar yararlı olabilir tabi ki tartışılır. Sonuç; Böyle işte bana çok güzel şeyler kattığını düşündüğüm çok içten ve haklı bulduğum harika bir kitaptı. Okumanızı tavsiye ederim. Psikoloji kitabı olarak gayet anlaşılır bir şekilde dikte edilmişti. İyi okumalar!

YavaşlaKemal Sayar · Timaş Yayınları · 20159,4bin okunma

·

123 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

ʙᴜ̈ş