Şark anlatı geleneğinin örneklendiği bu eser iç içe geçmiş hikayelerden oluşuyor. Postmodern anlatım tekniklerinin ustaca kullanıldığı eserde tıpkı Bin Bir Gece Masallarında olduğu gibi helezonik bir olay örgüsü kullanılmış. Çerçeve hikâyede Cezzar Dede'yi götürmek için gelen Ölüm, ona hikaye anlatma oyunu teklifinde bulunur. (Ölümle oyun oynayıp kazanma şansı var mı?) Önce bir korku hikayesi ardından da bir dini hikaye, aşk hikayesi ve cennet hikayesi anlatılır. Her hikaye bittiğinde ölüm Uzun İhsan'ı yakalamaya çalışır. (Uzun İhsan, Puslu Kıtalar Atlası'nın kahramanı o yüzden önce o kitabın okunması gerekiyor.) Romanın ana teması cennet çünkü Uzun İhsan'ı aradıkları mahalleler Cennetin isimlerini taşıyor. Bu kitapla birlikte İhsan Oktay Anar'ın tüm kitapları bitmiş oldu. Bunu diğer eserlerinden ayıran en önemli yönü ise Osmanlıca sözcüklerinin diğer eserlerine oranla çok az olması. Okumayı düşünenler yazarın eserlerini yayımlandığı sırayla okusun.
Puslu Kıtalar Atlası, Kitabul Hiyel, Efrasiyap Hikâyeleri, Amat, Suskunlar, Yedinci Gün, Galiz Kahraman, Tiamat...
Yeni kitabını dört gözle bekliyorum.