+ Yolunuzu göremiyorsunuz ama.
- Benim artık yolum yok ki göze ihtiyacım olsun. Zaten gördüğüm zaman da ayak sürçüp yuvarlandım. Varlık çok kere aşırı bir güven veriyor insana; yokluk ise yararımıza oluyor.
"Akşamüstüne doğru, kış vakti; Bir hasta odasının penceresinde; Yalnız bende değil yalnızlık hali; Deniz de karanlık, gökyüzü de; Bir acaip, kuşların hali."
"Yatağımın karşısında bir pencere var. Odanın duvarları bomboş. Nasıl yaşadım on yıl bu evde? Bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? Ben ne yaptım? Kimse de uyarmadı beni. İşte sonunda anlamsız biri oldum. İşte sonum geldi. Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım"
Oğuz Atay, Tutunamayanlar
Aynaya bakınca nasıl göründüğümüzü görürken, içimizde kopan fırtınaları tek bakışta görebilmek de mümkün olabilmeliydi, hislerimizi anlayabilmek daha kolay olurdu.
"Bütün zıtlıkları bir arada yaşamaktı tuhaf olan; özgürlükle tutsaklık aynı anda hissedilebilir miydi bilmiyordu, ama o bu ikilemler arasında yaşamıştı koca bir ömrü. Başkasına tuhaf gelebilecek durumlar onun için sıradanlıktan ibaretti. Hüzünlüyken mutlu olabilmek mesela, üzüldüğü için mutlu olabilir miydi biri ya da daha doğrusu üzülebildiği içindi belki bu yüzündeki tebessümün nedeni. En azından duygularım var diyordu kendi kendine, her şeye rağmen onlara sahibim ve bu karmaşada kaybetmemişim iyi ki ... "